Yalçın Bayer: Yeter! Söz milletin






Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Vatandaş: Sağmal inek değiliz

BİR yargıç konuşuyor: ‘‘Bakın, gelirimde artış yok, giderimiz gittikçe artıyor. Benim maaşım belli, arabama ve telefona ne ödeyeceğimi biliyorum. Onu ayırmıştım ama şimdiki ek vergilere ödeyecek kaynağım yok. Ek vergileri versek ne olacak, bütçeye gene yetmiyor. Bari bizi boğazlamasınlar.’’

Toplumumuzun morali inanılmaz boyutta.

İstanbul'dan arabasıyla Ankara'ya giden bir dostumuz şöyle diyor:

- İstanbul'a giderken ve gelirken eski yoldan gittim; sırf 10 milyon lira otoyol gişe parası vermemek için... Böyle bir enayi parasını vermek ağrıma gidiyor. Eski yol gayet güzel. Bir daha otobandan gitmeyeceğim; herkese de öneririm. Hatta şunu öneriyorum; otoban ve boğaz geçişlerini kullanmayalım.

Otoyollarda hız sınırı 130 km'yi aşarsa radara yakalanıyorsun ve gişede trafik polisinin cezaları 26 milyondan başlıyor. 120 km hızla gideceğime 90-100'le giderim; eski yoldan giderim. Zaten eski ve yeni yollar artık boş.

İstanbul'dan Süleyman Özkar şunları yazıyor:

- Bir devlet vatandaşına bu kadar eziyet edemez. Devlet, uçağa binenden bile 1 milyon lira vergi alarak dilencilik yapamaz. Deprem vergileri ne oldu, nerelere harcandı hálá açıklanmadı.

Adana'dan Ömer Yılgınca'nın önerisi ilginç:

- Üç hafta tüm yabancı sigaraları alıp içmeyelim. Çok zorda kalmadıkça yurtdışına çıkmayalım, araçlarımızı kullanmayalım. Zoraki işlemler dışında devlete vergi ödemeyelim. Tüm politikacılarla konuşmayalım, alkışlamayalım. Biz koyun değiliz. Uygar bir toplumun gösterdiği tepkiyi gösterelim. Yoksa yarın çok geç olabilir. Bizler enayi oldukça daha çok avanta vergi alırlar.

Vergilerin miktarı önemli değil ama topluma 'sağmal inek' gözüyle bakılırsa daha çok bu tür öneriler ve eylemler göreceğiz.

Son söz okurumuz Muzaffer Özyaman'dan:

‘‘İnsanın düşmanı olsa bu kadar eziyet etmez, yeter artık.’’

İsyan ediyorum

KTHY Yönetim Kurulu üyesi olduğum dönemde şirketteki yolsuzluk ve usulsüzlüklere göz yummadım. Aldatmacaya dayanan yönetime karşı, cesaretle büyük mücadele verdim. Hukuka karşı gelenler tarafından takrir, önerge ve uyarılarım 'kişisel' bulunarak reddedildi. Kıyametler koparıldı... Tehdit edildim. Ama yılmadım. Durumu kamuoyuna duyurdum. Yaptığım ciddi görevle hükümetin dikkat ve ilgisini çektim, sonra da istifa ettim.

Şahsıma hiçbir kusur ve kabahat izafe etmeyen Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun dehşet raporu üzerine, sorumlular azledildiler.

Hiçbir yolsuzluk ve usulsüzlüğe karışmadım, bulaşmadım. Buna rağmen bu kişilerle bir tutuldum. Ne hazindir ki, belki de dünyada bir 'ilk'in muhatabı oldum. Bu durumda, bundan böyle karşılaşacağım hortumlamalarla üç maymunları mı uygulamalıyım?

Ne var ki, hukukun üstünlüğüne inan bir hukuk adamı, neferi olarak, böyle bir başkaldırmanın onurunu yaşıyorum.

Av. Ruhi KAHRAMAN İSTANBUL

Gel de ağlama

TÜRKİYE'de esnaf yanıyor. Sermayesi bitti; kepenkler indi. Almanya'ya çöpçü olarak giden işçilerimiz ise bugün patronluğa yükseldi. Türkiye Araştırmalar Merkezi, göçün 40. yıl bilançosunu açıkladı. Araştırmada AB ülkelerinde yaşayan 3.5 milyon Türk arasındaki toplam girişimci sayısının 86.600'e yükseldiği görüldü. Bunun altını çizmek gerekiyor; işletme başına düşen ortalama yatırım 216.000 DM. Toplam yatırım 17.4 milyar DM tutarken, işletme başına düşen ortalama ciro da 845.000 DM oldu. Avrupa'daki Türk girişimcilerin yıllık toplam ciroları 68.1 milyar DM'ye ulaşırken, farklı uluslardan 419.000 kişiye istihdam sağladığı ortaya çıktı. Türk girişimciliği Avrupa'da patlıyor; Türkiye'de batıyor. Gel de ağlama.

Örgütteki CHP (2) Biz kıvırtıyoruz

EĞİTİMCİ ve işadamı M. Nazif Ülgen, CHP örgütlerinde yaptığı gezileri değerlendirmeye devam ediyor.

