Paylaş
Soyulduk ey halkım!
Rahmetli Uğur Mumcu'nun ‘‘Vurulduk ey halkım’’ özdeyişi ünlüdür. Bilindiği üzere, Mumcu bugün içinde bulunduğumuz sorunları -kepazelik dense yeridir- yıllar önce görmüş, yazmış, etkili ve yetkilileri uyarmıştır. Mumcu'nun uyarıları hoşlarına gitmemiş olacak ki kahpece öldürüldü.
Cumhuriyet'in görkemli 75. yıl kutlamaları, 24 Kasım Öğretmenler Günü derken laik devlette beş yıl sonra 2. Din Şurası toplantısı ve aynı gün ANAP'la DYP'nin birbirini aklaması... Ecevit'e ne demeli... Bu davranış biçimi TBMM'ye, onun ihtişamına, tarihi gelişimine ne derece uyuyor? Bir bilen varsa bize anlatsın. Şu anda anlamakta çok zorlanıyoruz. Ne de olsa yüzde 60 aptal grubundayız.
Böylesine etik değerlerden yoksun kişileri okullarda yeni yüzyıla yetiştiremezsiniz. Olsa olsa bu okul para okuludur.
Bu arada aklıma geldi...
Bekçilik yapmakta olan Temel ciğerinden rahatsızdır. Dursun'un önerisine uyarak göğsüne ayı yağı sürmüştür. Bir zaman sonra kokudan yanına yaklaşılamayan Temel'e sağlık durumunu sorarlar.
Temel: ‘‘Nasıl olayım. İşimiz ayı yağına kaldıktan sonra varın gerisini siz düşünün.’’
Mustafa AKSOY-BOLU
Tüccara bizi yem etmeyin
KÜÇÜK çaplı bir zeytin üreticisiyim. 16 Kasım’dan sonra Milas Tariş'e ortak oldum. Bu tarihten sonra Tariş'e ortak olanların ve önceden rekolte beyannamesi vermeyenlerin zeytinyağlarının alınmayacağını öğrendim.
Bu sene ağaçlarımızda ürün bol ve zeytin üreticisinin yüzü gülecek gibi. Fakat Tariş'e 16 Kasım'dan önce ortak olmadığımız için yağlarımızı Tariş'e veremiyoruz. Bu durumda yağlarımız ya çok ucuz fiyata tüccara gidecek, ya da elimizde bekleyecekler. Her iki durumda da mağdur olacağımız kesin.
Tariş üst yönetimi ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, 16 Kasım'dan sonra Tariş'e üye olanların yağlarının alınmasını sağlayarak, bizlerin tüccara, tefeciye yem olmamızın önüne geçmelidir. Ürünümüzü gerçek değeri üzerinden Tariş'e satmak istiyoruz. Yüzlerce çiftçi ve üreticiyi ilgilendiren bu soruna, ilgililerin çözüm getirmesini istiyoruz.
Şinasi TÜFEKÇİ-Milas/MUĞLA
Asker adaylarına yanıt
İÇİŞLERİ Bakanlığı Basın Müşaviri İbrahim Saraçoğlu, Almanya'dan gönderilen ‘‘Asker Adayları Yanıt İstiyor’’(27.11.1998) başlıklı yazı üzerine, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nden aldığı yanıtı iletiyor:
‘‘Türk vatandaşlığından izin almadan yabancı devlet vatandaşlığına geçen kişilerle ilgili 403 Sayılı Kanun'un 25/a maddesine göre kaybettirme işlemi yapılmaktadır. Ancak, kaybettirme işlemi başlamadan ilgililer koruma izni istedikleri takdirde yapılan inceleme sonucunda sakınca bulunmaması halinde kendilerine koruma izni verilmektedir. Bu kişiler zaten Türk vatandaşlığını muhafaza ettiklerinden, T.C. nüfus cüzdanının ve pasaportlarının elinde olması ve askerliklerini tecil ettirmeleri mümkündür. Bahsi geçen kişiler halen Türk vatandaşı olduklarından doğumla Türk vatandaşlığını kazanmış olup da Bakanlar Kurulu'ndan izin almak suretiyle yabancı devlet vatandaşlığını kazanan kişilerin Türkiye'deki bazı haklarını korumaya yönelik 4112 Sayılı Kanun'dan yararlanmaları söz konusu değildir.’’
İHLAS Kargo'ya Ankara-İzmir-Muğla-Bodrum aktarmalı olarak gönderilmek üzere içinde video mikser cihazı bulunan kolimizi teslim ettik. 500 milyon değerindeki cihazımızın Muğla'da yapılan kontrolünde hasar tespit edildi ve tutanak hazırlandı. Tutanakta hasarlı olduğu kabul edilen kargomuz daha sonra İhlas Sigorta Genel Müdürlüğü'ndeki ilgililer tarafından kabul edilmedi, zararımızı karşılayamadık. Neden?
Ahmet KAYRAN - Bodrum / MUĞLA
TRT 1'de dört haftadır her pazartesi günü ‘‘Cumhuriyetin Altın Yolu’’ adlı program yayınlanıyor. Bu haftaki Erzurum Kongresi çok güzel işlenmişti. Milyarların harcandığı bu program maalesef saat 23.30 gibi geç bir saate kalıyor. TRT böyle bir programı gece kuşağında vererek ‘karartmasın’ lütfen.
Baki AKÇAY - ERZURUM
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Hiç şüphe olmasın ki, ‘liderler demokrasisi' bitmiştir, tükenmiştir. Önümüzdeki yıllar mutlaka bir reform dönemi olacak, Türkiye'de siyaset yepyeni bir yapıya oturtulacaktır.’’
(ANAP İzmir Milletvekili Rüştü Saracoğlu)
Paylaş