Yeter Söz Milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

18 tekstil fabrikasına kapatma kararı çıktı

Aykut: Çevreye taviz yok!..

Tekirdağ Valisi Zeki Şanal, Çorlu ve Çerkezköy'de, verilen süre içinde arıtmalarını yapmayan 18 tekstil ve boya fabrikasını kapattığını açıkladı.

Şanal, bunu bir yazıyla da Çevre Bakanı İmren Aykut'a bildirdi.

Çevreyi kirleten fabrikalarla Bakanlık arasında 14.11.1998'de yapılan protokole rağmen sanayi kuruluşları duyarsız davrandı ve verilen süre içinde arıtma tesislerini tamamlamadı.

Valiliğin bu konuda Çevre Bakanlığı'na gönderdiği 2 Haziran tarihli yazıda; ‘‘...arıtma tesislerini protokol gereği devreye almayan Narin Tekstil, A.T.K. Tekstil, Susal Boya, Emateks Yün İplik, Çalışkan Tekstil, Adan Tekstil, Akman Tekstil, Karboy, Nessa Tekstil, Migiboy, Bükücü Tekstil, Yılka İplik, Sertler Örme (Serdo Tekstil) ile 1.6.1998 tarihine kadar arıtma tesislerini tamamlayarak devreye almaları için son bir defaya mahsus olmak üzere süre verilen Günöz Tekstil ve Kimya, Uğur Tekstil'in kapatma olurları alınmış olup bunun dışında Mayıs 1998 ayı içinde arıtma tesislerini tamamlamadan üretime geçtiği tespit edilen ve çevre kirliliğine sebebiyet veren Kombassan AŞ (kağıt), Pektaş Tekstil ve Botaş Nehir Tekstil'in kapatma olurları alınarak uygulamaya konulmuştur.’’ deniliyor.

Çevre Bakanı İmren Aykut, ‘‘Bu konuda katiyen taviz vermem’’ diyor...

Ama... Valiliğin açıklamasına karşın dün fiili bir kapatma eyleminin olmadığı anlaşıldı. Çevre Müdürlüğü'nün, 2 Haziran tarihinde yaptığı tespitten sonra bu fabrikalara 48 saat daha süre verildiği ve kesin kapatma işleminin yarın gerçekleşeceği öğrenildi.

BİREYSEL ÇÖZÜM

Karara duyarsızlık gösterenlerin yanında bazı firmalar da ek süre istediler. Bölgenin en büyük tesislerinden biri olan Çerkezköy'deki Narin Tekstil'in Genel Müdür Yardımcısı Tansel Alpen, yağışlar nedeniyle programladıkları projeyi yetiştiremediklerini, temmuz sonuna kadar ek süre istediklerini bildirerek bize şu bilgileri aktardı:

‘‘Atıklarımız, eski ön arıtma tesisimizden 1. Çerkezköy Organize Bölgesi'ndeki biyolojik arıtma tesisine gidiyordu. Bu arıtma tesisinin kapasitesi genişletilebilirdi, ortak hareket edilmedi. Herkes bireysel bir şeyler yapmaya başladı. Biz de iç ve altyapı maliyetiyle birlikte 1 milyon marka mal olacak bir tesis yapmaya başladık. Yasak savmadık. Bu proje, sadece biyolojik saf oksijen kullanılan bir tesis olacaktır. Arıtmayı önümüzdeki ay sonunda hizmete sokacağız.’’

Arıtma konusunu ciddiye alan firmalara karşılık çevreye duyarsız olanlarla Türkiye'nin mücadele etmesi çok zor. Organize Sanayi Bölgeleri'ndeki arıtma tesislerinin ne kadar ekonomik olduğu biliniyor. Sonra da sanayicinin karşısına çıkap, arıtmasını kimler yaptı, kimler göz boyuyor diye sert önlemler alıyoruz. Bir yandan Çevre Bakanlığı'nın il kadroları yeterli mi diye düşünmüyoruz. Çevreciliğin ç'sinden korkan bazı bakanlar, bazı işadamlarının sözcülüğünü yapıp, valileri ve bakanlığı baskı altına alıyorlar.

Şimdi yapılacak şey, Ankara'dan oluşturulan ciddi bir bilirkişi kurulunun arıtmaları denetlemesidir.

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Biz iktirdara gelince irtica yok olup gider.’’

(FP Genel Başkanı Recai Kutan)

Toplu Konut evlerini orta gelirli alamaz!

BAŞBAKANLIK Toplu Konut İdaresi'nin satışa çıkardığı konutların fiyatları ile ilgili eleştirilerden iki örnek:

Zafer Özer (İstanbul): Ben de ev sahibi olabilirim düşüncesiyle Emlak Bankası'na gidip fiyatları öğrenmek istedim. Şimdi ucuz konut fiyatlarını söyleyeyim; 45 m2 ev 4.5 milyar, 100 m2 ev de 10 milyar. Benim anlamadığım, bu evler nasıl ucuz? Veya müteahhitler ne kadar para vuracaklar? Yetkililere sözüm yok. Nasıl olsa onlar bir şey yapmazlar. Mimar ve Mühendisler Odası bu konuya eğilip projeyi incelerlerse ve kamuoyuna bilgi verirlerse sevinirim.

Halis Taşçı (Ankara): Bir dargelirli için peşinat ve taksitler çok yüksek. Peşinatları 1.5-3 milyar, taksitleri de 30-60 milyon arasında değişiyor. Bu fiyatlarla konutlara sahip olmak imkansız gibi bir şey. Devlet Bakanı Refaiddin Şahin'in gerçekten amacı, dargelirliyi konut sahibi yapmaksa yeni bir satış tablosu ile müjde vermesi gerekir.

- BANKA ve Sigorta İşçileri Sendikası'ndan: ‘‘Bizler (1997 yılına kadar banka hisselerinin % 85 sahipleri olan) 85 yıllık Türkbank'la ilgili 5 bin çalışan olarak; iş güvenliği sağlanmadan, müktesep haklarımız satış şartnamesine alınmadan, toplu iş sözleşme görüşmeleri sonuçlandırılmadan yapılacak olan blok satışa hayır diyoruz. 'Sat, kurtul ve sorumluları kurtar' anlayışıyla yapılacak olan blok satışa hayır diyoruz. Banka yönetiminde Türkbanklılar'ın yer almayacağı bir blok satışa hayır diyoruz.’’













Yazarın Tüm Yazıları