Paylaş
Yargıya saygı
Beyoğlu Adliyesi'ne tahsis olunan binanın Haliç Köprüsü'nün altında olduğunu herhalde biliyorsunuz. Dört kez yeri değiştirilen Beyoğlu Adliyesi'nin bu son değişikliği yargıçları, savcı ve avukatlarla birlikte vatandaşları da sosyal ve ekonomik olarak hayli zorlayacaktır.
(Adliye'nin nakledileceği yer, Haliç Köprüsü'nün altındadır. Güvenliği kalmadığından Levazım Okulu bile buradan taşınmıştır.)
Ülkemizdeki adliye binalarının yürekler acısı durumu da yargının ihmal edildiğinin somut kanıtıdır.
Batı'nın adliye sarayları; temiz, düzenli ve aydınlık olduğu halde, bizde neden saygı uyandıran görünüşteki binalar adaletin hizmetine verilmez? Neden, yargılama sistemimiz ideal ölçülere uygun düzenlenmez?
Demokraside yargının korunması, toplum yararı bakımından zaruridir. Son yıllarda adliye binalarında görülen durum toplumdaki adalet duygusunu zedelemektedir.
Ankara'daki KİT'lerin genel müdürlüklerine, bölge müdürlüklerine bakın; hepsi lüks yapılardır ve konfor içindedirler. Buna karşın adliye binaları için ayrılan yetersiz kaynak bizleri utandırmaktadır. Devlet nerelere ne yatırımlar yapıp ne paralar harcanırken, hâkimler tahta kürsülerde adalet dağıtmaktadırlar. Adli personel, derme çatma odalarda toz içinde çalışmaktadır.
Bu ilkellik, düzensizlik ideal ölçülere getirilmelidir.
Adalet ve hukuk reformu kadar, çalışma örgütüne de ihtiyaç vardır. Yargının bütünüyle ihmale uğradığının kabulü halinde, demokrasinin olup olmadığının tartışması da son bulacaktır.
Yargıtay Başkanımız'ın konuşmasının unutulmaması, Cumhuriyetimiz'in 75. yılında hukukçulara verilecek armağanların en yücesi olacaktır.
Av. Ruhi KAHRAMAN-İSTANBUL
GÜNÜN SORUSU
MASLAK'ta Fevziye Mektepleri Vakfı'na ait Işık Lisesi ve Işık Üniversitesi'nin yanında paha biçilmez bir arazi vardır. Biliyorsunuz bu arazi Çillerler'in kurduğu ve yönettiği Zübeyde Hanım Şehit Anaları Vakfı'na tahsis edilmişti. Şimdi öğrenildiğine göre, sosyal amaçlı, yani eğitim ve sağlık kurumu yapmak koşuluyla tahsis edilen bu araziyi Şehit Anaları Vakfı, 49 yıllığına kiralamak istiyor. Gerçekten vakfın böyle bir düşüncesi var mıdır? Tahsise kiralama olur mu? Bu işin 'kotarılması' için 6 milyon dolarlık 'bahşiş' mi istenmektedir?
Uludağ, kıyım kıyım satılıyor
Adının yazılmasından endişe eden bir beden eğitimi öğretmeni, Bursa Uludağ'da Beden Terbiyesi'ne ait tesislerin tek tek satılmasına tepki gösteriyor.
Eğitimcimiz şöyle yazıyor:
‘‘Geçen yıllarda Fatintepe'deki tele-siege tesisi Ağaoğlu şirketine verilmiştir. Bu sefer de sporcuların kaldığı sıcak bir çay içebildiği Fatintepe Kayaevi de aynı kişilere satılmıştır.
Bu tesis, yeni sahiplerince hemen yerle bir edilmiştir. Ve yine çok kısa sürede birkaç katlı kaba inşaat yükselmiştir. Fatintepe'nin doğal görünümünü bozan yeni yapıya kaç kat izin verildiği ise, biz beden eğitimi öğretmenlerini niye ilgilendirsin ki?...’’
Kayak yapma olanağı sağlanan böyle bir tesisin satılması kendilerini derinden yaralamış... Daha önce satılan mekanik tesisten uygun biçimde yararlanacakları söylenmesine rağmen geçen yıl temel eğitim kampında büyük sorunlar yaşanmış. Tesisin yeni sahipleri, kendilerine tehdit etmiş.
Bu özelleştirmede Kayak Federasyonu Başkanı Erdoğan Üstünsoylu'nun ‘iş takipçisi’ olarak anılmasına kızar olmuşlar.
‘‘Uludağ'da onca devlet tesisi varken kayakevleri gibi spora hizmet eden tesislerin satılması Spor Bakanı dahil kimseyi ilgilendirmiyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker de federasyon üyesidir. Onun için de bu konu önemli değildir’’ diyen beden eğitimi öğretmeni, şöyle devam ediyor:
‘‘Uludağ'daki spor tesislerinin satılması biz spor adamları için önemlidir. Küçük çıkarları için bu milletin gençlerinin kayak sporunu, dağcılığı yapmasına tahammülü olmayanları ne yazık ki Allah'a havale ediyoruz. Çünkü sorumlu hiçbir mevki mevcut değildir. Yüreğimizden geçenler ise terbiyemizi bozacak kadar kötüdür.’’
ALFA ROMEO marka arabamla 2 Eylül günü yaptığım kaza sonrası arabam Ankara'da yetkili servis olan Alfin'e götürüldü. Araç sigortalı olduğundan tamir parasının bir kısmı Oyak Sigorta'dan, bir kısmı benden alındı. Araba ihtiyaç üzerine İstabul yetkili servisine gönderildi. Ancak burada arabanın Ankara Alfin servisinde, parçalarının değiştirilmediği ve tamir yapılmadığı halde yapılmış gibi fatura kesildiği bilirkişi raporları ile tespit edildi. Alfin yetkilileri ve Türkiye Distribitörü Zeytinoğlu firması, gönderdiğimiz ihtarnameye karşın ilgisizliğini sürdürüyorlar.
Ayfer ŞAFAK-ANKARA
Paylaş