Paylaş
(I)
Türkiyem'i çok özlüyorum
Size bu kez trafik canavarından filan değil, Taşkent'ten yazıyorum. Taşkent güzel ve sakin bir kent. Birazcık Paris'e benziyor. Tarihi ve Türk Orta Asya'ya değilse de, Kerimov'un Özbekistan'ına çok yakışıyor.
Özbekler de çok sakin ve sessizler... Hem de sabırlılar ve çok yavaşlar. Ayrıca çok gizemliler ve mahşeri bir problem çözer gibiler. İşte bu sakin ve temiz kentte, sessiz insanlar arasında buraya iki ay önce Ankara'dan geldiğim için kendimi tımarhaneden çıkmış gibi hissediyorum.
Elime geçmediği için bizim, Kiril harfleriyle yazdıkları için Özbek gazeteleri okuyamadığımdan öyle ikide bir fıttırmıyor, aksine çok iyi dinleniyorum.
Eski Kızıl Meydan olan Lenin heykelinin yerine dikilen at üstünde adam -Timur- heykelini gördükten sonra Yıldırım'ın çarpmayıp niçin çarpıldığını, bununla Avrupa'nın paçayı nasıl kolay kurtardığını, bizimkilerin de neden heykeltıraş değil de yontucu olduklarını şimdi daha iyi anlıyorum. (Ankara'daki Pembe Köşk'ün önündeki İnönü'nün yontusunu görmek yeter bu konuda.)
‘‘Bak babası bak! Oğlumuz day day yapıyor’’ der gibi konuşulan Özbekçe için ‘‘iki ayda öğrenmek mümkündür’’ diyenleri kınıyorum.
Bir de tabii temizlik konusunda Özbekler'in bizden daha süper olduklarını vurgulamak istiyorum.
Zira bizde temizlik hiç değilse imandandır, burada o da yok. Evet şimdilik bunları biliyor ve yazıyorum. Görülmeyen kalemler bağlamında şaman kalmayı yeğliyor, saygılar sunuyorum.
Türkiyem'i çok özlüyorum.
H. ERDAL-Taşkent/ÖZBEKİSTAN
Çekül'den yeni yıl çağrısı: Her yıl her bölgede bir kent...
Türkiye'de 'çevre', 'kültür', 'eğitim', 'örgütlenme', 'tanıtım' ana başlıkları altında, yarım yüzyıldır yoğun çaba gösteren kişilerin birlikteliğine dayanan ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı), ulaştığı ülkenin deneyimli insanlarından aldığı güçle 1998 yılını anlamlı ve yaşanabilir kılmak istiyor.
Bu nedenle, Türkiye'nin her bölgesinden bir kentin çevresel ve kültürel değerleriyle korunması yolunda, ülkemizin kurum-kuruluş-kişilerinin karşılıksız sorumluluk yükleneceklerine inanıyor.
Yıllarca önce Safranbolu, Kastamonu, Amasya, Kocaeli, Çanakkale, Edirne, Bursa, Kütahya, Muğla, Diyarbakır, Ş.Urfa, Mardin, Midyat, Kemaliye gibi kentlerinde başlatılan, olumsuz koşullara karşın kamu-özel-yerel-sivil örgütlerin destekleriyle aralıksız sürdürülen koruma çabaları, sürekli yanlışlara somut doğrularla cevap verme ortamını sınırlı da olsa yaratmış bulunmaktadır.
Bu inatla, Türkiye'nin 'kimlikli bir ülke' olduğunu kanıtlama girişimlerine karşılık ÇEKÜL 'her bölgede bir kenti koruyalım' başlığı altında, ülkemizin tüm 'birikimli-özverili güçlerini' kalıcı eylemlerde buluşturmak istemektedir.
1998 yılında bunun gerçekleşmesi yolunda somut bir örnek olarak, özgün doğal ve kültürel mirasını günümüze taşıyan BİRGİ -İzmir- kentinin korunması amacıyla başlatılan ortak çabalar için güç ve destek beklemektedir.
Dilediği zaman her olanağı yaratmasını bilen Türkiye'de herkesin yaşadığı kentlerini de koruması gerektiği inancıyla, 'kendilerini kendilerine' yardıma çağırıyoruz.
Prof. Metin SÖZEN- ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı
Tahvillerim çalındı ama...
