BAKIRKÖY, Bahçelievler ve Zeytinburnu üçgeninde yaklaşık 650 bin kişi yaşıyor. Ancak bu bölgelerde çok sayıda hipermarket açıldı ya da açılmaya çalışılıyor. Hazine arazileri ve yeşil alanlar, imar hareketlerine kurban ediliyor.
O-2 (E-5) yolunun ve altyapının bu kadar yoğunluğu kaldırması mümkün değil; trafiğin daha da çıkmaz hale dönüşeceği gün gibi ortada. Ataköy’de Siyavuşpaşa Deresi’nin mecrası değiştirilerek yapılan 32 bin kişilik kapalı spor salonu da hizmete girince bölgenin halini bir düşünün... 1996’da Tayyip Erdoğan’ın danışmanı olan şimdiki Başkan Kadir Topbaş’ın, çok amaçlı bu salonun yerinin yanlış olduğunu, hatta yıkılmasını önerdiğini unutmamak gerek; depreme dayanıklı olup olmadığını, inşaat bittikten sonra İTÜ’nün nasıl ÇED raporu verdiğini de...
Ataköy’ün E5’den girişine yapılan yoncanın da trafik yoğunluğuna çare olamayacağı anlaşılıyor bugün... Hele bir de, siyasetçi (bir anlamda belediyeler)-bürokrat-işadamı üçgeçinin elbirliğiyle oluşturulan rant alanlarının durumunu özetleyelim:
ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ
Bu üç ilçe sınırları içinde birbirlerine çok yakın olan açılmış ve açılacak alışveriş merkezleri şöyle sıralanabilir:
Açılmış olanlar; Galeria, Carousel, Fly Inn (ruhsata aykırı), Town Center (İncirli), Has Center (Bahçelievler), Olivium (Zeytinburnu) ve İTO’nun yaptırdığı EGS bloklarındaki TEPE Home.
İnşaatı sürenler; Bahçelievler CaurfourSA (Şirinevler-Ataköy kavşağı) Hazine arazisi üzerinde kuruluyor; bu izne karşılık Sabancı Grubu Bahçelievler’e kaymakamlık, belediye ve hastane binaları yapıyor.
Bakırköy’de Carousel’in karşısında Uzman İnşaat’ın Bakırköy Center adlı otel ve alışveriş merkezinin hafriyat çalışmaları başladı.
Yine İstanbul’un en büyük hipermarketi olacağı söylenen bir başka CaurfourSA’nın yapımı da,
Osmaniye Çırpıcı Çayırı’nda (Bahçelievlerdekine yaklaşık 3 km.) temel atma aşamasına geldi.
Ataköy 6. Mahalle’de, bazı ‘Florya müteahhitler’in oluşturduğu konsorsiyum Fly Inn benzeri alışveriş merkezinin inşaatının zemin çalışmalarına başladı.
Döğme kardeşlere ait, E5 cepheli iki binadan otel olarak projelendirilmiş olanı, Kültür Üniversitesi kiralayarak kampuse dönüştürdü; diğer bina ise alışveriş merkezi olacak. (Her iki binada da Bakırköy Belediyesi, projeye aykırı eklenti ve bölümler olduğu için yapı tatil tutanağı tuttu; Encümen de imar yasasına aykırı olduğundan para cezası ve yıkım kararı verdi. Ayrıca, ‘kampusun’ arkasına isabet eden ve Ayamama Vadisi içinde bulunan 42 dönüm arazinin işgal edilmesine Valilik, Defterdarlık ve Milli Emlak müdahale etti, tel çizler yıkıldı.)
Dünya Ticaret Merkezi’nin bulunduğu arazinin içinde MNG Holding, 4 ve 5 yıldızlı iki otel, 3000 kişilik kongre sarayı ve dev bir alışveriş merkezinin yapımına ise dört ay önce başladı.
Bakırköy’de ayrıca yaklaşık 100 dükkanlık Gürçarşı ve Tınaztepe Çarşısı gibi alışveriş merkezlerinin bulunduğu düşünülürse, bölgenin altyapısı ruhsat verilen bu dev binalara yeterli olabilecek mi sorusu ortaya çıkıyor. Yeşil alanlar üzerinde bu kadar ciddi yatırımlar yapılırken hiç kimse İstanbul’un geleceğini düşünmüyor. Bakırköy’e hergün 1 milyon kişi girip-çıkıyor; bir yıl içinde bundan daha büyük yük binecek. Trafik yoğunluğunun nasıl bir çıkmaza dönüşeceği hesap edilmiyor.
