Yalçın Bayer: Yerli Bonnie and Clyde

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Bu film bir aşk, hırs ve ihtirasın hüzünle biten öyküsüdür. Boğaziçi'nin iki yıllık bilgisayar bölümünden mezun oldu; genç ve güzeldi. Bedrettin Dalan kolundan tutup partisine üye yaptı; Orhan Keçeli'nin önerisiyle DYP'ye geçti, 'değiştim' diyen Demirel de kendisini Çatalca Belediye Başkanı seçtirdi.

Çiller, Genel Başkan olunca iki 'sarışın güzel' bir arada olamazdı. Liderinden dirsek yiyince Turgut Yılmaz onu bir gün Trabzon'a götürdü, orada ANAP'a girme kararı verdi. 1994'te, şimdiki başkan Mustafa Sarıgül'e karşı 321 oyla Şişli Belediye Başkanı seçildi. Kazandığının açıklandığı sabah ilk icraatı Şişli Seçim Kurulu'na bilgisayar hediye etmek oldu.

Görevinde neler vaat etmedi ki... Şişli, Manhattan'a dönüşecek, finans merkezi olacak, kültür merkezleri yapılacak, Ayazağa'da 'Silikon Vadisi' kurulacaktı. Asıl amacı, 1999'da Büyükşehir adaylığıydı.

Halbuki Şişli'nin yürünemez kaldırımları, çöpleri onu hiç ilgilendirmiyordu.

200 MİLYARLIK ARMAĞAN

Belediye'nin şirketi ŞİPA üzerinden 1996 yılbaşında gönderdiği armağanların tutarı tam 200 milyardı. Dönemi içinde gönderdiği çiçeklerin faturası tam 1 milyon doları bulmuştu. Bu sayede adeta bir 'medya' yıldızı olmuştu. Örgütün kontrolünden çıkmıştı.

Belediye yoktu, ŞİPA vardı... Asıl başını belaya sokan olay; Piyalepaşa'da belediyenin 3.5 dönümlük arsasının, önce ŞİPA'ya 1.5, sonra da káğıt üzerinde 11, açıktan da 150 milyar liraya Recep Tayyip Erdoğan'ın yakını bir müteahhide devretmesiydi. Erdoğan'la iyi ilişkiler içinde olmak zorundaydı; çünkü hayali projelerini Büyükşehir'den geçirmek istiyordu.

CHP Şişli ilçe Başkanı Dursun Çaltı, Gülay Atığ'ın peşine dedektif gibi takıldığında ise 'Ayazağa'da topraktan doğan aşk' ortaya çıktı. Yeşil alandaki 44 dönüm arsasına meclis üyesi Cemil Can Bıçakçı'nın moloz döktürmesi sonucu çılgına dönen Orhan Aslıtürk adlı işadamı, silahlı adamlarıyla belediyeyi bastı. Meclis üyeleri ve çalışanları bu adamdan korktular. Soruna Gülay Atığ elkoydu... Arsaya imar durumu vererek 'Silikon Vadisi' yapacağını ilan etti. Bu rant karşılığında Orhan Aslıtürk, belediyeye bir internet sistemini törenle kurdu.

YA ORHAN ASLITÜRK

Geçmişin ünlü hayali ihracatçısı Orhan Aslıtürk, yargıdan ve Maliye'den kendisini kurtarmak için soyadını daha önce 'Aslı', 'Aslıtürk' olarak değiştirmişti. Gülay Atığ, bir gün ikinci kocası Sadrettin Atığ'ı boşadı ve 9 gün sonra yeni aşkı için 'duşta şarkı' söyleyen Aslıtürk'le evlendi.

Hakkındaki yolsuzluk ve usulsüzlükler çığ gibi büyüyordu; Belediye Meclisi üyelerine 'Yalçın Bayer'in yazdıklarını araştırın' dedi. Araştırma Komisyonu, siyasi dengeleri korumuş da olsa bir sürü yolsuzluğu ortaya dökmek zorunda kaldı. ANAP'tan ihraç edileceğini öğrendiği anda -kasım 1997'de- kaçtı ve kocasının Nice'deki şatolarına, uçaklarına ve yatlarına sığındı. Servetini yurtdışına kaçıran Gülay Hanım'ın hakkında üç tutuklama kararı ve belediyeye bıraktığı 18 trilyon borç var. Belediye'deki yandaşları mı? Sadece yardımcısı Altan Demirel içerde; 'kasası' Oğuz Öngen ise kendisi gibi firarda...

Babası İlyas Çokay'ın ‘‘Kızım çuvalla götürdüyse diğerleri vagonla götürdü’’, kendisinin de ‘‘Kimin menfaatine dokunmuşum, ilerde açıklayacağım’’ sözleri hálá kulaklarımızı çınlatıyor.

1930'ların Amerikası'nın efsanevi ikilisi olan 'Bonnie and Clyde' filmi size bir şeyler çağrıştırıyor mu?

Bakan Aydın ne değişti?

