Yalçın Bayer: Yeter! Söz milletin






Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Tayyip Erdoğan’ın ‘imece’sine tepkiler

SİZ Tayyip Bey'in avukatının açıklamasına bakmayın sevgili İTÜ'lü öğrenciler... Atatürk devrimlerine karşı cihat ilan eden mücahitler, ‘Kubilay’ın katilleri', 'devr-i Özal'dan bu yana para içinde yüzmektedirler. İslami finans kuruluşları ve İslami sermaye emirlerinde...

İTÜ'den merak eden, ülkemizin aydın ve dürüst gençleri bilsinler bunu; değirmenin suyu nerelerden geldiği belli.

Bu ülkenin güzel insanlarına, 'yenilikçi' umut olarak bu adamlar sunuluyorsa, 'ört ki ölem'... Türkiye'de demokrasi çabası da, ümitleri de bitmiş demektir.

Bu zihniyet aynısını İran'da oynamaktadır. İran'da beyaz sarıklı yobaz gidip yerine gelen kara sarıklı yobazı 'yenilikçi' sayan zihniyetten ne hayır gelir?

Ömer YANIK-İZMİR

İSTANBUL'dan bir okurumuz, Recep Tayyip Erdoğan'ın Ülker'in bayiliğini yaptığını ve daha önce Elif Sucuk firmasında çalıştığını bildiriyor. Soruyor:

‘‘Tayyip Bey, sık sık yurtdışına çıkıyor; üç çocuğunu yurtdışında okutuyor; Mercedes'lerden inmiyor. Geçmişte toptan bakkaliyecilik yapan birisi böylesine bir zenginlik içinde olabilir mi?’’

ATATÜRK'ü kendi uyduruk imajları ile tahrif eden, çağdaş mürtecileri kınıyorum.

E.SÜTÇÜ

AYDIN Demirel adlı okurumuz; Tayyip Erdoğan'ın siyasi ve sosyal faaliyetlerinin finansmanının 'imece yöntemi ile halledildiğini' öne süren, avukatı Hayati Yazıcı'ya, 'imece'nin ne anlama geldiğini anlatıyor:

‘‘İmece, 3223 sayılı Köy İhtiyar Heyeti ve Köy Teşkilatı Kanunu'nda geçen bir terimdir. Mahalli idarelerdeki anlatımı ile köy tüzel kişiliği sınırları içinde köy ya da yerleşim birimine yapılan hizmetlerde (yol, su, mera ıslahı) parası ve maddi durumu uygun olmayan köylünün, sırası ile belirtilen işte çalışmasını ifade eder.’’

Demek ki, Erdoğan'ın harcamalarının finansmanı bu tarife uymuyor.

Yıldız Porselen sizlere ömür

TBMM Genel Evrak ve Basın-Halkla İlişkiler Daire Başkanı Şahap Alp, ‘‘Bağırta bağırta emekli edilmek’’ (15.6.2001) başlıklı yazı üzerine bir açıklama yaptı. II. Abdülhamid döneminde kurulan Yıldız Çini ve Porselen İşletmesi'nin, 14.5.1995'te ÖİYK'nın kararıyla Sümer Holding'den alınarak TBMM Milli Saraylar Dairesi'ne devredildiği, fırınlarının doğal gaza dönüştürüldüğü, ancak tarihi konumu gereği SİT alanı içinde olduğundan yeni yatırımların uygun görülmediği, emeğe dayalı memur statüsündeki personel ile diğer firmalarla rekabet şansının bulunmadığı, yeni yatırımların uygulanan ekonomik poltikalara uygun olmadığı, bunun da TBMM'nin uygulanan tasarruf tedbirleri ile bağdaşmadığı belirtilen açıklamada şöyle deniliyor:

‘‘Bu nedenle fabrikada personel tasarrufu yapılarak fabrikanın sadece tarihi özelliğine uygun müze fabrika olarak sınırlı üretim yapan işletme haline getirilmesi planlanmıştır. Buna göre, işletmede emeklilik hakkı kazanmış personelden emekli olmak isteyenlerin emekli olmaları, emekli olmak istemeyenlerin ihtiyaç duyulan diğer kamu kurumlarında değerlendirileceği bildirilmiştir. Bu kapsamda emekli olmak isteyen 39 kişi, 17.7.2001 itibarıyla emekli olmak üzere müracaat etmiştir.

