Yalçın Bayer: Yeter! Söz milletin






Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Üç arkadaşın kaderi

Gaziantep'te Altınbaş'tan sonra Kadoğlu ve Doğan da yargıda

GAZİANTEP'te olanları; medyada dağınık şekilde yer alan haberleri bir bütün halinde anlatmak gerekiyor. Olayların gelişimini anlayabilmek için önce bir yıl cezaevinde kaldıktan sonra 50 milyar kefaletle tahliye olan Yasin Altınbaş'tan başlamak gerek.

Gaziantep, Kilis ve Nizip'te, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi'nin yerel makamlara bilgi vermeden gizli yürüttüğü 'Paraşüt Operasyonu' soruşturmasında Yasin Altınbaş ve arkadaşları 26.5.2000'de gözaltına alındı. Altınbaş, 26 milyon dolar tutarında hayali ihracat yapmakla suçlanıyordu.

Operasyonun başladığı 28.5.2000'de ilk kez Hürriyet'te yer aldı.

2.6.2000'de de Altınbaş, Ankara DGM Savcılığı tarafından tutuklandı.

100'e yakın gümrükçü, mali müşavir, defterdarlık yetkilisi ve polis gözaltına alındı. Vali ve Jandarma Komutanı hakkında soruşturma açıldı.

Ankara DGM Savcılığı tarafından açılan dosya Adana'da görüldü ve Altınbaş, 'çete lideri' olmaktan 2 yıl 6 ay hapse mahkûm oldu. (İnfaz yasasına göre verilen cezaya bir yıl yatmak yettiğinden 1.6.2001'de tahliye edildi. Ne tesadüf ki; o gün tutuklanmasının yıldönümünden bir gün öncesine rastlıyor.) Kilis Ağır Ceza Mahkemesi'nde iki ayrı kaçakçılık davasından ise tutuksuz yargılanacak. Bu davalarda Altınbaş için istenen hapis cezalarının toplamı 96 yılı buluyor. 'Paraşüt Operasyonu' kapsamında süren davaların sayısı ise sekiz. Kilis eski Valisi Güner Özmen de Yargıtay'da yargılanıyor.

DAVA SURİYE'YE SIÇRADI

Gümrük müfettişlerinin Suriye'deki incelemelerinde sahte belgelerin ortaya çıkması nedeniyle Suriyeli gümrükçüler hakkında da dava açıldığı öğrenildi.

Soruşturmaları süren veya yargıya intikal eden diğer hayali ve naylon fatura kaçakçılıkları, Paraşüt'ün birer türevi sayılıyor. Bu nedenle bu olayın öyküsü tam bir roman.

Bu olayları dikkatle izlemek gerek. Meslektaşımız Saygı Öztürk, ‘‘Bu olayın sonuçlarını gördüğümüz zaman diğer operasyonların sonuçlarını da görür gibi oluyoruz’’ diye yazıyor.

Bir yılda nereden nereye geldik.

Ama biz geçen yıla dönelim. O günlerde yazdıklarımızdan bazı aktarmalar yaptığımızda taşlar gediğine oturuyor.

KANAL 27 ORTAKLARI

‘‘Gaziantep'te Kanal 27 televizyonu vardır. Kanalın ortakları arasında Yasin Altınbaş, Cemal Kadoğlu (müteahhit), Asım Atmaz (müteahhit), Mehmet Alpsoy (müteahhit) ve Fikret Kaya (Büyükşehir Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri) isimleri gözükmektedir. Belediye'de görevli olan Fikret Kaya, Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan'ın hisselerini temsil etmektedir.’’

KADOĞLU DA CEZAEVİNDE

Yasin Altınbaş'ın yeğeni Cengiz Kahraman'ın yönettiği Kanal 27'deki ortaklıktan Celal Doğan'ın, adamı Fikret Kaya'yı çektiği öne sürülüyor. Kahraman, dayısı tahliye edildikten sonra Nizip'teki karşılama sırasında havaya silah atanları görüntüleyen kameramanları tehdit etmişti.

Yasin Altınbaş cezaevinden çıkarken, Kanal 27'deki ortağı Kadoğlu Şirketler Grubu'nun sahibi Cemal Kadoğlu ve oğlu Tarkan Kadoğlu sahte döviz alım-satım belgesi düzenledikleri iddiasıyla 30.5.2001 tarihinde tutuklanıyordu. Yeğeni Şerafettin Kadoğlu ile şirket çalışanı Veysel Kılıç için de gıyabi tutuklama kararı veriliyordu.

Kadoğlu ve yandaşları hakkındaki iddialar, Altınbaş'la ilgili suçların benzeri olarak dikkati çekiyordu.

Baba-oğul Kadoğlular ile birlikte toplam 34 kişinin, şirket adına hareket ederek, bir ihraç söz konusu olmadığı halde ihracat yapılmış gibi beyanda bulunup, sahte belgeyle devletten 9.2 milyon dolar karşılığı vergi iadesi ve KDV aldığı belirtiliyor. 16'şar yıl 6'şar ay ağır hapis cezası istemiyle Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanacak kişiler arasında İş Bankası şube müdürlerinden Ömer Mülhayim, bazı servis yetkilileri, Akbank Şubesi Kambiyo Şef Yardımcıları Tülin Aslan ve Mustafa Yüksel Öngel ile bazı Toprakbank Şubesi görevlileri bulunuyor.

