Paylaş
Şeriatçı tohumları kimler attı?
Ertuğrul Özkök'ün ‘‘ANAP getirdi, ANAP temizliyor’’ (26.3.1998) başlıklı yazısında ANAP'lı bir bakan kendisine şöyle konuşmuş:
‘‘Ne yazık ki bunlar 80'li yıllarda ANAP döneminde bu mevkilere getirilmiştir. Şimdi bunları temizlemek yine bize düşüyor.’’
Ankara'dan telefonla arayan bir milletvekili, bu yazıyı hatırlattıktan sonra ‘‘Bugünlere gelinen noktadaki irtica tohumlarını kimler attı, size biraz anlatayım’’ diyor:
‘‘Grubunuzun çıkardığı TEMPO Dergisi'nin 10/16.4.1988 tarihli sayısına bakıldığında, kapağında 'yeşil bereli' bir fotoğrafın üzerinde ‘Emniyet, Selamet'e emanet/Selametçi cuntayı, Korkut Özal kurdu, Turgut Özal kullanıyor' başlığı yer alıyordu. (Biz de bu konudan 11.1.1998'de 'Ve gönüllü bir vefa borcu!' başlıklı yazıda söz etmiştik.) O yazıyı dikkatlice okuyun, bugünlerin fotoğrafının o günlerde çekildiğini göreceksiniz.’’
TEMPO’daki yazıyı bize de fakslamış:
‘‘1975 yılının 31 Mart günü Korkut Özal'ın perde arkası yönlendiriciliğiyle İçişleri Bakanı Oğuzhan Asiltürk, hedefine ağır ağır ulaşacak 'Selametçi' bir örgütlenmeyi başlattı. Hükümetler değişti, bakanlar değişti, ama valilerin, kaymakamların, emniyet müdürlerinin atamalarında son sözü hep o 'çekirdek kadro' söyledi. Onlar kim miydi? Hasan Celal Güzel, Vecdi Gönül, Galip Demirel, Cahit Bayar, Erdoğan Şahinoğlu, Abdülkadir Aksu, Saffet Arıkan Bedük, Atilla Koç ve Muzaffer Erdem...
KALEMLİ-GÖNÜL İKİLİSİ
Vecdi Gönül, bugün Sayıştay Başkanı'dır, önümüzdeki seçimlerde yeniden seçilmeyi umut ediyor. 1980'den önce İçişleri Bakanı Oğuzhan Asiltürk'ün Özel Kalem Müdürü... Onu vali yapan da kendisi; Ankara ve İzmir'e...
1980'den sonra ANAP iktidarı geldi, Mustafa Kalemli İçişleri Bakanı olunca Gönül'ü hemen müsteşar yaptı. 2.5 yıl birlikte çalıştılar. Kalemli, Meclis'teki vurgun olayı ortaya çıkınca Gönül'e başvurdu. Gönül de ona yardımcı olmak için 'hem teknik, hem de fikir olarak' denetçi eleman desteğinde bulundu.’’
Bugün tarikat toplantılarına katılan valiler, el sıkmayan kaymakamlar kimin döneminde devlete sokuldu? Bunlar özellikle imam hatip okulları mezunlarından seçilmedi mi? Yapılacak bir araştırmada şeriat özlemcilerinin, Kalemli-Gönül döneminde İçişleri Bakanlığı'na yığıldığı bilinmiyor mu?
Bunlara, Gönül'ün daha önce bize anlattığı gibi, ‘‘muhafazakâr insanlar mı?’’ diyeceğiz.
‘MÜSLÜMANLAR KAYMAKAM OLUR’
Melih Aşık geçenlerde köşesinde yazdı; ‘‘Bamteli’’ programı yapımcısı meslektaşımız Tayfun Talipoğlu'na, SBF'yi bitirdikten sonra girdiği kaymakamlık sınavında başarısız sayılınca, yine o dönemlerin İçişleri Bakanlığı Müsteşarı -sonradan ANAP milletvekili- Galip Demirel'in ne dediğini... ‘‘Biz, Müslümanları kaymakam yaparız!’’