ESKİŞEHİR'de Bayındırlık Müdürlüğü tarafından (24.7.1999) tarihinde yapılan okul ihalelerinde haksızlık olduğunu belirtmiş ve 'Dürüst olan kaybediyor' demiştik. Yazımız üzerine Bayındırlık Bakanı Koray Aydın adına müsteşar Ali Helvacı aramış, konuyu titizlikle incelediğini söylemişti. Daha sonra (4.8.1999) Yapı İşleri Genel Müdürü İlkutlu Gönülal gönderdiği açıklamada ihalede usulsüzlük olduğunu, bu nedenle iptal edildiğini belirterek, Bakın Aydın'ın bu konularda çok titiz olduğunu, 'artık dürüst olanın kaybetmeyeceğini' bildirmişti. Bakanlığın konuyu titizlikle takip etmesi sonucu rüşvet çarkının içinde olan Bayındırlık Müdürü görevden alındı. Fakat esas işi götürdüğü öne sürülen bu nedenle hálá soruşturması süren, ağır cezada da yargılanan Müdür Yardımcısı O. Zeki Dülger nedense hálá görevi başında. İptal edilen ihale 11 Kasım'da yeniden yapıldı. Geçmiş ihalede usulsüz iş alan firmaların çoğu tekrar ihaleyi kazandı. Yeniden yapılan ihaledeki komisyonda bulunan isimlere bakalım; Hasan Tuna ile Mehmet Balvar. Bakan Koray Aydın bu kişilerin geçmişini biliyor mu? Bu kişilerin adları daha önce çeşitli şaibelere karıştı mı? Eğer karıştıysa ihale komisyonunda bu kişilerin işi ne? İhaleye fesat karıştıran müteahhitler nasıl tekrar ihaleye girer? Eskişehir Bayındırlık Müdürlüğü'nde yeni atanan İl Müdürü Recep Soy'un kendi yetkisini kullanarak yıllardır Bayındırlıktan maaş aldığı halde göreve gelmeyenlerin üzerine cesaretle gitmesinden başka ne değişti?

Ormanlarımızı bu adamlardan kurtaralım

ÜÇ arkadaş Kapıdağı'nda bir köye ziyaret için gittik. Dönüşte orman yoluna dinamit patlaması sonucu dev bir taşın -yaklaşık 150-200 kg.-düştüğünü gördük. Taş dağdan düşerken ormanlar ciddi hasar yapmıştı. Ulaştığımız ilk köyden Erdek Orman Şefliği'ne, telefonunu öğrenip telefon ettik. Durumu anlatmaya çalışırken şef sözümüzü kesti ve ‘‘Ulan i...r, akşam akşam işiniz yok mu, gidin yolunuza...’’ diye küfretti, konuşmamızı kesti.

Yanlış yeri mi aradık diyerek 118'den Erdek Orman Şefliği'nin telefonunu sorduk. Görevli bize aynı numarayı verdi. Tekrar açtık. Öncekinden daha ağır hakaret ve küfürler savurdu. Ne iğrenç küfürler? Yazmaya utanıyorum.

Durumu Erdek Kaymakamı'na kadar bildirdik. Şimdi izninizle soruyorum:

Bu adamlarla ormanlarımızın geleceği nasıl güvence altına alınacak. Bize göre ormanları önce bu adamlardan kurtarmak lazım.

Kentliye ağız dolusu küfreden görevli köylüyü insan yerine koyar mı?

Çevre bu zihniyetle korunacaksa, biz daha 30 yıl AB kapılarında elimiz böğrümüzde beklemeye mahkûmuz.

Günay USLU-İSTANBUL

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Parti tabanından gelen 'haklı taleplere' karşın çaresiz duruma düştük. Böylesi bir durumda kuru bir başkanlık tanımı ile görevde kalmayı, hem kendimize, hem de tabanımıza uygun bulmadığımız için Genel Merkez'den görevden affımızı istedik.’’

(DSP Kayseri İl Başkanı Seyit Medet)

ERZURUM Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Oral, ramazanda yemek yiyecek yer bulamayan öğrencilerin yakınmasını şu açıklamasıyla yanıtlıyor: ‘‘Ramazan ayının 1. gününden itibaren başta öğrenci yemekhanesi olmak üzere üniversitemizin bünyesindeki tüm kantinler (20 adet) 8.00 ile 22.00 saatleri arasında açık tutulmaktadır. Bu uygulamanın talimatı ramazan öncesinde tüm kantin işletmecileri toplanarak bizzat tarafımdan verilmiştir. Yine uygulamada bir aksaklık olmaması için her gün denetim yapılmaktadır. Ayrıca şimdiye kadar bu konuda bizlere ulaşan bir şikáyet de söz konusu olmamıştır. Ülkemizin en huzurlu eğitim-öğretim kurumlarından biri olan Atatürk Üniversitesi'nde sosyal barışı bozmak isteyen mihraklar ramazan ayını da fırsat bilip gençlerin arasına nifak sokmak istemektedirler. Maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir. Çünkü Atatürk Üniversitesi'nde oruç problemi yoktur.’’

Yazarın Tüm Yazıları