‘‘Parti binalarında gençleri göremiyoruz. Bayanlar yok. CHP, 50 yaş üstü erkeklerin partisi haline dönüşmüş... Elazığ İl Başkanı'na sordum bunu; çok ilginç bir cevap verdi: 'Gençlik radikalizm ister, devrim ister, gençlik geçmişteki başarılardan bahsetmez, gençlik ben ne yenilikler yapabilirim, der.' Partinin net hedefleri yok. Biraz milliyetçiyiz, biraz sosyalist, biraz liberal, biraz dindar, biraz devletçi, biraz da özelleştirmeci ama gerçeğe bakılırsa hiçbirinin tam arkasında değiliz. Ne söylediği belli olmayan partinin arkasından ne halk gider ne de gençlik... Bir başka il başkanının 'Biz kıvırtıyoruz' sözü bunu çok iyi tanımlıyor.

Genel Merkez yönetimi için eleştiri yok mu?

- Parti içi kavgalardan partili yorgun. Örgüt Baykalcı, anti-Baykalcı olarak ikiye ayrılmış. Birbirlerinin yüzüne gülüyorlar ama ellerinden gelse birbirlerini bir kaşık suda boğacaklar. CHP'de 1938'e kadar Parti Meclisi her kurultayda % 80 yenileniyordu. PM'ye bölgesel halk liderleri öneriliyor ve de partinin meclisi, halka dayandırılıyordu. Sakarya'daki yöneticiler bir çalışma yapmışlar. 1983'ten günümüze PM üyeleri 151 kişi arasında değişmiş. Yeni bir yüz yok. Türkiye artık yeni isimler, yeni resimleri siyaset sahnesinde görmek istiyor. Türkiye gerçeklerinden tamamen kopuk bir Kemal Derviş bir anda odak noktası oluyor. Bu sosyolojik gerçeği CHP'nin görmesi gerekiyor. Bu devrimcilik ruhuna sahip tek parti CHP'dir. Görüştüğüm bütün illerdeki diğer ortak düşünce, 'Genel Merkez yerinde oturuyor; hantal'. Genel Başkan'ın ve de diğer üst yöneticilerin Anadolu'yu karış karış dolaşmaları ve teşkilata moral aşılamaları gerekiyor.

Partiden kopmalar ve ihraçlar...

- Örgütün çok rahatsız olduğunu gördüm. Şahsen, ayrılmanın çözüm olmadığını düşünüyorum. Keşke onları ayrılma noktasına getiren sebepler olmasaydı. Giden gitsin diyemeyiz.

Yeni oluşum...

- Bel bağlayanlar çok. Ben şahsen yeni oluşumun sonuç vermeyeceğini düşünüyorum.

Ucuz siyaset

PARTİ kapatmanın bir 'demokrasi ayıbı' olduğunu söylemek bugünlerde çok ucuz bir politika haline geldi. En son hükümet ortağı bir parti başkanı da aynı şeyi söyledi. Parti kapatmayı engelleyen bir anayasa değişikliğini veya Siyasi Partiler Kanunu'nda gerekli değişiklikleri yapma gücü ve yetkisi kimde? Parlamentoda, yani siyasilerde değil mi? O zaman 'Parti kapatmak bir demokrasi ayıbıdır' demek ne oluyor? Bu kendi ayıbınızdır. Hiç boş yere konuşmayın. Laf kalabalığı yapıp milletin aklını karıştırmayın.

Nihat PULAK-ANKARA

Soygunu görün

PARLAMENTERLER Yapı Kooperatifi ile ilgili yazınızdan dolayı size teşekkürlerimi iletiyorum. Buraya üye olurken 'Parlamenterler' kelimesinin etkisinde kalmış, bu işin ciddi ve doğru bir şekilde tamamlanacağına inanmıştım ama yanıldığımı öğrendim. Bir kooperatif dairesi 130-140 milyara malolur mu? Kooperatif yönetimi ile müteahhitlik firması el ele vererek bizlere ne yaptığını anlatmaya gerek yok. Yolsuzlukların ülkemizi nasıl yoksullaştırdığını bilmekteyiz. Beylikdüzü'nde yarınki kongremizi izleyin, vahameti görün.

M. Şener AKALIN

MESAJ

KAMUOYUNDA doktorların çok para kazanıp yüksek standartlarda yaşadıkları kanısı vardır. Bunun sebebi muayenehanelerinde çok fazla kazanabilen bazı uzman hekimlerdir. Asıl çoğunluk hekim, perişandır. 400-450 bin lira maaş alanlardır. 17 yıl eğitim alan ve ayda 180 saat çalışan bir hekim 12 yıl eğitim alıp ayda 160 saat çalışan bir astsubay kadar maaş alamamaktadır.

Dr. Bekir ÖNSOY

Bir grup sağlık ocağı hekimi adına

KADIKÖY İşmerkezi'nde cep telefonu satan Ali Aksoy, ‘‘İşyerimden 17 telefon çalındı, 3 milyar zarara uğradım. İşhanımız DAK güvenlik firması tarafından korunuyor. Benim zararımı şimdi kim karşılayacak?’’

BAKIRKÖY'den Alpaslan Koç; İncirli'deki Çarşı Mağazası'nın yanından Zeytinburnu'na inen yan yol 15 gündür moloz yığılarak trafiğe kapatıldı. Neden? İnsanlara eziyet etmeye kimsenin hakkı yok.

Yazarın Tüm Yazıları