Paylaş
Bu barajların yerleri için genellikle yeraltında su tutan tabakanın sığ olduğu dar vadi bölgeleri tercih edilir.
AVANTAJLARI NELERDİR?
Yeraltı barajlarında tesislerin hemen hemen tamamının yeraltında olması nedeniyle yerüstü rezervuarlarındaki gibi çok uzun süren kamulaştırma çalışmaları yapılması, kamulaştırma bedeli ödenmesi söz konusu değildir. Bunun yanı sıra suyun depolanması tamamen yeraltında olduğundan yeraltı barajları yüzeysel kirleticilere karşı güvenlidir. Biriken suyun buharlaşma kaybı olmaz. Ayrıca toprak örtüsü ve altındaki tabaka yeraltı barajına süzülen sular için doğal arıtma işlevi görür.
Ancak yeraltı barajlarında özellikle akış yukarısında tarımsal faaliyet bulunan projelerden gelen nitrat kirliliği, yeraltı baraj suyunun kalitesini düşürebilir. Barajın akış aşağısına su geçmediği için orada da sorunlar yaşanabilir.
Türkiye’de bu konudaki ilk çalışmalar DSİ tarafından 1990’lı yıllarda Çeşme ve Sivas’ta içme suyu amaçlı başlatılmış ancak asıl inşaata geçiş 2003’te Kırıkkale ve Çorum’da gerçekleştirilmiştir. Son 10 yılda bu inşaatlar artmış ve İskilip ve Baskil, Elmadağ, Yahşihan, Kalecik, Malıboğazı projeleri yapılmıştır. Ülkemizde yapılan yeraltı barajları daha çok yerel tarımsal sulama amaçlı gerçekleştirilmiştir.
KURAK DÖNEMLERDE KURTARICI
Bu barajlar daha çok yerel ölçekte içme suyu ve sulama suyu ihtiyacı için kullanılabilirler. Orta Anadolu başta olmak üzere Türkiye’nin birçok bölgesinde bu barajlar kuraklıkla mücadelede su yönetimi araçlarından biri olabilir. Ancak Türkiye’nin yeraltı suyunu koruma ve kullanma ile ilgili eksiklerini hızla tamamlaması gerekir.
Dursun YILDIZ-İnşaat mühendisi, su politikaları uzmanı, Su Politikaları Derneği Başkanı
GÜNÜN SÖZÜ
“5 milyon öğrencinin toplam 5.5 milyar tutan KYK borçlarını silseniz kıyamet mi kopar? Çocuklarımızın bir Mehmet Cengiz kadar kıymetleri yok mu?” Orhan AYDIN
KADIKÖY VE BAKIRKÖY DİSK’LE ANLAŞAMIYOR
EMEK ağırlıklı iktidar adayı bir parti, iktidar olduğu belediyelerde işçilerle anlaşamıyor. Kadıköy ve Bakırköy belediyelerinde, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası tarafından anlaşmazlık ortaya çıktığından grev başlatılmıştı. Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı işçilere teklif edilen ücretin 4 bin 972 TL olduğunu söyledi, ardından Genel-İş’in 1 No’lu şubesi, teklifin esasta 3 bin 200 TL maaş ve yüzde 7 zam olduğunu açıkladı, yani yalanladı. Ancak gece DİSK Genel Başkanı, Odabaşı ile görüştü. Ardından sendikanın yetkisini kullanarak genel merkezde sözleşme imzalamasına, kar altında grev yapan işçiler tepki gösterdiler ve “Bu hareketi Hak-İş yada Türk-İş yapsaydı hükümet yanlısı yaftasını yemezler miydi?” diye konuştular.
İsçiler bize “Grev devam edecek” dediler, bunun üzerine Odabaşı bir açıklama yaparak, grevin Genel-İş ile yapılan görüşme sonucu sona erdiğini, aylık ücretin net 5 bin 275 TL olarak belirlendiğini söyledi.
Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu ise toplusözleşme hakları için Bakırköy Meydanı’nda buluşan “Toplusözleşme hakkımız engellenemez”, “Esnek çalışma istemiyoruz” şeklinde pankartlar açan işçilerin yanına giderek açılan pankartların arkasına geçmesi sonrası işçiler çileden çıktı. Gerginlik sonrasında Kerimoğlu’nun kendine yakın olduğu işçileri bizzat makamına çağırarak Genel-İş’ten istifa etmeleri için imza attırdığı ortaya çıktı. DİSK’i her defasında ziyaret eden Kılıçdaroğlu niye devreye girmez? DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu niye sessiz, Kerimoğlu niye sert?
Arnavutköy’deki hayvancılar için ‘Kanal İstanbul sürgünü’ başlıyor!
TAM BİR ‘AKIL TUTULMASI’
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, “AKP tarafından ‘Biz bu şehre ihanet ettik’ itiraflarının yapıldığı bir dönemde İstanbul’da durum her geçen gün daha da kötüleşiyor” dedi.
“Bunun son örneği, 16 Şubat 2021 tarihinde alınan bir kararla tescillenmiştir” diye ekleyen Tekin, İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde geçimini sadece hayvancılıkla sağlayan çiftçilerin şimdi de ‘Kanal İstanbul’ gerekçesiyle sürgüne tabi tutulmak istendiğini söyledi.
Tekin açıklamasını şöyle sürdürdü: “Pandemi yasakları sürerken alınan bu karar hem İstanbul’a hem de çiftçimize bir ihanettir. Salgın süreci, sağlıklı gıdaya erişimin ve çevrenin bir kez daha önemini tüm dünyaya anımsatmışken, Arnavutköy ilçesinde tarımsal üretimle uğraşan yaklaşık 500 çiftçi ailesinin yerlerinden sürgün edilecek olması tam bir akıl tutulmasıdır.”
KİTAPLAR
MURAT Ağırel ‘Parsel Parsel’ (Kırmızı Kedi), R.Bülent Kırmacı ‘Atatürk Sen Ne Yaptın?’ (Gece), Can Başkent ‘Möbius şeridi’ (Propaganda), Süreyya Aylin Antmen ‘Bırakma Dersleri’(Ve Yayınevi), Alain Badiou ‘Nicolas Truong Aşka Övgü’ (Tellekt), Augusto Monterroso ‘Kara Koyun ve Diğer Masallar’ (VakıfBank Kültür), Judith Malika Liberman ‘Tas Çorbası’ Resimleyen: Zeynep Özatalay (Redhouse Kidz), Füsun Çetinel ‘Olmayan Şeyler’ (Genç Kitaplar), Mehtap Şafak ‘Şey’ (Feniks)
BİLİYOR MUSUNUZ?
CHP milletvekilleri Gürsel Erol, Kamil Okyay Sındır, Gökan Zeybek, Müzeyyen Şevkin ve Sevda Erdan Kılıç’ın Elazığ Maden ilçesinde yaşanan sıkıntıların giderilmesi için incelemelerde bulunarak, ilçe halkının afet riskinden kaynaklanan sosyal, ekonomik, ticari ve barınma sorunlarını içeren bir rapor hazırladığını...
MUĞLA Sıtkı Koçman Üniversitesi ile TOBB’un, ildeki işletme sahibi ve yöneticilerine yönelik ‘eğitim seminerleri’ kapsamında yarın 13.00’te ‘konkordato’ konusunda ‘online seminer–1’ adıyla seminer düzenlenmesinin dikkat çektiğini...
CHP Ankara Milletvekili Levent Gök’ün “Türkiye genelinde belediyelerin vergi borçları karşılığında okul, hastane ve cami arazilerini bakanlıklara devretmesi kamuoyunun tepkisini çekmektedir. Bütçe dengesini sağlayamayan belediyelerin kamusal kullanım için tahsis edilen arazileri özel mülkü devreder gibi nakde çevirmesi, yetkinin kötüye kullanılması anlamına gelmektedir. Halkın arazilerinin hangi amaçlar için kullanıldığı kamuoyuna açıklanmalı, yurttaşlarımızın haklarının nakde çevrildiği uygulamalara bir son verilmelidir” dediğini...
Paylaş