Bu kadar çok market/hipermarketi besleyecek müşteri var mı?
Milli Eğitim’e siyasi kadrolar egemen oldu
CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e soruyor:
‘Kamuoyu, Milli Eğitim Bakanlığı’nda geçmişte eşine rastlanmayacak yoğunlukta bir siyasal kadrolaşmanın yaşandığı yolunda güçlü bir kanıya sahiptir.2002’nin sonları ile 2003’ün başlarından bu yana MEB’de, hemen her gün, siyasal kadrolaşma amacı taşıdığı net biçimde görülebilen sıradışı atama ve yer değiştirme işlemleri yapılmaktadır.Bu işlemlerin kamuoyuna yansıyan küçük bir bölümü bile, toplumda duyarlılık oluşturmaya yetmektedir.
Uygulanmayan ya da sonuçsuz bırakılan çok sayıdaki yargı kararı, MEB’i siyasal kadrolara teslim etme konusundaki kararlılığın açık kanıtlarıdır.
3.10.2002 seçimlerinden bu yana, kadrolaşma amacıyla bakanlığa, örgüt dışından da atamalar yapıldığına ilişkin haberler yayılmaktadır.Buna göre: 1- MEB’e, değişik kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan kamu çalışanları arasından atama yapılmış mıdır? 2- Bakanlığa dışarıdan atama yapılmışsa, bu biçimde atananların sayısı ne kadardır; kimler, hangi kurumlarda çalışmakta olan bakanlıktaki bir göreve atanmıştır. Atananların kurumlara göre dağılımı nedir? Diyanet İşleri Başkanlığı’nda görevli iken bakanlığa atananlardan kaçı eğitim yöneticiliklerine, kaçı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliklerine, kaçı değişik alanlardaki öğretmenliklere getirilmiştir?
İçişleri Bakanlığı Basın Müşaviri İbrahim Saraçoğlu, şikáyetin dikkatlice incelendiğini belirterek şu açıklamayı yaptı:
‘İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun 5.4.2004’te ‘İnsan Hakları İhlallerinin İncelenmesi’ ile ilgili 81 il valiliğine göndermiş olduğu genelgede de belirtildiği gibi, tüm insan hakları ihlalleri incelenmek üzere bakanlığımızda İnsan Hakları İhlal İddialarını İnceleme Bürosu kurulmuştur.
16.9.2004’te, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, ‘İnsan Hakları İhlalleri’ konusunda düzenlediği basın toplantısında konuya verdiği önemi, ‘Biz işkence ve kötü muameleyi bir insanlık ayıbı olarak görüyoruz.Uluslararası camianın saygın bir üyesi, insan haklarına saygılı, demokratik bir hukuk devleti olmamız bakımından, münferit dahi olsa, işkence ve kötü muameleye müsamaha gösteremeyiz.Bu itibarla kamuoyunun önüne işkence ve kötü muameleye sıfır tolerans sloganı ile çıktık’ şeklinde ifade etmiş ve basın toplantısında www.icisleri.gov.tr internet sitesi adresine insan hakları ihlalleriyle ilgili şikáyet başvurularının yapılabileceğini de açıklamıştır.
23.10.2003 tarih ve 25298 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ‘İl ve İlçe İnsan Hakları Kurullarının Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliğine’ göre çalışmalarına başlayan İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulları da her türlü insan hakları ihlallerini değerlendirmeye almaktadır.
Kenan Özgören, şikáyetini il ve ilçelerdeki insan hakları kurullarına, İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı İnsan Hakları İhlal İddialarını İnceleme bürosuna veya www.icisleri.gov.tr/insan internet sitesi adresine yaptığı takdirde gerekli inceleme yapılarak kendisine cevap verilecektir.’
