‘Yatırım bombaları’

ÖNÜMÜZDEKİ günlerde ‘yatırım bombaları’ art arda patlayacak.

Haberin Devamı

3. köprünün ‘temel atma’ töreni yapılacak.
3 Mayıs’ta da 3. havalimanı ihalesi var.
‘Kanal İstanbul’un projesi ortaya çıkıyor.
Alibeyköy Barajı’nın çevresinin New York’taki ‘Central Park’a dönüştürüleceği açıklanıyor.
Bütün bunların sonucunda İstanbul’un kuzey kesiminde büyük bir toprak hareketi başlıyor.
Hafriyatçılık İstanbul’da gizli bir ‘saadet zinciri’ sayılıyor.
İstanbul’un yıllık hafriyat tutarının bundan üç-beş yıl önce yıllık 500 milyon TL (eski trilyon) olduğu söyleniyordu. Sadece 3. havalimanının hafriyatının 2.5 milyar dolar tutacağı da gazetelerde haber olarak yer alıyor.
MNG-THY İLİŞKİLERİ
Bu gelişmeler yaşanırken havacılıkta da ilginç el değiştirmeler oluyor. Geçen yıl Atatürk Havalimanı’nda yeni uçak bakım hangarını açan MNG Teknik’e Çinliler talip olmuştu.
Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki Yavuz Çizmeci’nin
My Technic uçak bakım şirketine ortak olan Çinli Hainan Grubu’nun, ciddi altyapıya sahip olan dev hangarıyla MNG Teknik için 215 milyon doları gözden çıkarması iş dünyasında yankı uyandırmıştı. Ancak şirketin patronu M. Nafiz Günal Çinlilerin teklifini kabul etmedi. Bir yıl sonra ise MNG Teknik’i tuttu THY’ye 75 milyon dolara satıverdi.
MNG Havayolları’ndaki uzun menzilli Airbus A330 kargo uçağını da THY’ye kiraladı.
Atatürk Havalimanı’nda MNG hangarının karşısında THY’nin iki büyük hangarı bulunuyor.
Ayrıca THY’nin, Sabiha Gökçen’de yaptırdığı Havacılık Bakım ve Onarım Merkezi (HABOM) açılış için gün sayıyor.
Peki THY, MNG Teknik’i neden satın aldı?
2017’den sonra kapanması gündemde olan bir havalimanında (Atatürk) THY neden koca bir hangarı satın alma gereği
duydu? M. Nazif Günal THY’ye MNG Teknik’i neden sattı; uçağını kiraladı?
Bir işadamı bunun yanıtını şöyle veriyor:
MNG, bu operasyonlardan sonra hemen ihaleler almaya başladı. Önce metro vagonu yapım ihalesini aldı. Üçüncü köprü ve bağlantı yolları inşaatı için adı en önde geçen firma oldu.
Üçüncü havalimanı ihalesi şartnamesinde son anda birçok değişiklik yapıldı.
Önce Ortak Girişim Grubu’nun (OGG) en fazla
3 ortaklı olması şartı kaldırıldı. Bunun sonucunda OGG’de ‘iş deneyim belgesi’ne sahip bir ortak bulunacak; bu ortağın da payı yüzde 51’den az olmayacak.
Hükümet bütün bunların gerekçesi olarak ‘rekabetin arttırılması’nı gösteriyor.
Buna karşın iş dünyasında ‘tüm bu değişikliklerin MNG için yapıldığı’ iddiası ortaya atılıyor.
Diğer taraftan Ercan Havalimanı’nın yap-işlet-devret projesini rakiplerinden çok
daha yüksek teklif veren Taş Yapı da 3. havalimanı projesiyle yakından ilgileniyor.”

