Yalçın Bayer:Yeter söz milletin

Yalçın BAYER

Yıllarımız heba oldu

İSTANBUL'dan Vedat Eren adlı okurumuz 13.12.1963 tarihinde Hürriyet'te Tahsin Öztin'in 'Serbest Kürsü' köşesinde çıkan bir yazısını göndermiş. ‘‘Acaba ibret olsun diye köşenizde 38 yıl sonra tekrar misafir olabilir miyim? Hiç değilse sorumlular baksınlar geriye bomboş heba edilen yıllara...’’ diye bir de not eklemiş.

Okurumuzun 38 yıl önceki yazısını okuyoruz:

‘‘Sene neredeyse 1964 olacak. 27 Mayıs'ı geçeli 4 yıl oluyor. Ama sizlerin koalisyon kavgaları hálá ne bitti, ne yetti. Bizler millet olarak bu kavgalardan bıktık usandık. Sizleri başımıza geçirdik, bizleri idare edin diye. Sizler, kendinizi idare edemediniz. Sen ben kavgalarınıza bir türlü son veremediniz. 5 Yıllık Kalkınma Planı dediniz... İnandık. İnandık ama siz birbirinize inanmıyorsunuz. Aranızda bir anlayış birliği kuramazsanız, bu 5 Yıllık Plan 500 yıl geçse de gerçekleşemez. Zararını da milletçe çekeriz. Vebali de üstünüzde olur. Sizleri lanetleriz. Neden bir araya gelip, şöyle parti endişeleri, iktidar ihtiraslarından uzak, bizleri, milleti düşünerek bir koalisyona gidemiyorsunuz?

Bırakın, parti kavgalarınızı, senin adamını, benim adamımı. Deyin, bu millet çok çekti ve ne çektiyse hep onları idare edenlerden çekti. Verin el ele ve kendi aranızdaki buhranı, anlayışsızlığı millete kadar götürmeyin. Ben Türk milletinden bir fert olarak sizlere yalvarıyorum: Birkaç yıl bir araya gelin ve bu milletin hayrına çalışın.’’

Bu yazı 38 yıl önce çıkmış. Türkiye'de 38 yıldır hiçbir şeyin değişmediğini belgesiyle görmek ne acı!

Zor yıllar

OKURUMUZUN eleştirip bugüne çağrı yaptığı geçmiş dönemi anımsatalım.

27 Mayıs İhtilali'nden sonra CHP lideri İsmet İnönü üç kez hükümet kurdu; ilki yeni kurulan Adalet Parti'yle, ikincisi Yeni Türkiye Partisi, CKMP ve Bağımsızlar'la ve üçüncüsü de yine Bağımsızlar'la... İnönü'nün eski DP'lilerin affı nedeniyle istifa edip üçüncü hükümetini kurarken, muhalefetle arasında büyük tartışma yaşandı. Okurumuzun yazıda sözünü ettiği 5 Yıllık Kalkınma Planı ise; DPT tarafından ilk kez uygulamaya konulan 1. Beş Yıllık Kalkınma Planı... ‘‘Biz plan değil, pilav istiyoruz’’ anlayışı o zaman çok tartışılmıştı.

Gümüşpala'dan sonra Sadettin Bilgiç'i yenip AP'nin başına gelen Süleyman Demirel, Osman Bölükbaşı ile anlaşıp İnönü Amerika'dayken hükümeti düşürdü ve Ürgüplü'nün başbakanlığında yeni hükümette parlamento dışından başbakan yardımcısı oldu.

Trene rağbet arttı

TCDD İşletmesi 1. Bölge Müdürü Ömer Yılmaz, ‘‘Hindistan Treni Gibi’’ (4.4.2001) başlıklı yazıya şu açıklamayı gönderdi: ‘‘Tavşancıl-Gebze arasında yol bakım ve katener (elektrik tren enerji hattı) çalışmaları nedeniyle saat 9.00-14.30 arasında yol zorunlu olarak trafiğe kapatılmıştır. Şikáyete neden olan tren Tavşancıl'da 20 dakika beklemiş ise de 20 dakikalık kaybı yolda telafi ederek Haydarpaşa'ya vaktinde gelmiştir. Yolcumuzun aynı gün dönüş yapacağı tren, Haydarpaşa'dan zamanında hareket etmiştir. Erenköy'de makinesi arızalanan trene, Haydarpaşa'dan lokomotif gönderilerek seyri sağlanmış ancak tren Erenköy'de lokomotifin gelmesini beklediğinden Bostancı'ya 33 dk. gecikmeli ulaşmıştır. Aynı gün meydana gelen ve teknik nedenlerden oluşan bu gecikmelerin dışında Adapazarı treni muntazam olarak çalışmıştır.

