Paylaş
Serdaroğlu, gümrükleri silkelemeli!
Susurluk olayından sonra kurye Dilek Örnek'le başlayıp Kombassan'la devam eden kara para aklama olaylarının ardından Atatürk Havalimanı'nın bir ölçüde 'cazibesi'ni kaybetmesinden sonra Kapıkule en 'sıkıntılı' dönemini yaşıyor; pisliği, yolsuzluğu ve rüşveti ile...
Kapıkule'nin sıkıntısı üç-beş yolcu ile giriş-çıkış yapan otobüs firmalarının bugüne kadar sıkı denetim altında tutulmamasından kaynaklanıyor. Aynı durum Avrupa kapısına açılan İpsala ve Dereköy'de, Habur, Gürbulak ve Hopa gümrüklerinde de yaşanıyor.
Gümrüklere kim el atacak, radikal değişiklikleri kim yapacak?
Tabii ki, gümrüklerden sorumlu Devlet Bakanı Rıfat Serdaroğlu...
Bundan bir süre önce Serdaroğlu'nun gümrüklerde neler döndüğüne ilişkin dosyasına gayet hâkim olduğunu gördük.
Başbakan ve diğer bakanların kendisine yardımcı olmaları gerekiyor.
Çünkü, bir sınır kapısında gümrük, polis, asker, sağlık, vilayet ve MİT gibi 14 otorite bulunuyor. Çokbaşlılık işi, içinden çıkılmaz hale getiriyor.
Yasal engellerin aşılarak, gümrük kapılarının tek otoriteye bağlanması en doğru yol görülüyor.
Yoksa, onu oradan al, buraya ver demekle olmuyor.
Bir kere eski kadroları atıp, yerlerine temiz bir kadro oluşturmak gerekiyor. Nasıl mı? Eğitimli, düzgün ve iyi ücretli kadrolar oluşturarak...
Gümrük ve gümrük muhafaza kadrolarında görev yapanların yüzde 75'ini Kozan'dan Rize'ye uzanan hattın doğusunda kalanlar oluşturuyor. Bunların çoğu lise mezunu bile değil, dil bilmiyor. Hemşerilik ilişkileri geliştiğinden, gümrükler bu çarkın pisliğinden kurtulamıyor.
İşin özeti şudur; gümrükçüden destek almazsa mafya mafyalığını yapamaz.
Edirne infazında ölenler banka gibi
İki ay önce Kapıkule Gümrük Başmüdürlüğü'ne atanan Sefa Ekin'in rapor alarak görevden ayrılması üzerine yerine Gümrük Başmüfettişi Cemil Emre atandı. Ayrıca, Yolcu Gümrük Salonu Müdürü Erol Utnuer'e de bakanlık talimatıyla işten el çektirildi.
Bu arada Gümrük Müsteşarlığı'ndan Kapıkule'ye müfettiş gönderildi. Gümrükten şimdiye kadar giriş çıkış yapan bütün araçların ve yolcuların listesi gözden geçirilmeye başlandı.
İlk araştırmada, otobüste katledilenlerden Ömer Balaban adına 20, Nedim Sevim adına 31, Ayhan Fındık adına da 13 döviz deklare belgesinin düzenlendiği ortaya çıktı. Her bir deklare fişinde en az 500 bin dolar yazılı olduğu dikkati çekti.
Ve hassas üç soru...
- Refahyol döneminde Genelkurmay 2. Başkanı iken Orgeneral Çevik Bir'in, gümrüklerin 'yolgeçen hanı olduğunu' belirten uyarısı ne oldu?
- Avar otobüs firmasının geçmişi sabıkalı... Adı, daha önce altın, sigara ve elektronik kaçakçılıklarına karışmıştı. Gümrük müfettişi Mustafa Kahvecioğlu, bu firmayla ilgili araştırma yaparken, apar topar kimler tarafından hemen askere gönderildi?
- Kapıkule'den giriş çıkış yapan ve adları malum firmalardan yolcu listesi istendiği zaman neden sadece şoför adları verilmesiyle yetiniliyor? Adresleri, doğum yerleri neden istenmiyor? Şoför adları dışındaki bilgilerin istenmesinden rahatsız olan gümrükçüler var mıdır?
Devlet kesesinden yılbaşı yağcılığı
ANKARA'dan adı bizde saklı bir memur, Devlet Bakanı Burhan Kara'ya yazıyor:‘‘Kamu-İş'in (Kamu İşletmeleri İşveren Sendikası) yılbaşı arifesinde 26-29 Aralık 1997 tarihleri arasında Nevşehir Kapadokya'daki 5 yıldızlı Dedeman Oteli'nde tertiplediği göstermelik seminere, Kamu-İş'e üye kamu üst düzey yöneticileri, Kamu-İş'le iş bağlantısı olan tüccar profesörler ve Kamu-İş'in başında bulunan, koltuklarına yapışık profesyonel sendika ağalarının davet edildiklerini, bu davete eşlerin de gelebileceğini, otel, yeme, içme tüm masrafların Kamu-İş tarafından karşılanacağını herhalde biliyorsunuz. Çünkü siz de davetlisiniz ve yılbaşı tatilinizi eşinizle birlikte burada geçireceksiniz.
Kamu-İş adından da anlaşılacağı gibi bir kamu işverenleri sendikası olup, tüm gelirinin kaynağı üye resmi devlet kurumlarının verdikleri yıllık aidatlardır.
Sendikanın başında bulunan 400-500 milyon maaşlı profesyonel yöneticiler, bakanlara, devlet üst düzey yöneticilerine yağ çekmek ve gözlerini boyamak uğruna, bayram ve yılbaşı arifelerinde çok lüks otellerde böyle göstermelik programlarla kaynağı vatandaşa ait yüz milyonlarca parayı hovardaca sarf etmekten utanmamakta ve çekinmemektedirler. Bu profesyonellerden kimse de hesap soramamaktadır. Onlara göre harcamalar seminer için yapılmıştır. Yani minarenin kılıfı hazırdır.
Sayın Bakanım, size ve eşinize iyi eğlenceler diler, yeni yılınızı kutlarım. Ama lütfen söyleyin o adamlara, bundan böyle yapacakları ikram ve yağcılıkları devlet kasasından değil, kendi ceplerinden yapsınlar. Eğer birazcık vicdanları kaldı ise...’’
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Türkiye toprak erozyonu yanında toplumsal erozyon yaşıyor.’’
(Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden)
Paylaş