Paylaş
Edirne Valisi'nden açıklamalar...
‘O mahkûmları kimler göndermiş, yiğitlerse açıklasınlar’
‘‘Sahipsiz Kent: Edirne’’ yazımızla ilgili olarak Edirne Valisi Mehmet Canseven, önceki gün bir basın toplantısı düzenledi, bize de üç sayfalık bir açıklama gönderdi. ‘‘İddiaların asla kabul edilemez olduğunu’’ söyledi.
Edirneliler gibi bize de 'İkna oldunuz mu?' diye sorulsa, 'Evet' yanıtını vermek zor. Bu arada Edirne'den çok sayıda kutlama aldığımızı bildirmek zorundayız. Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi, ‘‘Valimiz iyi bir insandır, başarılıdır. Ankara'dan bazı talimatlar veriliyor, sonuçta buradakilerin başına patlıyor’’ dedi. Anlatmak istediği, cezaevinde dışarı çıkma olanağı sağlayan mahkûmlara kimlerin torpil yaptığıydı.
Nitekim vali, basın toplantısında bir soru üzerine Tarım Açık Cezaevi'nde yaşananlarla ilgili bir soruyu da hayli ilginç cümleyle yanıtladı. Cezaevinin şimdiki haliyle yürümeyeceğini, bunu gerekli yerlere ilettiklerini belirterek, ‘‘O mahkûmları kimler göndermiş, yiğitlerse açıklasınlar. Onları sorun’’ diye konuştu.
Vali acaba, Adalet Bakanlığı'nda kimlere gönderme yapıyordu. Onun da yanıtını Adalet Bakanı Oltan Sungurlu verecektir. İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu da, inşallah Edirne'ye gelecektir.
Adana depremi dolayısıyla pazar günkü bazı sayfaların daralması nedeniyle Edirne ile ilgili yazımız, bazı kalıplarda yer almadı. Bu nedenle Vali Canseven'in açıklamalarını, Edirne'den bize aktarılan bilgilerle karşılaştıralım:
GENELEV...
Vali Canseven, Edirne'de 22 genelevde 57 genel kadın çalıştığını, 1998'de Fuhuşla Mücadele Komisyonu kararı ile 29 genel kadının başka illere nakledildiğini bildiriyor. Bu arada Çorlu'da beş -ruhsatları Zinet Akçura üzerinde- ayrıca Balıkesir, Bandırma ve İzmir'de de sayısı bilinmeyen genevlerin mal sahibi olduğu bildirilen Türkiye'nin 'genelev kralı' Sıvas nüfusuna kayıtlı Alaettin Karaca'nın, Edirne'de polis ekiplerince tanınmadığını söylüyor. (Ahlaklı, ipek yüzlü bir polis şefinin, Akçay'da Karaca'nın otelinde tatil yaptığını validen başka galiba herkes biliyor. Genelevdekilere sorulursa bu polisin, kiminle tatil yaptığı öğrenilemez mi? Çorlu'ya tayini çıkan bu görevlinin, tayinini Alaettin Karaca durdurmadı mı?)
SAVCI...
Eski Cumhuriyet Savcısı Ali Sami Arlı'nın, Emniyet Müdürlüğü'ne gönderdiği iddia edilen yazının kayıtlarda rastlanmadığını öne süren Vali Canseven, kentteki faili meçhul hırsızlık olaylarıyla ilgili olarak Tarım Açık Cezaevi'nde yatan hükümlülerden şüphe edilmesi nedeniyle 13.2.1997'de başsavcılık kanalıyla hükümlülerin çalıştıkları işyerleri dahil olmak üzere isim listesi istendiğini, ancak uzun süre yanıt verilmediğini belirtiyor. Ayrıca, Savcı Arlı'nın darp edilmesi olayıyla ilgili olarak düzenlenen tahkikat evrakının da 3.2.1998'de Cumhuriyet Savcılığı'na gönderildiğini ve bu konuda adli müfettişlerce soruşturma açıldığını aktarıyor.
EMNİYET MÜDÜRÜ...
Vali, Emniyet Müdürü Ömer Tüzel'in, 1. MİT raporunda zamanın Asayiş Şube Müdürü olarak adı geçtiğini doğruluyor, ancak ‘‘Bu konudaki iddialar asılsız olduğundan bugüne kadar ifadesine başvurulmamış ve herhangi bir soruşturma yapılmamıştır’’ diyor. Tüzel'in, avda kullandığı Lada cipin, geçen mayıs ayında bakımının yapıldığını, ancak ekonomik olmadığından hiçbir görevde ya da özel amaçla kullanılmadığını öne sürüyor. (Tüzel'in, Bulgaristan'da Jivkov'un ünlü av ormanına ava gittiğine emin olmak için Bulgar gümrük yetkililerine sorulabilir.) Vali ayrıca, Lada'nın onarım giderlerinin genelev patronları tarafından karşılanmadığını ekliyor. (Valinin, 'kamuoyuna' imzalı açıklamasına göre; Lada'yı müteahhit Ali Taşdemir onartmış.)
Canseven, ‘‘Valilik Konutu'nun yakınında iddia edildiği gibi polis veya polis şefi tarafından silah sıkıldığı yolunda herhangi bir ihbar veya duyum alınmamıştır’’ diyor. (Ahlak Büro Amiri Murat İpek, ateş olayına müdahale etmedi mi?)
KAZA...
‘‘Emniyet Müdür Yardımcısı Şükrü Kadir, 3.2.1998'de otobüs terminalinde ele geçirilen 11.600 gr. toz esrar maddesinin ekspertiz raporunun alınması ve yeni açılacak Mimar Sinan Karakolu'nun mefruşatı ile ilgili satıcı firmalarla görüşmek üzere 4.2.1998 günü 22 A 0037 plakalı resmi oto ile İstanbul İli'ne valilik onuru ile gitmiş ve dönüşte Lüleburgaz'da trafik kazasına karışmışlardır. Otonun tamiri Tofaş Servisi'nde yapılmış, giderleri Şükrü Kadir ve araç sürücüsü -polis- tarafından karşılanmıştır.’’ (Kadir'in, annesini İstanbul'a doktora götürüp getirirken bu kazanın olduğunu, yol görevinin sonradan tanzim edildiğini Edirne'de herkes biliyor. Aksi iddia edildiğine göre, olay sonrası bu kişilerin Tıp Fakültesi'nde tedavi olup olmadığı kayıtlardan öğrenilebilir.)
Vali, polis ekiplerinin ana arter ve kavşaklarda sabit uygulama yapıldığı doğruluyor, buna ek olarak sivil polis ekipleri ile karakol ve çevik kuvvet şube müdürlüğüne ait devriye görevlilerinin yaya olarak görev yaptıklarını bildiriyor. (Bugüne kadar hangi sabit noktada, hangi olay ortaya çıkarıldı, kim veya kimler yakalandı? Kervansaray Oteli önünde, Muazzez Ersoy'a saldırı olayından sonra İstanbul plakalı bir otomobilin taranmasından sabit ekiplerin haberi oldu mu?)
Yarın: Kaçakçılık, fuhuş, aşk, cezaevi vs.. Valinin açıklamaları, gerçekler...
Paylaş