Ayrıca, garlarda ve trenin içinde yolcuyu durumdan haberdar etmeyen görevliler uyarılmıştır. Tren ücretinin otobüslerden az olması nedeniyle talep artmıştır. Yolcu yoğunluğu olduğu saatlerde ekspres trenler günde 22 sefer yapmaktadır. Ayrıca sabah ve akşam saatlerinde bir saat arayla tren seferlerimiz vardır.’’

Krizlerdeyiz(2)

Tuğrul Şenol (MERSİN): Yetkililerimiz potansiyelimizin olduğunu söylüyorlar. Peki neden bu krizleri yaşıyoruz. Artık demeç ve söylemler dinlemek istemiyoruz. Her şey meydanda, görülen köye kılavuz istemez.

Ayrıca bu kadar seçilenler içerisinde bir kurtarıcı bulunamamış, kurtarıcımız dışardan getirilmiştir.

Beyler, ülkemizdeki potansiyelimizi ve bunları değerlendirme metotlarını bilmiyor musunuz? Yoksa bilmezlikten mi geliyorsunuz?

Gelin ülkemizin kalkınmasından, plan ve projelerden söz edelim. Her gün vurgun ve soygunları duymaktan bıktık.

Vural Şengöz (ANKARA): Döviz bürolarından, efektif alım ve satımından kambiyo vergisi alınamaz mı? Bankalarca alınan bu vergi neden döviz bürolarından alınmıyor? Her müteahhit bürosunun önünde son model Mercedes ve BMW'ler var. Bunların vergi levhalarına bakıyorum, ya matrahsız ya işe yeni başlama ya da zarar yazıyor. Bu kişilerin yaptığı daireleri soruyorsunuz 60-70 milyar. Peki bu arabaların parası nereden geliyor. Amaç kaynak aramaksa işte size iki kaynak.

A.E (ANKARA): Devlete ilginç bir kaynak önerisinde bulunuyor: İç kaynak arayışına giren hükümet, Veraset ve İntikal Kanunu'na da el atmalıdır. Çocuksuz ailelerin son ferdi öldükten sonra miras, yeğenlere ve kuzenlere değil devlete kalmalıdır.

Yıllar önce halamdan kalan miras için 19 varis 4 yıl tapu ve nüfus dairelerinde, noter ve avukatlık bürolarında amansız bir mücadele verdik. Sonuçta adam başına 400.000.000 TL miras düştü. Bu miktar yaptığımız masrafları ancak karşılıyordu.

Vasiyet olması halinde dahi devlet en az %50 veraset vergisi almalıdır. Kanunun değiştirilmesi ile devlet küçümsenmeyecek bir kaynak yaratacaktır.

ALANYA'dan ismini vermek istemeyen bir okurumuz: Önce milletvekilleri Meclis bütçesini iyice kısarak malum devasa harcamaları önlesinler. Kendi aylıklarının da örneğin yarısını bu milli çabaya bağışlasınlar. Vatandaşa örnek olsunlar. Çanakkale'den İskenderun'a kadar kıyı şeridinde sivil kamplar ve misafirhanerce işgal edilmiş yüzlerce kıymetli arazi var. Bunların toplam değeri yüzlerce katrilyonu bulur. Dış borçtan önce kendi değerlerimize başvurmalıyız.

MESAJ

'TÜRK Edebiyatı' dergisinin mart-nisan sayıları Ahmet Kabaklı Özel Sayısı olarak çıktı. 80'i aşkın yazar, şair, ilim ve fikir adamı Şeyhülmuharririn Ahmet Kabaklı'yı yazdı. Türk Edebiyatı Vakfı mensuplarının yoğun çalışması sonucu hazırlanan kuşe káğıda basılmış, renkli resimli derginin özel sayısı 40 bin adet basıldı ve dalında bir rekor kırdı.

(Tel: 0212- 526 16 15, Faks: 513 77 49)