Cemal Kadoğlu'nun, geçen yıl Yasin Altınbaş gözaltına alındıktan sonra yerel Gaziantep Sabah Gazetesi'ne söylediği şu sözleri köşemize nakletmişiz: (1.6.2000)

‘‘Herkes kendisinden sorumludur. Altınbaş ile aynı TV'de ortak olabiliriz, ne olmuş... Üstelik Yasin Altınbaş ne yapmış ki, bugün sokakta onlarca p... var. Hani onlara kim ne yapıyor, onlar niye yazılmıyor. Altınbaş olayına beni yamamaya mı çalışıyorsunuz?’’

İLİŞKİLER YUMAĞI

Yine geçen yıla dönüyoruz. 'Paraşüt Operasyonu' başladıktan sonra ‘‘Gaziantep'e Dikkat’’ (19.7.2000) başlıklı yazımızın bir bölümünde şunları anlatıyorduk:

‘‘Bütün Gaziantepliler, Celal Doğan'ın Yasin Altınbaş'a, Cemal Kadoğlu'na ve Asım Atmaz'a, belediyenin en kıymetli arsalarını sattığını biliyor. Müteahhit ve ithalat-ihracatçı Cemal Kadoğlu önemli bir kişidir. Gaziantep'in en zenginlerindir. Kentin en güzel arsasını alan Kadoğlu, bu yeri daha sonra Beğendik Mağazası'na vermiştir. Kadoğlu'nun Doğan'ın gizli ortağı olduğu konuşulur.’’

Celal Doğan'ın Kadoğlu ile ortaklığını ret veya kabul edip etmediği konusunda bir açıklaması bugüne kadar olmadı. Doğan, 22 Mayıs'ta açılan Avrupa'nın en büyük hayvanat bahçesini Asım Atmaz'a yaptırdı. Atmaz'ın kızı Doğan'ın oğlu ile nişanlı; yakında dünür oluyorlar. Gaziantepspor Başkanı Doğan, kulübü yönetim kurulu üyesi Asım Atmaz'la yönetiyor.

YARIN: Celal Doğan arsaları kimlere sattı, neden yargılanıyor.

Heykellerimiz kayboluyor

İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina'ya okurumuz Ahmet Tekin soruyor:

Güzelyalı sahil kenarı havacılar lojman bitişiğindeki parkta bulunan merhum hocamız Prof. Tarık Zafer Tunaya'nın büstü kaldırılmış. 1961 Anayasası'nın mimarı olan hocamızın büstü çalındı mı, yoksa belediyenin bilgisi dahilinde kaldırıldı mı? Eğer belediye kaldırdıysa nedenini çok merak ediyorum.

Kadıköy'de İsmet İnönü, Celal Bayar ve Çetin Emeç'in büstlerinin çalındığını öğrendikten sonra bu soru daha anlamlı değil mi?

500 milyon al 422 faiz öde

Geçenlerde gazetenizde yazmış olduğunuz yazınızda emeklilerin Ziraat Bankası kredilerinin kesildiğini yazmışsınız. Bir emekli olarak, yaşam çarkını, Ziraat Bankası'ndan aldığımız borç kredileri ile çevirmekteydik. Mayıs 2001'de bankaya giderek kredi müracaatında bulundum. 6 ay vadeli 500 milyon alacaktım. Tabii ki elinize net 500 milyon geçmiyor.

İşlem bittikten sonra para ile birlikte taksit ödeme belgesini aldıktan sonra beynimden kaynar sular döküldü. 500 milyona karşılık 433.214.038 TL. faiz ödeyecektim.

Demek ki emeklinin kaderi bu imiş.

-(Not: İş Bankası'ndan 400 milyon kredi alan ayda 89 bin TL. ödüyor; borç taksidi de bunun içinde.)

Ali TÜMER-İZMİR

Oh olsun!

BÜTÜN hesaplar O'nun üzerine kurulmuştu.

Ona bazı çevreler ‘‘Durma düşersin‘‘ demişlerdi. Durmadı, bildiği yoldan doğrularıyla yürüdü.

Ama bu süreçte çelmelendi, korunmadı ve 'kapıya' kondu.

Daha dün akşamdan itibaren sevinç çığlıkları başladı, eller ovuşturulmaya başlandı. Umarız ki bu uzun sürmez.

Kim ne derse desin Türk halkının gönlünde taht kurmuştu.

‘‘Türkiye'de ne oluyor’’ denildiğinde şöyle derdi:

‘‘Büyük bir tiyatro oynanıyor’’

Oyun başladı.

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Haksızlığı aramak için lamba kullanmak gerekmez.’’

(Sokrates)

Yazarın Tüm Yazıları