Yıldırım Akbulut'un başbakanlığı döneminde, o zamanki ANAP Genel Sekreteri Mustafa Taşar'ın, kendisine ‘‘Refah'ı biz besledik, biz büyütüyoruz’’ diye rapor verdiği nasıl unutuluyor?
Laik cumhuriyet rejimini yıkmak amacıyla 'geniş cephe' taktiğine kalkışanların tümü bugün takıyyeci 'Atatürkçü'... Faziletli Refahçı ve Fethullahçılar diye ikiye ayrılıyorlar. Bir bölümü de Türk-İslam sentezcisi...
Refah yandaşları için dosyalar hazırlanıyor da, Fethullahçılar niye gözardı ediliyor? Birileri onları Refah zihniyetine karşı 'siyaseten' koruyor.
Vecdi Gönül'e sormak gerekiyor; Diyarbakır, Konya, Gaziantep ve Bolu emniyet müdürleri kimin ekibindendi, diye...
KALEMLİ'NİN KALEMİ
Kalemli'ye dönelim... Geçtiğimiz iki yılda devletin tepesinde bulundu. Demokrasi anlayışı ve Anayasa'ya göre örnek devlet adamı olarak tanındı. Daha büyük yerlere geleceği konuşuldu. Meclis'teki memur alımı ve koltuk olayları patlayınca nedense uzun süre suskun kaldı. Açıklamalarını kapalı kapılar ardında yaptı, maalesef Meclis'e örnek olamadı. Tansu Çiller bile hangi biçimde olursa olsun servetini açıklarken, kamuoyundan neden gizlendi? Sonuç olarak örnek bir siyaset adamı olamadı. Kalemini çoktan eline alıp gereken dilekçeyi yazamadı.
Peki, Meclis'teki kendisini sorgulayan komisyondan çıkınca, ‘‘Benim yetkim yok, sorumlu genel sekreterlik...’’ demesine ne demeli?
Necdet Basa'yı, Çalışma Bakanlığı döneminde yanına kendisi almadı mı? Kutlu Savaş'la çalışmadı mı?
Basa hâlâ nasıl profesör olduğu, kardeşlerine nasıl devlet imkânları sunduğu, Jaguar arabası, Tekel rakı yolsuzluğu, Erdem Karaismail ile ortaklığı gibi hakkındaki iddialar konusunda kamuoyu önündeki suskunluğunu sürdürüyor.
ANAP'ın tarlası bu... Şimdi ayrık otlarını temizlemeye çalışacak; nasıl yapacaksa...
Yolsuzluk olmazsa şaşırmak gerek!
TÜRKİYE'de bugün 'köşeyi dönme' hırs ve düşüncesi olarak kullanılan yolsuzluklar, yasaya uygun olarak yapılmaktadır. Dikkatlerden kaçırılmak istenen yolsuzlukların ortaya çıkması/çıkarılması ya hak ve hukuk fikrini benimseyen nitelikli, dürüst ve onurlu kişiler aracılığıyla, ya da çıkar değiş tokuşundaki anlaşmazlıklardan kaynaklanmaktadır.
Çillerler olayını biliyoruz. Engin Civan, Selim Edes, Ergun Göknel, Halil Bezmen, Ayşegül Nadir, Atalay Coşkun olaylarını yaşadık. Ümit Utku'yu biliyoruz. Şimdi de Gülay Aslıtürk...
Türkiye'de yolsuzluk olması değil, olmaması şa-şır-tı-cı-dır.
Neden mi?
Hak ve hukuk fikri, Türkiye'de yaygın olarak benimsenmediği sürece, siyaset dikenden, demokrasi, lider/genel başkan sultasından kurtulamaz.
ÊRuhi KAHRAMAN-İSTANBUL
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘İslam'ı siyasallaştıranlar Anayasa suçu ve günah işliyor.’’
(Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel)
Paylaş