Büromda yapılan bir hırsızlık sonucu devlet tahvili, Akbank, Ereğli Demir Çelik, Petkim, Çukurova Elektrik ve Kepez Elektrik hisse senetleri çalınmıştır. Hırsızlığın oluşumunu polis marifetiyle tespit ettirdikten sonra mahkeme kararıyla söz konusu hisselerin tarafıma ait olduğunun tespit ettirilerek ödeme yasağı kararı alıp, ilgili kuruluşlardan yenilerinin verilmesi için müracaatta bulundum. Çukurova ve Kepez hariç diğer kuruluşlar bir bedel talep etmeden hisselerimin yenilerini 'geçmiş olsun' dilekleri ile tarafıma verdiler. Ancak, Çukurova ve Kepez Elektrik hisseleri müteaddit defalar müracaatıma rağmen 'bugün, yarın' diye savsaklanmış, noter kanalıyla ihtarname keşide etmem üzere ‘‘Veririz ancak, kağıt basım bedelleri ödeyeceksiniz’’ diye verecekleri hissenin bedelinin % 80'ine yakın ücret talep ettiler. Ben de buna mukabil bu şekilde ödeme yapma imkanımın olmadığını, borsadaki değerinden % 15-20 daha aşağısına almalarını teklif ettim. Bu teklifime karşılık Çukurova Elektrik hisselerini söz konusu şartlarda aldılar. Kepez hisselerini de alacaklarına söz vermelerine ve aradan 4 yıl geçmesine rağmen hala almadıkları gibi artık yazılarıma ve telefonlarıma cevap vermemektedirler. Mahkeme yoluyla almaya kalkışırsam ben Ankara'da oturmaktayım. Antalya'da dava açmam gerekmektedir. Hisselerin basımı hakkındaki bilirkişiler ise İstanbul'dadırlar. Hisse bedellerimden daha fazla para harcadıktan sonra hisselerin ancak elime geçeceği kanaatine varmış bulunmaktayım. Bu konudaki mağduriyetimin Uzanlar Holding tarafından giderilmesini istiyorum.
Mehmet KILIÇOĞLU-Tandoğan/ANKARA
MESAJ PANOSU
ŞEVKİ kendine gel, bastığınız bu toprak şehit kanlarıyla sulanmış, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti devletidir ve bu devletin bekçileri de biz gençleriz... Unutma Karatepe, ‘‘Türkiye laiktir ve daima laik kalacaktır’’. Kimseyi zorla tutan yok, beğenmiyorsanız gidersiniz. Bu vatanda daha nice Mustafa Kemal'ler var. Siz bir tanesinden korkuyorsunuz. Acaba bütün Mustafa Kemal'ler gelince ne yapacaksınız? Kaç Şevki, kaç Karatepe, Mustafa Kemal'ler geliyor.
Aynur LÜKÜS-EDİRNE
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Rahmetli Tito'ya 20 taksim çektim, beni ayakta alkışladı.’’
(Klarnet üstadı Mustafa Kandıralı)
(II)
Türkiyem'i çok özlüyorum
Size bu kez trafik canavarından filan değil, Taşkent'ten yazıyorum. Taşkent güzel ve sakin bir kent. Birazcık Paris'e benziyor. Tarihi ve Türk Orta Asya'ya değilse de, Kerimov'un Özbekistan'ına çok yakışıyor.
Özbekler de çok sakin ve sessizler... Hem de sabırlılar ve çok yavaşlar. Ayrıca çok gizemliler ve mahşeri bir problem çözer gibiler. İşte bu sakin ve temiz kentte, sessiz insanlar arasında buraya iki ay önce Ankara'dan geldiğim için kendimi tımarhaneden çıkmış gibi hissediyorum.
Elime geçmediği için bizim, Kiril harfleriyle yazdıkları için Özbek gazeteleri okuyamadığımdan öyle ikide bir fıttırmıyor, aksine çok iyi dinleniyorum.
Eski Kızıl Meydan olan Lenin heykelinin yerine dikilen at üstünde adam -Timur- heykelini gördükten sonra Yıldırım'ın çarpmayıp niçin çarpıldığını, bununla Avrupa'nın paçayı nasıl kolay kurtardığını, bizimkilerin de neden heykeltıraş değil de yontucu olduklarını şimdi daha iyi anlıyorum. (Ankara'daki Pembe Köşk'ün önündeki İnönü'nün yontusunu görmek yeter bu konuda.)
‘‘Bak babası bak! Oğlumuz day day yapıyor’’ der gibi konuşulan Özbekçe için ‘‘iki ayda öğrenmek mümkündür’’ diyenleri kınıyorum.
Bir de tabii temizlik konusunda Özbekler'in bizden daha süper olduklarını vurgulamak istiyorum.
Zira bizde temizlik hiç değilse imandandır, burada o da yok. Evet şimdilik bunları biliyor ve yazıyorum. Görülmeyen kalemler bağlamında şaman kalmayı yeğliyor, saygılar sunuyorum.
Türkiyem'i çok özlüyorum.
H. ERDAL-Taşkent/ÖZBEKİSTAN
ÇEkül'den yeni yıl çağrısı:Her yıl her bölgede bir kent...
Türkiye'de 'çevre', 'kültür', 'eğitim', 'örgütlenme', 'tanıtım' ana başlıkları altında, yarım yüzyıldır yoğun çaba gösteren kişilerin birlikteliğine dayanan ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı), ulaştığı ülkenin deneyimli insanlarından aldığı güçle 1998 yılını anlamlı ve yaşanabilir kılmak istiyor.