Develioğlu niye işlem yapmıyor
BAHÇELİEVLER’de Özel Ömür Hayat Hastanesi’nin yanındaki Özel Haznedar Sağlık Hastanesi’nin kafeterya olarak kullandığı alanda inşai faaliyetler dikkati çekiyor. Kaçak olan bu alanda ne yapılmak isteniyor? Bahçelievler Belediyesi burayı 30 Mart’ta mühürledi ve 4 Mayıs’ta da Encümen tarafından yıkım kararı verildi. Başbakan Erdoğan’ın ‘kaçaklar yıkılsın’ emrine rağmen Belediye tarafından nedense yıkım konusunda işlem yapılmıyor. Çevre esnafından, yıkım kararının uygulanması için Valilik, Kaymakamlık, İl Sağlık Müdürlüğü ve belediyeye çeşitli başvurular yapıldığını biliyoruz. Belediyeden ise çıt yok. ‘Yasal işlemler devam ediyor’ biçimindeki yanıtlar yasaya karşı hile değil midir? AKP’li belediye başkanı Osman Develioğlu seçimden önce ne dediğini hatırlıyor mu? Özel Hastaneler Yönetmeliği’ne göre, tamamı ‘hastane’ ruhsatlı olan Haznedar’ın yönetiminin böyle bir işyeri oluşturma -muhtemelen eczane- çabası yasadışı olmayacak mıdır?
Vekilim sizi bekliyorduk
AKP Ardahan Milletvekili Kenan Altun’a... 17.8.2004’te bölgemize ziyaretinizde, tarım zamanı olmasına rağmen köylüyü tarla ve çayırlarından çağırarak sizi beklemiş olduğumuz halde köyümüzü teşrif etmemenizin sebebini köy halkı olarak öğrenmek istiyoruz. Acaba vekilimiz, yollarımızın bozuk olduğunu biliyor muydu veya seçim zamanı değil de onun için mi gelmedi, diye düşündük. Gelmiş olduğunuz en son köyle aramızda sadece 3 km. vardı. Bu vesileyle gelmemenizden üzüntü duymaktayız. Sayın vekilim, 18.8.2004’te size gönderdiğim mektubun yanıtı gelmediği için ben de medya kanalıyla size ulaşmak istedim.
Binali KAYA Sabaholdu Köyü Muhtarı-ARDAHAN
Bu cezayı kim yazdı
ANKARA’da ikamet ediyoruz; ben özel bir şirkette çalışıyorum, eşim de öğretmen. Otomobilimiz eşimin üzerine kayıtlı. Erzurum’a hiç gitmedik, ancak Erzurum Emniyet Müdürlüğü’nden (Polis Kazım Acar) trafik cezası ihbarı aldık. Eşimin şaşkın bakışlarını gören postacı, ‘Valla abla geçen gün birine daha verdim, kadının üzerine ne araç ruhsatı, ne de ehliyeti varmış. Burası Türkiye oluyor işte’ demiş. 154 trafik ‘Sahte plaka olabilir, dava açın’ dedi. Ankara Trafik, ‘Erzurum’a, orada olmadığınızı belirten itiraz dilekçesini yazın’ dedi. Avukatımız da, ‘Önce cezayı ödeyin sonra savcılığa suç duyurusunda bulunun’ dedi. Bu ülke bu kadar başıboş mu?
Gazi TÜRK
ASKİ sayaç satmıyor
‘ASKİ sayaçlarında bir gariplik var’ yazısına ASKİ Genel Müdür Yardımcısı Necati Özdemir’den yanıt: Kulaktan dolma söylentilerle kurumumuz kötülenmemelidir. Su sayaçları, Sanayi Bakanlığı’nca onaylandıktan sonra piyasada satılır ve abonelik işlemi sırasında abonelerin kendileri tarafından temin edilir. Yani sayaçlarının temini idaremiz tarafından yapılmamaktadır. Ankara’da yaklaşık 1.2 milyon abone bulunmaktadır. İdaremiz herkese eşit hizmet vermekte, semt ve ilçe ayrımı yapmamaktadır. Okurunuz sayacından şikáyet ediyorsa; 0312-310 45 95/2743’e başvurabilir.’
MESAJ PANOSU
TCK’dan zina suçu kaldırıldığında Medeni Kanun ile çelişkili bir durum ortaya çıkacağından, Medeni Kanun’daki evlilikle ilgili hükümler de kaldırılsın.
Mesut TAN-Emekli Adliye Başkátibi
BAL-GÖÇ’ten açıklama; 3. Bursa Balkan Göçmenleri Şöleni ve Panayırı, pazar günü Hamitler Bağlarbaşı Parkı’nda yapılacak.