Haberin Devamı

GÜNÜN ÇAĞRISI

Haberin Devamı

“1 Mayıs 1977’de ölenlerin anısına 1 Mayıs Taksim’de kutlanmalı. Taksim Meydanı’na 1 Mayıs’ta ölenler anısına anıt yapılmalı. Yoksa biz, ekmek ve gül adına yaşamını yitiren emekçileri anmaktan yoksun muyuz?”(Sendikacı-yazar Yaşar SEYMAN)

Ömer Hayyam’dan dört rubai

“Benden Muhammed Mustafa’ya saygı ve selam,/Deyin ki, hoş görürse, bir şey soracak Hayyam:/Neden Yüce Efendimizin buyruklarında,/
Ekşi ayran helal de, güzelim şarap haram?”
“Benden Hayyam’a selam
söyleyin, demiş Peygamber,
/Sözlerimi yanlış anlamışsa,
çiğlik eder;/Ben herkese haram etmiş değilim ki şarabı:
/Hamlara haramdır, doğru,
ama olgunlar içer!”
“Hak er geç cimrilerin hakkından gelir;/Cehennem ateşleri onlar içindir./Ne der, dili inciler saçan Muhammed:/Cömert gâvur cimri Müslüman’dan yeğdir.”
“Yetmiş iki ayrı millet, bir o kadar da din!/Tek kaygısı seni sevmek benim milletimin;/Kâfirlik Müslümanlık neymiş, sevap günah ne?/Maksat sensin, araya dolambaçlar girmesin.”
(‘Hayyam: Dörtlükler’, Türkçesi: Sabahattin Eyuboğlu, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları ‘Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi’)
(Aziz Naci Doğan’dan)

Haberin Devamı

Trafik cezalarıyla IMF borcu mu ödeniyor

KÖŞENİZDEKİ trafik cezalarıyla ilgili yazılarınızı okurken kapı çaldı ve postacımız trafik cezası getirdi. Ataköy Galeria önündeki EDS ile Ataköy Konaklar arasındaki EDS arası 1 km bile değil, kısacık mesafede hız sınırını 10 km aşmışım diyerek 166 TL ceza kesmişler. Bir gün sonra bir arkadaşıma da, İstanbul-Ankara yolunda hız aşımından dolayı 325 TL’lik ceza gelmiş.
Fakat asıl komik olan devletin sağa-sola vaat ettiği paraları (oğlu askere gidene 250 TL, bol çocuk yapana para yardımı, yurtdışına gönderilen yardımlar, imam-hatiplilere verilen kadro imtiyazları, vs vs) ben ve benim gibi sade vatandaştan çıkarmak için kendine kaynak diye trafik cezalarını kullanması. Çünkü bana kesilen ceza 27 Ocak 2013 tarihli fakat arkadaşıma kesilen ceza 2 hafta öncesine ait... İstendiğinde bu cezalar bu kadar kısa sürede geldiğine göre demek ki bayağı bir para lazım, geçmise dönük bütün görüntüleri tarayıp ceza yollamaya başlamışlar. (IMF borcunu kapatmak için de olabilir mi!) Kaleminize sağlık.         Banu O.

Haberin Devamı

OKUYUNUZ

İçki ve içecek ayrımı
 
GEÇENLERDE bir seminer için gittiğim Adana’da öğle yemeği için bir restorana girdim.
Kebabın yanında ne içki içebileceğimi sordum. Garson:
“Abi herşey var, rakı, votka, bira, viski var” dedi.
“Alkolsüz ne var?” diye sordum
“Abi ayran dahil herşey var ama onlara içki denilmez, içecek denir” dedi
İlkokul mezunu bile olmayan garson içki-içecek farkını biliyor.
Başbakanımız bu farkı bilmelidir.
Akın YILDIZ
 
‘Rakı Ansiklopedisi’ni öneririm Başbakan’a
 
ÇOK demokratik, insan haklarına çok saygılı, sonsuz hoşgörülü ve laik bir ülke olan (!)güzel Türkiye’mizde, Sayın Başbakanımızın, yasaklara bir yenisini ekleyip, içki reklamlarına sansür uygulamasına tepki yerine bir öneri getiriyorum. Okumakla pek arası iyi olduğunu sanmıyorum ama, belki bu kez merak eder düşüncesiyle Sayın Başbakanımıza, 3. baskısı yapılan (aman bunu da yasaklamasın sakın!) Rakı Ansiklopedisi’nin sadece birinci sayfasındaki “ab” ab alemi “maddeleriyle 14. sayfadaki Abdülmecit (içkiye düşkünlüğünü)ve 241’inci sayfasında da Müslim Gürses maddelerini (Tek tesellim kadehler, başka bir şey istemez. Sarhoş etsin yeter ki, rakı şarap fark etmez demiş bir türküsünde) okumalarını önereceğim.
Örneğin Farsça’da su anlamına gelen ab’ın Osmanlı döneminde, içki yasağı nedeniyle,(ki bu yasağa pek uyulmadığı da kayıtlara geçmiş) ab’ın nasıl içerik değiştirip, (içki) anlamına da kullanıldığı, ab-alemi, alemi ab, ab alemlerine de ‘bezm-i işret’ (içkili toplantı) bezm-i alem denildiğini görüyoruz. İçkiye düşkünlüğü ile bilinen II. Selim döneminden beri ab alemlerinin gelenek haline geldiğini öğrenirken, Göksu’da içki alemlerinin düzenlendiğini ve “Gidelim Göksuya bir alemi-i ab eyleyelim” şarkısını da eklemeyi unutmayalım.
Bu arada belki bir soru oluşur kafalarda Rakı Ansiklopedisi’ni nerden akıl edip de satın aldığım, mesleğim gereği kitaplığımda akla gelen pek çok konuda ansiklopedi (müzik, yurt edebiyat v.b) vardır, bir de bunu ekledim. Hani Başbakanımız merak etmiştir diye söyleme gereği duydum. 
Deniz BANOĞLU
 
