Yalçın Bayer: Yazıldı da ne oldu yani?

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

GENÇ gazeteci Mehmet Baransu'nun, 1998-99 yılları arasında yapılan 'hayali ihracat' olaylarıyla ilgili olarak 'Aksiyon' Dergisi'nde yazdığı 'Gümrükgate' haberleri üç kez kapak oldu; toplam metni 33 sayfa tutuyor.

Baransu bize geldi, yazdıklarını gösterdi. Aksiyon'u karıştırdığınızda gümrüklerdeki yolsuzluk ve soygun olaylarıyla ilgili çarpıcı bilgiler yer alıyor.

Kimse kılını kıpırdatmamış...

NTV ekranından gümrüklerle ilgili yenilir yutulur olmayan iddialarda bulunan ‘‘bunları cumhurbaşkanı da, bakan da biliyor’’ diyen eski gümrük başmüfettişi Necati Can'ın elindeki belgelere ve sözlerine de yer vermiş Baransu... Kendisiyle konuşuyoruz:

- Araştırmacı yazılarınızı okuyunca insanın inanası gelmiyor. Resmi makamlar ne yaptı?..

- Resmi makamlar, derginin piyasaya çıkmasından sonra hemen olayı yalanlamak istediler. Fakat Bakan Rıfat Serdaroğlu, Gümrükler Genel Müdürü Fethi Şahin Horoz ve getirdiği görevlilerle 3-9 Ekim 1998'deki görüşmemde yazdıklarımın hiçbiri yalanlanamadı. Makineden çaya, 'beyaz formül' denilen atamalardan villalara kadar birçok yolsuzluk olayı üzerinde suskun kaldılar. Hiçbiri gerekli inandırıcı açıklamayı yapamadı. Güya olaylardan haberleri yokmuş; kendilerinin bilgileri dışında bu olaylar gerçekleşiyormuş gibi bir hava takındılar.

KORKUT, DAVA AÇ!

- Ne yaptınız?

- Araştırmalarıma devam ettim. Türkiye'ye kaçak benzin getirildiğini de saptadım. İthal onayını veren de genel müdür... Olayda çok gariplikler vardı. Gold Bis adlı firma İskenderun'dan gemiyle benzin ithal etmek istiyor. İskenderun Gümrük Başmüdürü İsmet Sözen ve Gümrükler Muhafaza Genel Müdürü Şahin Sezer, Gümrükler Genel Müdürü Horoz'u uyarıyorlar; benzin yerine 'Ketrul HT' isimli kimyasal madde getirilecek diye... Buna rağmen birkaç gün sonra ithal için onay veriyorlar. İlginç gelişmeler bununla bitmiyor. Geminin, malı getirdiği söylenen tarihlerde Tuzla'da bakımda olduğu da müfettişlerce tespit ediliyor. Genel Müdür, firmayı savcılığa vermesi gerekirken, malı geldiği yere yani S.Arabistan'a geri gönderiyor. Bu konudaki yazımdan 2 ay sonra aynı firma, aynı malları bu kez İzmit'ten sokmaya çalışırken yakalandı.

- Hiçbir işlem yapılmadı mı?

- Savcılığa verilen dilekçede gerekçe olarak yazmış olduğum yazı gösterildi. Ama buna rağmen genel müdür, beni mahkemeye verdi. Kaçakçılık yapanlar ise yargıya verilmedi. Bu konuda hakkımda açılan 6 davadan 5'ini kazandım, biri ise devam ediyor.

KORKMADIM

- Korkmadın mı?

- Niye korkayım, hepsi belgeli, daha doğrusu herkesin bildiği bir şey... İzmir'de İTS adlı firma, 'hayali ihracat' yaparak, eski müsteşar Can'ın tespitlerine göre, devletten 15 milyon dolar dolayında vergi iadesi aldı. Daha iki trilyon çektiğinde, Dış Ticaret Müsteşarlığı bu firmayı suçüstü yakaladı. Belgelere karşın soruşturma açılması beklenirken, Maliye, Dış Ticaret ve Gümrük maalesef sus pus oldu. Bakan Mehmet Keçeciler'e 5 ay önce bu olay ve diğer yolsuzlukları belgeleriyle bir dosya halinde vermeme rağmen, hiçbir inceleme yapılmadı.

Peki bunlar biliniyor, raporlar yazılıyor, konuşuluyor da ne oluyor?

Yürekli gümrük başmüfettişi anlatıyor:

Halkın vergisi

çeteye gitti

GÜMRÜKLERDEKİ soygunların ve yolsuzlukların yıllardır peşini bırakmayan eski Gümrük Başmüfettişi Necati Can, ‘‘Gazeteci Baransu bunları açık yüreklilikle yazdı. Ama hiçbir şey olmadı; çünkü olayların arkasında siyaset-bürokrat gücü var’’ dedi.

Elindeki tüm bilgi ve belgeleri, dönemin Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a, bakanlara ve parti liderlerine gönderdiğini söyleyen Can, vatandaştan toplanan vergilerin bilinen 'çeteye' peşkeş çekildiğini belirtiyor.

Anlattıklarına kimin itirazı var:

‘‘Dış Ticaret Müsteşarlığı firmanın hayali ihracat yaptığını tespit ediyor, ama inceleme yapılmayıp, hayali ihracat yapanı destekler bir tarzda vergi iadesi ödenmesine devam ediliyor. Bunları incelemekle görevli bakan kendisine villa yaptırıyor. Teftiş Kurulu Başkanı'nın aylık cep telefon faturası bir yıllık maaşının iki katı tutuyor. Gümrük yolsuzluklarını ortaya çıkaran kontrolör Mehmet Yıldırım sürgün ettirilip bakan tarafından tehdit ediliyor. Bu adam ya öldürülecek ya da intihar edecek diye Cumhurbaşkanı'na -Demirel'e- mektup yazıyorum, ama kimse ilgilenmiyor.

Yolsuzlukları ortaya çıkaran kişi daha sonra bir trafik kazasında ölüyor.’’

Can korkusuz, yürekli bir adam...

Gümrüklerde neler döndüğünü bir bakandan daha iyi biliyor.

Bu olaylarla neden ilgilendiğini ise şu sözlerle anlatıyor:

‘‘Eski bir başmüfettiş olarak bu hırsızlık ve yolsuzlukları ortaya çıkarmak bir vatanseverliktir. Müfettişler olayları çözmek yerine kapatıyorlar. Olayların üzerine giden müfettişler ise görevden alınıp, sürgüne gönderiliyorlar.’’

Günah

TÜRKİYE'de birileri suçlanıyor, sonra da aklanıyorlar. Peki böyle bir Türkiye'de Altınbaş'ın günahı ne?

Bu toplum uyanırsa bunun hesabını sorar.

T. YILMAZGÜR İSTANBUL

Yazarın Tüm Yazıları