Paylaş
Adana'daki kaçakçılığı unutmadık Mehmet Bey!
Çukurova Holding ve Yapı Kredi Bankası sahibi Mehmet Emin Karamehmet, şimdi medya dünyasına giriyor. Akşam Gazetesi'ni satın aldı. Acaba her isteyen, elini kolunu sallayarak medya gibi toplumsal sorumluluk isteyen bir alana girebilmeli mi?
Çukurova'nın Adana'daki demir kaçakçılığı olayı henüz unutulmadı. Hayali ihracat dosyaları henüz kapanmadı. Belge üzerindeki tahrifat olayları henüz hafızalardan silinmedi. Ayrıca bu kadar parası olan Mehmet Emin Bey'in adına nedense vergi listelerinin ön sıralarında rastlayamıyoruz.
Böyle bir şahsiyetin medya alanına girmesi, Türkiye için iyi olmamıştır. Önay SEZER-İSTANBUL
Fidanlıklarımız bizde kalsın
İSTANBUL Özel İdaresi, kaşla göz arasında iki fidanlığımızı 10 yıllığına ihaleye verivermiş. Yazık! Büyükdere Fidanlığı 1928'de, Beykoz Fidanlığı da 1934'te Atatürk'ün direktifleriyle Vali ve Belediye Başkanı Muhittin Üstündağ, ABD ve Avrupa'dan çeşitli tür ve çeşitte meyve ağaçları getirterek oluşturulmuştu. Bugün her iki fidanlıkta koruma altına alınmış yüzlerce ağaç türü bulunuyor.
Tarım İş Sendikası, ihalenin iptali istemiyle yürütmenin durdurulması için 3. İdare Mahkemesi'ne dava açtı. Sendika, yerlerin kaptırılmaması için büyük bir kampanya başlatıyor. Sendikanın İstanbul Şube Başkanı Yılmaz Şentürk, ‘‘Yeşilin hızla tükendiği günümüzde bu iki fidanlık, Boğaz'ın iki yanında birer çiçek bahçesidir. Buraları fidancılığımızın birer okulu olmuştur. Ancak zaman içinde tıpkı KİT'lerde olduğu gibi politik engellerle etkinlikleri yitirilmiş, yatırım yapılmamış, yenilenmemiş, hatta bugün çapa-kürek alamaz hale getirilmişlerdir. Zarar ettiğine göre satalım mantığına sığınılmıştır. Sayın İstanbul Valisi neyi amaçlamaktadır.’’ Şentürk, Büyükdere ve Beykoz fidanlıklarını anlamak için Prof. Faik Yaltırık, Prof. Asuman Efe, Doç. Adnan Uzun'un hazırladığı ‘Tarih Boyunca İstanbul’un Park, Bahçe ve Koruları, Egzotik Ağaç ve Çalıları' adlı çalışmayı okumalarını öneriyor. Ne memleket, ne zihniyet! İstanbullular bu duruma duyarsız kalamazlar.
Rant mekânları
BÜYÜKDERE FİDANLIĞI: 288.648 metrekare, 238 önemli meyve türü ve çeşidi, 75 öğrenci kapasiteli yurt binası ve dershane, 25 lojman, 7 kuyusu, 4 serası bulunuyor. Yıllık kirası 26 milyar.
BEYKOZ: 980.515 metrekare, 1141 tür değişik egzotik ağaç türü, iki katlı tarihi bina, 21 lojman, 4 sera, 3 kuyusu var. Yıllık kirası 46 milyar.
25.9.1997'deki ilk ihaleye İstanbul Belediyesi'ne bağlı İSTAÇ, VSB, Ege Çiçekçilik ve Bayraktar Holding katıldı. İSTAÇ, Büyükdere'ye 101, Beykoz'a da 126 milyar teklifte bulundu. RP'li Belediye'nin şirketinin en yüksek teklifi vermesi üzerine ihaleler iptal edildi. Özel İdare, yeni bir şartname hazırlayarak, ihaleye kamu kurum ve kuruluşları ile bunların kurdukları şirket, dernek, vakıfların katılamayacağını bildirdi. 30.10.1997'deki 2. ihalede Beykoz'a teklifte bulunan çıkmadı. Büyükdere'yi 120 milyar lira teklifte bulunan Almar Tarımsal ve Yatırım Pazarlama AŞ aldı. (Bu arada Beykoz'un Doğuş'a verildiği söyleniyor.)
Sayım günü özürlülerimizi saklamayalım
Devlet Bakanı Hasan Gemici'nin, sayım günü özürlülerin de sayılacağı açıklaması nedeniyle bu konuda yazı yazan Ertuğrul Özkök'e duyarlılığından ötürü teşekkür ediyorum.
Uğruna her şeyi yapabileceğim, dünyada her şeyden çok sevdiğim kardeşim Fuat özürlü... Bunu da utanmadan her yerde söylüyorum. Kim isterdi ki çocuğu, kardeşi veya bir yakını özürlü olsun. Eski bir deyim vardır; ‘‘Olmuşla ölmüşe çare yoktur’’ diye.
Geçen yaz Altınoluk'ta Fuat'a olan ilgi ve alakamız çevremizdekilerin dikkatini çekmiş olacak ki şaşkınlıklarını gizlemeden gelip bize teşekkür edenler oldu. Teşekkür edenlerin hepsinin özürlü çocukları vardı ve bunlar çevredeki normal (!) insanların alaycı, küçümseyici tavırlarından çekindikleri ve kendilerini suçlu hissetikleri için bunu gizliyorlardı.
Lütfen bunu yapmasınlar. 30 Kasım günü yapılacak nüfus sayımında sorulacak soruya çekinmeden doğru cevap versinler. Versinler ki, onlara uygun rehabilitasyon merkezleri açılabilsin ve onlara daha fazla yardım eli uzanabilsin. Bu çok önemli, biz yıllardır Fuat'a uygun bir merkez bulamamanın sıkıntısını çektik ve yurtdışına göndermek zorunda kaldık. Fuat orda yalnız kalınca tedaviye cevap vermedi ve bir süre sonra tekrar yanımıza geldi. Aslında her şeyin başı sevgi ve ilgi.
Sabancılar'ın bu konudaki davranışlarını takdir ediyorum. Keşke benim de imkanım olsa, ben de onlara uygun hastaneler yaptırabilsem. Sabancılar'ı bilmem ama ben nüfus sayımında insanların bu gerçeği saklamamaları için bir kampanya başlattığınız takdirde elimden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğumu bildirmek istiyorum.
Zeynep GÜL-KADIKÖY
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Kabadayılık bizim lügatımızda mertliktir, erkekliktir, dürüstlüktür.’’
(İşadamı Mehmet Ali Yılmaz)
Paylaş