TÜRKİYE Mera Yasası’nı geçen hükümet döneminde çıkardı; şimdi de Toprak Yasası’nın çıkartılması için Tarım Bakanlığı ve ilgili komisyonlar çalışıyor.
Tasarı, Ecevit döneminde hazırlanmaya başlanmış, ancak bir türlü Meclis’e sevk edilmemişti. Çünkü, DSP’nin elindeki Köy Hizmetleri’nin bağlı olduğu Devlet Bakanlığı ile MHP’ye bağlı Tarım Bakanlığı anlaşamadığı için tasarı üzerinde ittifak sağlanamamıştı.
Bu hükümet döneminde hazırlanan tasarının Çevre Komisyonu’nda görüşülmesi geçen hafta bitti; önümüzdeki hafta ise Tarım ve Orman Komisyonu’nda ele alınacak. Hayrettin Karaca başkanlığındaki TEMA heyeti üç gündür Ankara’da başta Deniz Baykal olmak üzere partilerin Meclis grupları ile görüşerek tasarının ‘zedelenmemesi’ni istiyor. (Baykal’a, ‘Parti olarak iyi görüntü vermiyorsunuz’ dediği siyasi kulislerde konuşulan Karaca ise ‘Yok böyle bir şey, inşallah CHP iktidar olsun gibi temennilerde bulunduk, asıl yasa için destek istedik’ diyor.
Karaca ‘Toprak Kanunu’nun da Mera Kanunu gibi ittifak halinde çıkmasını istiyoruz’ diyor.
Türkiye’nin topraklarını yöneten bugün bir çerçeve yasası yok; buna karşın toprakla ilgili 40’a yakın kanun var. Değişik kurumlara görevler verilmiş, dolayısıyla sonuçta toprakları koruyan ve ortak yöneten bir mevzuat yok. Bu nedenle bu çerçeve yasa tasarısı hazırlandı. Üniversiteler, meslek odaları ve TEMA tasarıya önemli katkılarda bulundu. Bakanlık tasarısı ile ‘harmanlanan’ bir metin ortaya çıkarıldı.
TASARIYI ZEDELEMEYİN
Tarım Bakanı Prof. Sami Güçlü bu tasarının bir an önce çıkarılmasını istiyor. Genel amaç ‘toprağına sahip çık’ anlayışının egemen olması... Bu çok önemli... Yeni yasa ile önce topraklar tasnif edilecek, hangi yerlerin orman, tarım, mera ve özel koruma alanı olduğu ve nerelere sanayi tesisleri kurulacağı tasnif edilecek. Çerçeve yasası, hem Tarım hem de Çevre ve OrmanBakanlığı’na yeni görevler veriyor. Bu arada Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğü adlı bir kuruluş oluşturuluyor.
Artık şimdiye kadar plansız bir şekilde konut, tarım ve fabrika alanları olarak yağmalanmış topraklarımızın amaçları dışında kullanılamaması gerekiyor.
Ancak bunun için para kaynağına ihtiyaç var; arazi sınıflarının yapılması, toprakların rehabilitasyonu ve kadastro çalışmaları gibi... Hükümet kaynak bulmazsa ‘son vatan topraklarını’ tahrip edip duracağız yoksa.
Dileriz, çıktıktan sonra Mera Kanunu gibi bazı siyasilerin elinde tırpalanmaz. (Bilindiği gibi CHP, bazı siyasiler tarafından daha sonra amaç dışına çıkarılan yasanın bazı maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne gitmiş bulunuyor.)
Niye ithal elma geliyor
CHP Denizli Milletvekili Prof. Mehmet Neşşar, ‘Türkiye’de üretilen elmalar depolarda satılamadan çürürken, bazı büyük market zincirlerine elma ithal yetkisi verilmesi ile ilgili olarak ‘Kendi üreticisini perişan etmek pahasına yabancı üreticilerin mallarının satılmasını destek vermek olur mu?’ diye sormuş.
Tarım Bakanı Prof. Sami Güçlü ise ‘Ülkemizde üretimi az olan Granny Smith (Büyükanne Smith) ve Red Delicious (Enfes Kırmızı) tipi elmalara ithal izni verildiğini’ bildirmiş; neye göre; Türkiye’nin Dünya Ticaret Örgütü üyeliği ile ithalata mecbur bırakılması nedeniyle.
Prof. Neşşar, ‘Özrü kabahatinden büyük’ diyor:
‘Bu tablo AKP hükümetinin evrenselleşmeyi Türkiye’nin kayıtsız şartsız teslimiyeti ve liberal ekonomiyi de kendi üreticisini açlık ve sefalete terk etmek gibi algılayan çarpık ideolojisi ile bire bir örtüşmektedir.’
Yabancı meyve ve sebzelerin ülkemize getirilmesinin ‘müeyyidesi’ varmış; böylece öğrenebildik.
WC’yi onarttım diye başhekim bana kızdı
BURSA SSK Hastanesi’nde tuvaletler dört yıldır arızalı, kullanılmıyor, herkes bir türlü başının çaresine bakıyor. Yılmadım, mücadele ettim. Başbakan Erdoğan’ın ‘Hastane tuvaletlerine giren hasta çıkar’ demesinden de cesaret alarak AKP Adana Milletvekili Sn. Ayhan Zeynep Tekin’e rezilliği yazdım; o da Bursa milletvekillerine göstermiş mektubu... Ayrıca Balıkesir Milletvekili Dr. Turan Çömez ile Bursa Büyükşehir ve yerel belediye başkanlarına da bu durumu ilettim. Polikliniklerin tuvaletlerini onaralım, ben de emekli maaşımı vereyim, diye yalvardım.
Netice olarak şubat ayında tuvaletleri yapılmış gördüm, çok sevindim. Polikliniğin başhekimine gideyim de tebrik edeyim dedim. SSK Altıparmak Başhekimi Mehmet Bey, resmen beni makamından kovarcasına ‘Tamam işte, istediğin oldu, tuvaletler düzeldi’ diye olumsuz bir tavır takındı. Yani yapılanlardan mutlu oldum, ama o olmamış... Şimdi ben kime teşekkür mektubu yazayım, söyleyin. Yoksa şu atasözünü mü hatırlayayım:
‘İyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir.’
Suat ONUR-BURSA
Mesaj panosu
AVRUPA ülkelerinde sualtı fotoğrafçılığı ve filmciliğine yön getirecek olan Avrupa Sualtı Film Festivalleri Birliği, 25.3.2005 tarihinde KKTC’de resmen kurulacak. Almanya, İngiltere, Hırvatistan, Sırbistan-Karadağ, Rusya, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Slovakya, İtalya ve Türkiye tarafından kurulan birliğin açılış töreni 23.3.2005 tarihinde KKTC Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde yapılacak. İmza töreninde Japonya, ABD ve Şeysel Adaları’ndan sualtı festival başkanları ve fotoğrafçıları da gözlemci olarak bulunacak. hakan.onız@emu.edu.tr
GÜNÜN SÖZÜ
‘Bir yalan ne kadar hızlı olursa olsun, hakikat ona yetişip geçer.’