Paylaş
Meşrubatçılar denetime alındı
Omo deterjanla ilgili yazılarımız üzerine İstanbul Perakendeci Bakkallar Odası Başkanı M. Muammer Çay, ‘‘Avrupa ülkelerine göre daha pahalı olayı yalnızca deterjana özgü değildir’’ diyor.
Deterjan, yağ, diğer gıda türevleri ve meşrubatta da benzer durumların, yani çifte standartlı, miktar indirimli ve fahiş kazançlı olayların yaşandığını belirtiyor. Çay, şöyle konuşuyor:
- Üretilen ürünlerin % 90'lık kısmını halka ulaştıran ve bunları dar gelirli işçi, memur, emekli, dul, yetim ve köylüye ve çoğu kez kefilsiz, kefaletsiz, faizsiz finans kurumu gibi veresiye de vererek sosyal barışa adeta sigorta görevi gören bakkallar olarak sık sık yapılan zam furyalarından, doyumsuzca kâr hırsı içindeki üretici firmaların sık sık fiyatı indirilen ürün satışlarından miktar indirimli çifte standart toptan satış uygulamalarından kuşkusuz rahatsızlık duyuyoruz.
- Yapılabilecek bir şey yok mu?
- Rahatsızlık ve haksızlıkları 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun'dan yararlanarak Rekabet Kurulu'na ilettik. Rekabet Kurulu, haklı nedenlere dayalı olarak yapılan başvurumuzu dikkate alarak 19.3.1998 tarihinde meşrubat sanayii hakkında ön araştırma kararı almıştır. Nitekim dünden itibaren meşrubatçılar denetim altına alınmışlardır.
- Meşrubatta ne oluyor?
- Meşrubatçılar satışlar düştü diye yakınıyorlar. Tabii düşer, mahalledeki dar gelirlinin artık kola almaya gücü yetmiyor. Hipermarketlere kolayı sanıyorum 50-55'e verip 65 liradan sattırıyorlar. Bakkala ise 73.500'e verip 100 bine sattırıyorlar. Arada bu kadar fark olur mu?
- Enflasyon iniyor mu?
- Sizin kurufasülyenin 500 bin liraya çıktığından haberiniz yok galiba. Bunu niye söylemiyorlar? Domates, marulun fiyatı indi diye seviniyorlar. Sezonunda inecek tabii... Mevsimlik şeylerle enflasyon düşmez. Hükümet insanları aptal yerine koyuyor. Ama kimse aptal değil. Herkes gözünü açtı.
- Serbest piyasa ekonomisi diyorlar.
- Müşterimiz olan ve çoğu dar gelirli bulunan halkımızın hak ve menfaatlerini korumaya, yanlış, haksız ve fahiş kazanç peşinde koşan üretici firmalara karşı caydırıcı girişimlerimizi sürdüreceğiz.
Önemli bir konferans
SOS İstanbul Çevre Gönüllleri Platformu Dr. Tanay Sıdkı Uyar, Prof. Türkel Minibaş, Aslan Başer Kafaoğlu, Prof. Uçkun Geray ve diğer bilim insanlarının katkılarıyla 18-19 Nisan tarihlerinde Mimar Sinan Üniversitesi'nde 'Çevre Ekonomisi ve Politikası Konferansı' düzenleniyor. İnsan etkinliklerinin doğal çevreye ve insan sağlığına yaptığı tahribatın ekonomik değerlendirmelerde göz önünde alınmasının ve yok olan doğal kaynakların parasal değerlerinin hesaplanmasının önemi, 1990 yılından itibaren, tüm dünyada anlaşılmaya başlanmış. Bugüne kadar ülkemizde de doğanın tahribatının maliyeti olduğu düşünülmemiş. İnsan etkinliklerinin toplumsal maliyetlerinin, planlama sırasında göz önüne alınmaması sonucu gerçek maliyetler gizlenmiş ve geçmişin kirli teknolojilerinin gelecek yıllarda kullanılabileceği düşünülmüş. Çevre Bakanı İmren Aykut'un katılıp bir konuşma yapacağı konferansın davetli konuğu Çevre Ekonomisi Profesörü David W. Pearce... Konferans sırasında Şişe Cam Teknik Bölümü'nden Prof. Baha Kuban 'Teknolojinin Toplumsal Denetimi', Kocaeli Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Tanay Sıdkı Uyar 'Enerji Üretim ve Tüketiminde Toplumsal Maliyetler' isimli birer tebliğ sunacaklar. Konferansın son oturumunda ise 'Arazi Kullanımı, Orman Kaynakları, Katı Atıklar, Kayrak Tepe Projesi, İSO Çevre Politikası, ÇED Politikası, Küçükçekmece Gölü ve Rüzgar Enerjisi konularında bir dizi atölye çalışması yapılacak. Temiz ve gelecek için sağlıklı kararlar alınmasında önemli katkıları olacağını düşündüğümüz bu konferans ve atölyelerine, ilgililerin dikkatini çekeriz.
Konyaaltı sevgisi
Antalya'nın Avrupa'ya açılan bir turizm penceresi var: Konyaaltı. Uzaktan güzel görünüyor, oysa ki turizmden kazanılan pay yanında, Konyaaltı'na % 1 bile pay kalmıyor.
Bu beldede, yeni ve güzel caddeler, alanlar istiyoruz. Ancak küçük belediyenin gücü yetmiyor. Yerel yönetim olarak ufku dar.
Bir kampanya açtı Antalyalı avukatlar.
Konyaaltı'na bir anlamlı bulvar ve meydan için...
Mustafa Kemal Anıtı, Meydanı... Mustafa Kemal Bulvarı...
Söz konusu alanın mülkiyeti Karayolları'na ait. Büyükşehir Belediyesi ve Karayolları birlikte hareket ederse başarılabilir.
Lütfen bu kampanyayı duyurunuz.
Antala Barosu avukatları
Haberleriizlerken haber bültenlerine telefonla ya da şasen konuk olan kişiler, söz kendilerine gelip de tam açıklama yapacakları sırada spiker tarafından sözü kesilerek, 'lütfen bir cümle ile...' demeleri yok mu? Güler misiniz, sinirlenir misiniz? Madem konuğunu konuşturmayacaksın, neden davet edersin, anlamak mümkün değil! Zannedersem amaç dekor değişikliği, böylece görüntüyü ucuza getiriyorlar. İsmail KELEŞ-İZMİR
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Devletten emir aldım, bir süre hiç konuşmayacağım. Abdullah Öcalan'la da karşılaşırsam, 'Ulan Öcalan barış isteme' diyeceğim.’’
(Eski MİT görevlisi Mahir Kaynak)
Paylaş