YTÜ ve MSÜ işletmenin tarihi dokusunu muhafaza ederek, ‘Müze ve Seramikçilik Yüksek Okulu' olarak kullanmak üzere TBMM'ye müracaat etmişler, ancak bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.

Görüldüğü üzere yazıda bahsedildiği gibi emekli olan kişilerin yerine yenisinin alınması olmayıp tamamen kadro tasarrufuna yönelik uygulamalar kapsamındadır.

TBMM Başkanı Sayın Ömer İzgi'nin göreve seçildikleri 18.10.2000 tarihinden bugüne değin, TBMM kadrolarına sözleşmeli, mevsimlik ya da başka herhangi bir ad altında bir tek personel alımı söz konusu değildir.’’

Casinolar açılamaz

İSTANBUL'dan bir hanım okuyucumuz, DSP Milletvekili Perihan Yılmaz'ın 'casino'ların yeniden açılma teklifini okuyunca dünyası yıkılmış. ‘‘Türkiye'nin bütün derdi bitti de bir tek kumarhanelerin açılması mı kaldı?’’ diye sorarak şunları söylüyor:

‘‘Sayın Yılmaz, casinoların açılması için uğraşacağına yağmalanan AOÇ arazileriyle uğraşsın.

1993'e kadar varlıklı bir aile idik. O kumarhaneler yüzünden mahvolduk. Her şeyimiz satıldı. Çocuklarım okudukları okuldan çıkarıldılar, psikolojileri bozuldu. Kumar tıpkı bir uyuşturucu gibidir. Çiller döneminde yapılan en olumlu hareketti bunların kapatılması.

Eşimin kardeşinin evi de, kumar yüzünden dağıldı. Bizim gibi birçok aile yıkıldı.

Eğer o bayan, kendisine ve ailesine lanet okunmasını istemiyorsa bu teklifini hemen geri çekmelidir. Biz böyle pis paradan ekonomik düzlüğe çıkacaksak varsın daha geç çıkalım ama vergilendirilmiş haklı kazançlar sağlayarak çıkalım.’’

Üç banka çalışanlarına

MESAJ panomuzda önceki gün yer alan bir Emlakbank çalışanının yakınması üzerine arayan Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi, DSP İstanbul Milletvekili Masum Türker, ‘‘Bir bilgi notu iletmek istiyorum’’ dedi:

‘‘Emlakbank'ın Ziraat ve Halkbank'a devri ile ilgili yasaya konan bir hükümle, Anadolu Bankası'ndan devreden ve 1475 sayılı yasaya göre işe girmiş olup 1988'de sözleşmeli personel oldukları için emeklilik tazminatı alamayanlara, geçmişte ayrılanlar dahil, emeklilik tazminatları ödenecektir.’’

Türker sorumuz üzerine bir başka bilgi daha aktarıyor:

‘‘Üç bankada çalışanlardan emeklilik yaşı gelenler, ayrılmak istediklerinde emeklilik keseneklerine isabet eden miktarda tazminat alacaklardır.’’

Bu tasarının Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülmesi tamamlandı; yarın TBMM Genel Kurulu'nun gündemine giriyor.

BABALAR GÜNÜ

‘‘Bir gün baba olduktan sonra göreceksiniz ki, kendi mutluluğunuzdan çok çocuğunuzun mutluluğu ile mutlu olabilirsiniz.’’

(Honore de Balzac)

MESAJ

TRABZON Beşikdüzü Kız Öğretmen Okulu'ndan 1955'te mezun olan 33 öğretmen bu yaz öğretmen okulumuzda buluşacağız. Bize yazın: Şengül Abanoz ve Perihan Aker: Postlagernd Pfarrstr.40 56564 Neuwied/ALMANYA.

Yazarın Tüm Yazıları