Paylaş
Koman'ın heykeli Edirne'ye yakışır
Çetin Altan, Sabah'taki köşesinde ‘‘İlhan Koman'ın eski Akdeniz uygarlıklarının esintisini taşıyan ve bence Cumhuriyet dönemine ait önde gelen sanat pırlantalarından biri sayılacak ‘Akdeniz' Anıtı, Zincirlikuyu'daki eski Halk Sigorta'nın önünde tuhaf bir sıkışıklığın ilgisizliği içine düşmüştü’’ diyerek, şu öneride bulunuyor:
‘‘Bir de Köyceğiz Gölü'nün Akdeniz'de buluştuğu tarihsel doğal kanalın bitimini düşünün... 3 bin yıllık bir uygarlığın, karşı dağlardaki kayalıklarda, damgasını taşıyan kral mezarlarını... Ve onlarla uzaktan bakışan; Akdeniz ufuklarına doğru yüksek bir kaide üstünde ‘Akdeniz' anıtını... Cumhuriyet'ten insanlık evrenine sunulmuş bir armağan olarak...’’
Altan, heykelin, Caretta Carettalar'ın yumurtladığı ünlü İztuzu Plajı'na taşınmasını istiyor. Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit de, ‘‘Önerinin hayata geçirilmesi için gereken talimatı verdim’’ diyor.
Peki Koman'ın ailesi ne diyor? Bizi arayan İlhan Koman'ın kardeşi Gönül Dilan Koman, bu projeye karşı... Kurtuluş Savaşı'nda Atatürk'ün yakın çalışma arkadaşı Mehmet Şerif Aykut'un torunu olan Koman, şöyle diyor:
‘‘Niye şehirden alıyorlar? Heykeller meydanlara konur. İnsan ayağının değmediği, görmediği bir yere taşınması ne kadar doğru olur? Çok isterlerse imitasyonunu yapıp oraya koyabilirler.’’
Bu heykelin, ağabeyine nasıl sipariş edildiğini de şöyle anlatıyor:
‘‘Halk Sigorta, yaptıracağı bu binanın projesini İsveç'teki ağabeyime göndermiş. Projede, binanın önünde geniş bir alan görülüyormuş. Ancak ağabeyim heykelin montajı için geldiğinde, binanın önünde çok dar bir alan olduğunu görünce kızıyor. Ama anlaşması olduğundan, heykeli bu alana koymak zorunda kalıyor. Bu ona çok dokunmuştu. ‘Eğer o sıkışık alana konulduğunu bilseydim, hiç yapmazdım' dediğini de hatırlarım.’’
Gönül Dilan Koman, heykelin anlamını şu sözlerle anlatıyor:
‘‘Heykelin mağrur ama üzgün bir yüz ifadesi vardır. Çünkü Akdeniz kirlenmeye başlamıştır. Heykelin rengi alttan mavi olarak başlayıp yukarı doğru beyaza dönüşecekti. Ancak o tarihte Türkiye'de istediği boyayı bulamadığından tümü beyaz oldu.’’
- Çetin Altan'ın projesi için ne diyorsunuz?
- Sayın Altan'a ve kendisine destek veren Doğan Hızlan'a hak vermiyor değilim. Heykelin anlamsız ve çirkin bir yerde olduğunu biliyoruz. Kardeşi olarak Köyceğiz'e gönderilmesini hiçbir zaman arzu etmem. Çok anlamsız bir mekân. Ama mülkiyeti Halk Sigorta'ya ait olduğundan onlar karar verebilirler.
- Sizce nereye konulmalıdır?
- İstanbul'da Marmara'ya bakan bir yere konulabilir. Ya da hiçbir yapıtının olmadığı memleketi Edirne'ye getirilebilir. Arda ve Meriç nehirlerinin kesiştiği alana... Nasıl olsa o sular da Ege'ye, oradan Akdeniz'e akıyor.
Bütün bunlardan sonra bir kırgınlığını da açıkladı Gönül Hanım... ‘‘Biz aile konağımızı Kültür Bakanlığı'na bir İlhan Koman Müzesi için bağışlamıştık. Fakat, hiçbir şey yapılmadı ve konak harabeye döndü.’’
Kültür Bakanı İstemihan Talay, olaya bir de bu gözle bakmalı.
Fatih'in dramı
SAYIN Türkan Şoray, Hürriyet Pazar'da (1.10.1998) şöyle diyordu: ‘‘Çok tutucu bir çevrede büyüdüm. Fatih'teki cumbalı evin parmaklıkları ardından bakardım beğendiğim çocuğa. Oysa şimdi Yağmur, Fatih'teki Türkan'ın hayal bile edemediklerini yaşıyor. Kızım bana flörtlerini anlatıyor.’’
Bir an için Şoray'ın Osmanlı zamanından bahsettiğini zannettim. Ama olamazdı. Onunla aynı yaşlardaydık. Fatih Kız Lisesi'nden ortak arkadaşlarımız var. Ve o yıllarda Fatih, Sayın Şoray'ın dediği gibi hiç de tutucu değildi. Zaten tutucu olsaydı oradan bir Türkan Şoray, daha sonra bir Müjde Ar çıkabilir miydi?
Sayın Şoray kızının flörtlerini kendisine anlattığı bu zamanda bir de Fatih'e baksın.
Okulumuz -Fatih Kız Lisesi- sarıklılar, çarşaflılar tarikatlar arasında ‘‘çölde bir yeşil vaha’’ gibi. Okul içinde kızlarımız pırıl pırıl. Ama bir kısmı okulun kapısında türbanlanıyorlar. Lisemizin bulunduğu caddeye astığımız Atatürk ve laik cumhuriyetle ilgili pankartlarımız kesiliyor, Öğretmenlerimiz tehdit ediliyor. Sırasında okulumuzun camlarını kırıyorlar. (Bunu da yapan İmam Hatip Lisesi'nden başka bir öğretmen.)
Ve yıllardır Fatih'ten artık ne bir Türkan Şoray, ne de bir Müjde Ar çıkıyor. Bu vesile ile Fatih kökenli tüm sanatçıları -ki sayıları hayli kabarıktır- Fatih ve özellikle Karagümrük, Balat, Fener, Çarşamba, Haydar-Çırçır gibi gençliğimizin renkli ve cıvıl cıvıl mahallelerini bugünkü hallerinden kurtarıp eski hallerine kavuşmak için bir şeyler yapmaya davet ediyorum.
Av. Olcay YEZDANİ Fatih Kız Liseliler Derneği Başkanı
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Eğer zenginler paralarından korkmamış olsalar, canından korkmazlar, çeteye de taviz vermezler. Bugün Türkiye'de zenginler paralarına, fakirler de yoksulluğa mahkûm edilmişlerdir. Onun için bir çete boyutu Türkiye'de devam ediyor.’’
(İşadamı Ali Haydar Veziroğlu)
Paylaş