Kırmızı, haki ve lacivert renkli giysiler yasak
 
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e soruyor:
Tekirdağ Cezaevinde yatan mahkum ve tutukluların açlık grevi yapmalarına neden olan ‘10 kitap sınırlaması’nın yasal dayanığının ne olduğunu sorarak “Tekirdağ ve başka cezaevlerinde mahkum ve tutuklulara yönelik hakaret, küfür, ilk girişte çıplak arama dayatması, koğuşlara aniden yapılan “baskın aramalar ve itiraz edenlerin darp edilmesi gibi kötü muameleler hakkında Bakanlığınızın başlattığı bir soruşturma veya çalışma mevcut mudur? Mahkûmlara senelerce mektup, görüş, iletişim yasağı gibi keyfi disiplin cezaları verilmesinin amacı nedir?
Kırmızı, haki ve lacivert renklerde kıyafetlerin cezaevinde yasaklanmış olmasının hukuki dayanağı var mıdır?” dediğini....
 
İtalyan filozof Negri “Hayatın kendisininkapitalizm tarafından ele geçirildiğini söyledi.
 
BAKIRKÖY Belediyesi ve MonoKL (Mono Kurgusuz Labirent) Yayınları tarafından düzenlenen Filozoflarla İstanbul’da: ‘Yeni Özgürlük ve Özne Biçimleri’ konferansına katılan  ünlü İtalyan filozof Antonıo Negri “Hayatın kendisinin kapitalizm tarafından ele geçirildiğini” söylemiş.
Konferansa, sol çevrelerde tartışma yaratan İmparatorluk ve Çokluk gibi yapıtların yazarı, ‘Özgür Kuş’un- Yoksul’un-Çokluk’un’ savunucusu Negri’nin yanı sıra Judith Revel, Marco Assennato, Volkan Çelebi, Ahmet Soysal da konuşmacı olarak katılıyor.
Negri bakın neler söylemiş:
“Bütün Avrupa’da şu an büyük bir kriz yaşanıyor. Genç kuşaklar ciddi ciddi geleceklerini düşünmeye başladı. Ekonomik ve toplumsal kriz süpürge darbesi etkisi yaptı. Herkeste derin bir belirsizlik durumu hakim. Yaşananlar insanların özgürlük ve eşitliğinin kamusallığını bozuyor. Rant keyfi oluştu. Maalesef hayatın kendisi kapitalizm tarafından ele geçirildi. Kapitalizm bize gerçek aktör olduğumuzu unutturuyor. Hakiki olanla hakiki olmayan arasında ayrım yapamaz hale getirildik. Şu an sömürme söz konusu. Sefalet, borç, belirsizlik olarak biopolitik durumu görüyoruz. Sınırsız bir şekilde rantın gelişmesi, eski cesur müteşebbisleri de ortadan kaldırdı. Ortak olan bir çok şey başkaları tarafından ele geçirildi. Bundan kurtulmak için de eyleme geçilmeli. Kriz ve yoksulluğa beraberce direnmeliyiz. Devrimi yaparken de kapitalistlerin direttiği gibi değil kendimize özgü organizasyon şeklinde yapmalıyız.”
Ünlü felsefeci Negri ve diğer felsefeciler bugün Bakırköy’de konuşacaklar. 

 

Yazarın Tüm Yazıları