Paylaş
Rusya bize Batı'dan daha çok lazım
Moskova Şeremetyovo Havaalanı'na indiğinizde geçmiş dönemden kalan engeller insanın canını bezdiriyor. Bürokratik hantallık hâlâ sürüyor. Hele giriş-çıkışlarda döviz beyanında tuzağa düşer, uyanıklık yapmaya çalışırsanız, Türkiye'ye dönüşte 2 bin 500 doları ayakkabısına saklayan ünlü işadamının durumuna düşüp mahcup olursunuz.
Geniş caddelerde erguvanlar daha yeni açmış. Trafik İstanbul'dan beter. Yollardaki Çayka ve Mercedes'ler, eski ve yeni yaşamın sanki göstergesi. Bolşoy'un keyfini artık turistler de çıkarıyor. Tiyatrolar, müzeler dolu... Görkemli binalar tertemiz; büyük değişime karşın geçmişin karakteristik özelliği dimdik ayakta.
Moskova'da yaşam çok pahalı, komünist dönemi özleyenler çok. Prospetk Mira Caddesi'ndeki kaldırımda bir kadının sattığı domatesin kilosu 30 Ruble -6 dolar-. Arkadaşımız Suat Taşpınar, çiçek tezgâhını gösterirken, ‘‘Ekvator'dan geldiğini söylersem, şaşırmazsın’’ diyor. Ne yazık ki, öte yanda Hollanda'dan getirilen lale ve güller Antalya'da yetiştirilmiş.
GORBAÇOV'UN VAKFI
Mihail Gorbaçov'a, Rusya'da 'hukuk devleti' değil ama bir 'vakıf evi' kurmak nasip oldu. Vakfın inşaatın yapımını da 36 yaşında ODTÜ mezunu bir genç üstlendi. Bu genç, Türkiye'de çeşitli yol ve kanal projelerine imza atmış olan Köymen İnşaat'ın sahibi Kaya Köymen'in oğlu Ali Köymen... Gorbaçov'un kızı İrina'nın arkadaşı... İrina, babasının siyasal, sosyolojik ve toplumsal araştırmalar yapan vakfın yan kuruluşu Prim Center'ın yöneticisi durumunda. Moskova'nın merkezi yerinde 3.5 dönüm alandaki 6500 metrekarelik binada, konferans salonları, müze, kütüphane, arşiv bölümleri ile alt katında da işyerleri olacak. Kaça mal olacağını tam öğrenemedik; 3.5 da diyen oldu, 8 milyon dolar da.
Ali Köymen, kendisine büyük prestij sağlayan bu inşaatı 10 ayda bitireceğine söz verdi Gorbaçov'a... Eski Sovyet lideri ile Türkler arasında yakın dostluklar oluşmuş. ‘‘Birbirimize ihtiyacımız var. Hepimiz aynı gemideyiz’’ diyor. Gorbaçov, kafasındaki 'siyasal ve toplumsal' düzeni, raporlarla ve konferanslarla dünyaya satıyor. Temel atma töreninden önce İtalya'dan gelmişti, iki gün sonra da Norveç'e uçtu... Bundan bir süre önce bu vakıf binasının yapımına kaynak sağlamak için Pizza Hot reklamına çıktığı biliniyor. 1995'te Yapı Kredi Bankası'nın konuğu olarak Türkiye'ye geldiğinde bir gazetecinin, konferanslarından 70 bin dolar aldığını söylediğinde kızmış ve ‘‘Benden kapitalist yapmayı başaramazsınız’’ demişti. Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Burhan Karaçam'ı çok seviyor. Geçen haftaki temel atma töreninde Karaçam ve yeni Büyükelçi Nabi Şensoy ile çok sıcak sohbetler yaptı.
