Yeter söz milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Danışmanı Nef'i Kovacı Yalım Erez'i anlatıyor:

Pes etmez...

İstanbul Ticaret Odası Basın Müşaviri Yücel Demirkuş'la telefonla konuşuyoruz: Beş yıl önce bir toplantıda seninle sohbet ederken, yanımızdaki bir bey, ‘Bakın göreceksiniz, ilerde Yalım Bey bu ülkeye başbakan olacak’ demişti. Kim olduğunu anımsıyor musun? diye sorduk.

- Nef'i Kovacı idi... Ticaret Odası Genel Sekreter Yardımcısı'ydı, emekli oldu. Şimdi de Odalar Birliği'nde hem Fuat Miras'ın, hem de Yalım Erez'in danışmanıdır.

Demirkuş devam ediyor:

- Bunu biz de söylüyorduk. İTO başkanı olduğunda, onu hep başbakanlık yapacakmış gibi donatıyorduk. 1990'ın başlarında bugünleri görüyorduk. Zaten kendisi de bunu benimsemişti. Göreceksiniz başarılı olacaktır.

Erez kimdir?

- Herkese değer verir, inandığı fikirlerin arkasında durur. Danışmanlarına güvenir, adam çalıştırmasını bilir.

Daha sonra Naf'i Kovacı'yı, Odalar Birliği'nin Akmerkez'deki bürosundan buluyoruz:

Nafi Bey, Odalar Birliği Başkanı iken Yalım Erez'in bir gün başbakan olacağını kesin bir dille anlatmıştınız bize?

- Yalım Bey'in karizması vardır, tuttuğu işi koparır. Ben kendisini 10 yıl önce tanıdım, ilk iki yılda yapısını dokusunu öğrenmek fırsatını buldum.

Hüneri nedir?

- Son derece zekidir, hafızası kuvvetlidir. Bir işe inandırdığınız zaman onun peşini bırakmaz. İradesi kuvvetlidir, azimlidir. Pes etmez. Bir liderde gereken vasıfları vardır. Suret-i intikali kuvvetlidir. Açıkçası, kendisi için bir gün ‘Başbakan olacak’ derken, liderlik vasıflarını görmemdendir. Erez, çuvaldaki mızrak gibi fırlar, engellemeniz mümkün değildir.

Ama bu anlattıklarınız geçmişe dayalı görüşler, bugün için ne diyorsunuz?

- Bir kere çete işine karışmamış... Liderler hakkında bir sürü şey çıktı, Yalım Bey'in hakkında bir şey duyulmadı. Sonra, iş aleminin içinden geliyor, orduya yakın, onları tanıyor. Antipatik bir durumda değil.

Orduya nasıl yakın...

- Ordu siyasetin belirleyicisi bugün. Bunu inkâr etmeyelim. Tansu, geniş tabanlı hükümet diyor. Ordunun bunu kabul etmesine imkân yok. Tansu bunu hâlâ anlamıyor.

Yalım Erez nasıl bir hükümet kurar...

- Kindar değildir, herkesle görüşeceğini biliniz. Çiller, geçmişteki olayda Erez'in çıkışını neden yaptığını anlayamadı. İhtilafa düştüler. Refah dışında hükümet kuralım deyince Tansu direndi. Buna rağmen Yalım Bey, onu atlayarak, bazı temaslar yaptı. Sonra da ‘Vay sen misin bunu yapan...’ dedi ve Disiplin Kurulu ardından ihraç hadisesi oldu. Aslında bilgisiz ve zavallı bir kadındır Tansu... Takım çalıştırmayı bilmez. Partisini ve kendisini düşük duruma düşürdü.

Susurluk'u unutma

3 KASIM 1996 yılından itibaren çorap söküğü gibi ortaya çıkan çeteler ve uzantılarını teşhir eden ‘araştırmacı kamyon şoförü’ne ‘aydınlık’ günler görmek isteyen tüm duyarlı insanların destek olmasını istiyoruz. Biz gençlerin geleceği karanlıkta devam ederken, aydınlığa yol açan ‘araştırmacı kamyon şoförü’ne tekrar teşekkür ediyor, CHP İzmir İl Gençlik Kolu olarak destek olmayı görev biliyoruz. Tüm duyarlı insanları da destek olmaya davet ediyoruz.

Hesap Sahibi: Sultan Gökçe (eşi)

Hesap No: 217333 İş Bankası Susurluk Şubesi, şube kodu: 2124

Anlayış ve duyarlılık

Ramazan ayının ilk günü saat: 15.00 sıralarında Keçiören Fatih Köprüsü'nün altında, tam kavşağın göbeğinde maddi hasarlı bir kaza yaptık. Doğal olarak 154 No'lu telefonu arayarak ekip gönderilmesi için Alo Trafik'e yerimizi bildirdik. Kaza yapılan yer öylesine kötü bir yerdi ki, tam iftar saati öncesi yoğun trafiğin akışını ciddi şekilde engelliyordu. Bu hususu da ayrıca 154'e anlattık. Saat 16.30'da üçüncü kez 154'ü aradığımızda telefondaki hanımefendi bana aynen ‘‘Ekipler şu anda iftar ediyorlar, bekleyeceksiniz’’ dedi. Kulaklarıma inanamadım. Bir buçuk saattir ekip beklediğimizi söyleyince bu defa bana ‘‘Kazayı yapmasaydınız, bekleyeceksiniz’’ dedi. Ekip ancak 18.30 civarında geldi, kazadan üç buçuk saat sonra. Asıl üzerinde durmak istediğim konu, 154 santral memuresinin söyledikleridir. Vatandaşın canının, malının emniyeti gibi bir konuda polisin umarsamaz tavırla bunu söylemesi düşündürücüdür. Acil'e gelen bir hastaya ‘‘Doktorlar iftar yemeği yiyorlar, bekleyeceksiniz’’ mi diyorlar?

Bu tür hizmet veren kurumların halkla ilişki içinde olan özellikle müracaat ve santral gibi noktalarında daha kibar, daha anlayışlı ve duyarlı kişilerin görevlendirilmesi dileğiyle.

Nihat PULAK-ANKARA



Yazarın Tüm Yazıları