Paylaş
SDP ve siyasi partilerimiz
Siyasi partilerde telaş ve koşuşturma ile birlikte adam tavlama sürüyor. Her şey son anda yapılıyor. Herkes kendisine bir yer kapma savaşımında... Partiler demokrasisinin hali ortada.
CHP İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş, Alman Sosyal Demokrat Partisi'nin 27.9.1998 seçimlerine nasıl hazırlandığını anlatıyor:
- Üç yıl kadar önce program tartışması başladı. Hazırlanan metinler örgütlere ve özel olarak düzenlenen konferanslarda ve olağanüstü kurultayda tartışıldı.
- Bir yıl önce Bonn'da bir seçim merkezi için bir bina kiralandı ve seçim çalışmalarının 12 aylık takvimi çıkartıldı. ‘KAMPA 98’ diye adlandırılan seçim organizasyonunda 70 kişi görev yaptı. Bu kadronun yanı sıra ‘KAMPA 98’e yedi ajans çeşitli konularda hizmet sundu.
- Her zaman olduğu gibi milletvekili adayları seçime 11 ay kala önseçimle belirlendi. Program tartışmalarında 40 sayfalık ‘seçim programı’ üretildi. Altı ay kala -nisanda- Leipzig'de Seçim Kurultayı toplantı. Kurultay'da Seçim Programı delegelerin onaylamasıyla son şeklini aldı. Parti yönetiminin başbakan adayı olarak önerdiği G. Schröder'in başbakan adaylığı onaylandı (gizli seçim yoluyla).
- Kurultay'ı 2000 basın mensubu izledi. Kamuoyu günlerce Kurultay'ı konuştu.
- Kurultay ile birlikte önceden planlandığı gibi seçim kampanyası hız kazandı. Seçim Programı, 8 büyük kentte yapılan açık toplantılarla kamuoyuna sunuldu.
- Yaklaşık üç ay kala SPD kabinesi açıklandı.
- Bir ay kala ilk 100 günlük program açıklandı.
- Seçim kampanyası öncesinde SPD'yi desteklemek amacıyla ‘Destek Grupları’ oluşturuldu. Kültür adamlarının, serbest meslek gruplarının, gençlerin, zanaatkârların, işçilerin oluşturduğu gruplar SPD'nin seçim programının seçmenlere taşınmasına katkıda bulundular.
Bizde hangisi var veya uygulandı?
BİZDE NE OLDU?
TBMM'de grubu olan 5 partiden sadece CHP önseçim yöntemini benimsedi. ANAP, DYP, FP ve DSP kimin milletvekili olacağını liderin tercihine bırakarak, ne kadar demokrat olduklarını gösterdiler. Önseçim yapmayan ‘padişah’ların ‘yiyin’ diye koyduğu yemeğe mecbur değiliz.
(Mehmet Gideroğlu-üniversite öğrencisi-İZMİR)
Bayındır'da acayip kazık
Doktor olan babamı kronik akciğer hastalığı (KOAH) teşhisiyle Ankara Bayındır Tıp Merkezi'ne yatırdık.
Burada yemeklerle beraber kaşe içinde her öğün 1 gram tuz getiriliyordu. Tedavi amacıyla değil, alınacak tuzu 1 gramla sınırlamak için.
24.10.1998 tarihli faturada gördük ki, 1 gram tuzun fiyatı 376.400 TL+KDV; diğer deyimle 1 gram tuz 432.860.000 (432 milyon, 865 bin) TL fiyatla satılmaktadır.
Ayrıca hastamıza damar içine verilmesi gereken ilaç cilt altına verilerek tüm iç kol düzeyinin morarmasına neden olunmuştur.
Buna karşın bu hata ile ilgili kullanılan ilaçların ve tatil günü gelen dermatoloğun ücreti zamlı tarifeden bizden alınmıştır.
Bu durumu yazılı başvuru ile ilgili bildirdik, ancak 11.1.1999'da cevap geldi. Verilen yanıtta hemşire hatası için personelin uyarıldığı anlatılıyor. (Bizim şikâyetimizle ilgili değiller.) Tuzun fiyatı için yapılan savunmada ise, majistral -yapma ilaçların fiyatlandırılması yöntemi- tarife uygulandığı ve fiyatın bundan kaynaklandığı belirtiliyor.
Tarifede 3 bin lira tuz, 20 bin lira kaşe yani toplam 23 bin lira alınması gerekirken, 350 bin lira genel gider payı ekleniyorsa, dünyada böyle bir ‘kazık’ görülmüş değildir.
Sağlık Bakanlığı'ndan da bu kazığın yanıtını alamadım.
Sonuç; babamın doktor olması nedeniyle 9 günlük tedavi sonucunda % 20 indirimle birlikte 654 milyon ödedik; bunun 6 milyonu da tuz bedeliydi.
Sağlık Bakanlığı'ndan bu kazığın yanıtını alamadık.
Hüseyin MAVİŞGİL-Eczacı-BOYABAT
SİRMEN'E ÇAĞRI... İZMİT
Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Kadri Veziroğlu, Greenpeace'in 78.1.1999'da İzaydaş tesislerinde gerçekleştirdiği eylemden beş gün sonra yaptığı açıklamada, ‘‘Çevre değerlerine bu kadar geniş ufukla kalıcı çözümler üreten Sefa Sirmen'in belediyeciliğine neden karşı çıkıyorlar? Yanıt açık; bilerek ya da bilmeyerek bazı çevre düşmanlarının piyonluğunu gerçekleştiriyorlar. Eylem yapanlar içinde, bir tane fizik, kimya ve çevre mühendisi var mı? Ellerinde bilimsel rapor ya da tespit var mıdır?’’ dedi. (Not: Belediye Başkanı Sefa Sirmen, Greenpeace Akdeniz Toksit Maddeler Kampanyası Sorumlusu Tolga Temuge ile bir araya gelmeye cesaret gösterirse, böyle bir tartışmayı yönetmeye hazır olduğumuzu bildiririz.)
Paylaş