Bu nedenle, Türkiye'nin her bölgesinden bir kentin çevresel ve kültürel değerleriyle korunması yolunda, ülkemizin kurum-kuruluş-kişilerinin karşılıksız sorumluluk yükleneceklerine inanıyor.
Yıllarca önce Safranbolu, Kastamonu, Amasya, Kocaeli, Çanakkale, Edirne, Bursa, Kütahya, Muğla, Diyarbakır, Ş.Urfa, Mardin, Midyat, Kemaliye gibi kentlerinde başlatılan, olumsuz koşullara karşın kamu-özel-yerel-sivil örgütlerin destekleriyle aralıksız sürdürülen koruma çabaları, sürekli yanlışlara somut doğrularla cevap verme ortamını sınırlı da olsa yaratmış bulunmaktadır.
Bu inatla, Türkiye'nin 'kimlikli bir ülke' olduğunu kanıtlama girişimlerine karşılık ÇEKÜL 'her bölgede bir kenti koruyalım' başlığı altında, ülkemizin tüm 'birikimli-özverili güçlerini' kalıcı eylemlerde buluşturmak istemektedir.
1998 yılında bunun gerçekleşmesi yolunda somut bir örnek olarak, özgün doğal ve kültürel mirasını günümüze taşıyan BİRGİ -İzmir- kentinin korunması amacıyla başlatılan ortak çabalar için güç ve destek beklemektedir.
Dilediği zaman her olanağı yaratmasını bilen Türkiye'de herkesin yaşadığı kentlerini de koruması gerektiği inancıyla, 'kendilerini kendilerine' yardıma çağırıyoruz.
Prof. Metin SÖZEN- ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı
Tahvillerim çalındı ama...
Büromda yapılan bir hırsızlık sonucu devlet tahvili, Akbank, Ereğli Demir Çelik, Petkim, Çukurova Elektrik ve Kepez Elektrik hisse senetleri çalınmıştır. Hırsızlığın oluşumunu polis marifetiyle tespit ettirdikten sonra mahkeme kararıyla söz konusu hisselerin tarafıma ait olduğunun tespit ettirilerek ödeme yasağı kararı alıp, ilgili kuruluşlardan yenilerinin verilmesi için müracaatta bulundum. Çukurova ve Kepez hariç diğer kuruluşlar bir bedel talep etmeden hisselerimin yenilerini 'geçmiş olsun' dilekleri ile tarafıma verdiler. Ancak, Çukurova ve Kepez Elektrik hisseleri müteaddit defalar müracaatıma rağmen 'bugün, yarın' diye savsaklanmış, noter kanalıyla ihtarname keşide etmem üzere ‘‘Veririz ancak, kağıt basım bedelleri ödeyeceksiniz’’ diye verecekleri hissenin bedelinin % 80'ine yakın ücret talep ettiler. Ben de buna mukabil bu şekilde ödeme yapma imkanımın olmadığını, borsadaki değerinden % 15-20 daha aşağısına almalarını teklif ettim. Bu teklifime karşılık Çukurova Elektrik hisselerini söz konusu şartlarda aldılar. Kepez hisselerini de alacaklarına söz vermelerine ve aradan 4 yıl geçmesine rağmen hala almadıkları gibi artık yazılarıma ve telefonlarıma cevap vermemektedirler. Mahkeme yoluyla almaya kalkışırsam ben Ankara'da oturmaktayım. Antalya'da dava açmam gerekmektedir. Hisselerin basımı hakkındaki bilirkişiler ise İstanbul'dadırlar. Hisse bedellerimden daha fazla para harcadıktan sonra hisselerin ancak elime geçeceği kanaatine varmış bulunmaktayım. Bu konudaki mağduriyetimin Uzanlar Holding tarafından giderilmesini istiyorum.
Mehmet KILIÇOĞLU-Tandoğan/ANKARA
MESAJ PANOSU
İKİTELLİ Atatürk Mahallesi, üç gündür telefon rezaleti yaşıyor. Ne karşı taraf aranabiliyor, ne de arayan bizi buluyor. Telekom Avcılar Müdürlüğü'ne arızayı bildirdiğimiz halde kimse yardıma koşmadı. Üstelik pazartesi gününe kadar da tatildelermiş!.. Lütfen Atatürk Mahallesi'ni yeni yılda ‘alo’suz bırakmayınız. Bedir ODABAŞ-İKİTELLİ
BÜYÜKŞEHİR Belediyesi, şehir merkezine 5 km uzaklıktaki Cendere yolu ile ilgilenmiyor. Yol yürekler acısı. Hafriyat ve çukurlarla kaplanan yol, kış şartlarında iyice kapanırsa ne yapacaksınız?
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Rahmetli Tito'ya 20 taksim çektim, beni ayakta alkışladı.’’
(Klarnet üstadı Mustafa Kandıralı)
Paylaş