Ünlü Arbat Sokağı'nın girişindeki Prag Restaurant'ın muhteşem iki avizesinin süslediği salonunda Türkler'le konuşurken, Köymen'lere teşekkür edeip şöyle dedi:
‘‘Bir ülkede inşaat yapılıyorsa o ülke yaşıyordur.’’
Ali Köymen bugün Moskova'nın 'Tatilyası' sayılabilecek bir eğlence merkezini önümüzdeki temmuz ayında teslim edecek. Dört yıl içinde diplomatlar için konutlar, iş merkezleri de yapmış.
Türkler, gerçekten inşaat işinde büyük ilerleme kaydetmişler. Rusya'nın değişik bölgelerinde birçok yapıya Enka, Gama, Urban, Tekfen, Mir, Entes, Koçak, Tekser, Tekfen, EMT, Konkur, İdil, Yenigün, Koray ve Köymen gibi firmaların, 1980'lerin sonundan bugüne kadar bitirdikleri ya da hâlâ süren işlerin toplamı 9 milyar dolar...
REKABET OLSUN, HUSUMET OLMASIN
Rusya Federasyonu, 2000'li yıllarda Almanya'dan sonra en büyük ticari pazar olmaya aday... PKK, Çeçenistan ve füzeler konusunda dikkatli olunması isteniyor. Türkiye açısından ise, ticari ilişkilerde Rusya'ya rağmen Kafkasya ve Orta Asya Cumhuriyetleri'nde ön plana geçmenin, geleceğe yönelik önemli bir fırsatın kaçırılmasına neden olabileceği belirtiliyor.
Bir işadamı, ilişkileri gayet güzel özetledi:
‘‘Rekabete evet, husumete hayır.’’
Aslında görünen şu... Bugün ülkede işadamı ve çalışan olarak 30 bin ila 80 bin arasında Türk bulunduğu sanılıyor. Türklere ait 350 dolayında şirket var. Tüketim maddelerinin kalitesi konusunda kötü imajın giderilmesi gerekiyor. Ramstore, bu pazarda neler yapılabileceğinin en somut örneği. Moskova'lıları hayrete düşüren Ramstore'ların sayısı gelecek yıl sonunda beşe yükselecek.
Toplam ithalat içindeki payımız hâlâ yüzde 2... Rus kaynaklarına göre, iki ülke arasındaki resmi ticaret hacmi geçen yıl bavul ticareti dahil 9 milyar dolar... Bunun 4-5 milyar doları bavul ticareti.. Coğrafi yakınlık düşünülürse bu ticaretin geliştirilmesinin ne kadar gerekli olduğu görülüyor.
NATAŞA DEĞİL TİCARET...
Rusya sınırları içindeki Türk işadamı ve şirketlerini bir araya getirmek üzere Rusya Türk İşadamları Birliği (RTİB) kurulmuş. İki ülkenin işadamları arasında köprü görevi yapıyor. Başkanı Ali İhsan Akıskalıoğlu, ‘‘Türkiye, Rusya'nın daha önemini anlamış değil... Biz hâlâ Rusya'yı Nataşa olarak kabul ediyoruz. Bu imajın silinmesi gerekiyor’’ diyor. Dernek üyesi işadamları şöyle konuşuyorlar:
‘‘AB'ye girebilmek için bir yığın taviz veriyoruz. Daha önce Libya, Irak, S.Arabistan'a gittik, sonuç ortada. Halbuki, Rusya Batı'dan bize daha yakın. Zaten Ruslar da bizi Batılılardan daha yakın buluyorlar. Devletin haberi olmadan 10 milyar dolar giriyor Türkiye'ye, ödemeler dengesi buradan kapatılıyor. Bu pazarı, Türkiye'de tanıtmalı, daha çok pay almalıyız. Güneş Taner'in, bu ülkeyle ilgilenmesi için önemli bir adım.’’
Moskova'ya daha birkaç ay önce atanan Büyükelçi Nabi Şensoy'dan, işadamları çok şeyler bekliyorlar.
Paylaş