Vergi borcu 10 yıl sonra bildirilir mi

EKONOMİDEN Sorumlu Devlet Bakanı’na ve Maliye Bakanı’na duyurulur.

1- 04.02.2000 tarihinde Ankara-Çankaya’da bir daire satın aldım.
2- 03.01.2011 düzenleme tarih ve 20090623665010000002 Ana takip dosya numarası ile Ankara Veraset ve Harç Daire Başkanlığı’ndan 10.01.2011 tarihinde ödeme emri aldım. (84.76TL lik harç borcum varmış.) Gelen ödeme emri ile (10 yıl sonra) 10.01.2011 tarihinde haberimiz oldu. Gecikme faizi vs. borç toplamı 485.78 TL olmuş.
3- 15.03.2011 tarihinde ilgili Veraset ve Harçlar Dairesi’ne torba yasadan istifade etmek istediğime, çıkacak rakamın tarafımdan peşin ödeneceğine dair dilekçe verdim. İlgililer bana dosya numarası vererek 20 gün sonra (05.04.2011’de) gel öde dediler.
4- 23.03.2011 tarihinde Ankara-Halk Bankası’nın iki şubesine ait bankamatikten para çekmek istedim. Birisi 53.00TL, diğeri 625.00TL idi. Paramı çekemedim. Banka şubesine müracaat ettim. Veraset ve Harçlar Dairesi’nce bloke konulduğunu öğrendim.
5- Şimdi ilgililere soruyorum:
a) Yapılandırma için müracaat ettim 20 gün sonra gelin ödemenizi yapın dediler
b) Borç 485.00TL ,bugüne kadar olsa olsa 500.00TL olur bloke konulan miktar 678.00TL.
c) Bloke konulan hesaplardan birisi emekli maaş hasabım.
d) Bana borcumun olduğu tam iki ay eksiği ile 10 yıl sonra bildiriliyor (adresimde hiç değişiklik olmamasına rağmen). Bu parayı 10 yılda borcumun olduğunu açığa çıkaranlardan almak lazım. Benim borcumu 10 yılda açığa çıkaranlar “ben görevimi iyi yaptım, aldığım maaş bana helal” diyebilecekler mi? İlgililer vatandaşlık numarama girerek şimdiye kadar aldığım kredilerde ve vergilerimde herhangi bir gecikmenin olmadığını göreceklerdir.
e) Hata kimlerde?
Osman BİÇER

Isınmak için plastik yakan gariban işçiler

BİZLER Emek Mahallesi pazarının bulunduğu yerde Kırım Caddesi (8, 10. Caddeler) civarında oturan sakinleriz.
Kırım Caddesi’nde bir pazar yeri ve bu pazar yerinde de tek katlı Çankaya Belediyesi’ne ait bir ek hizmet binası var. Bu binanın bir odası da temizlik işçilerinin kullanımı için ayrılmış durumda.
Temizlik işçileri kışın ısınmak için çöpten topladıkları çeşitli plastik madde ve atıkları toplayarak özellikle gece sobada yakıyorlar. Bu bina küçük ve civardaki binalar yüksek olduğu için sobada yakılan plastik maddeler bacadan çıkardığı çok zehirli duman bizleri evlerde oturamaz hale getirerek zehirliyor.

Vicdanlı yönetici arıyorum

DUYARLI Başkentlilere... Küçük esnafın canına okuyan alışveriş merkezleri ve büyük marketler en azından işsizlere iş sağlıyor diye sevinirken Büyükşehir Belediyesi’nin aldığı bir kararla bu sevincimiz tez zamanda kursağımızda kaldı. Neden mi? Çünkü alışveriş merkezlerine ulaşımı sağlayan servisler kaldırıldı! Dolayısıyla şoförler kaldırıldı, halka hizmet kaldırıldı, vicdan kaldırıldı.
Bakın size birşey daha anlatayım: Vatandaşa aynı kazık yıllar önce de farklı bir biçimde atılmıştı. Şehirlerarası yolculuk yapacak vatandaş, semtindeki yazıhaneden biletini alıp, AŞTİ’ye ücretsiz ulaşım sağlayan servis araçlarından faydalanabiliyordu. Ancak birkaç sene önce de bu hak da elimizden alındı. Zorunlu olarak halk, ücreti çok fazla olan dolmuş ya da EGO ulaşım araçlarına yöneldi. Yönlendirildi! Halkımız sineye çekti ama bana göre son derece önemli bir konu.
“Sırada ne var?” diye düşünmeden edemiyor insan! Ya halkımızı çok zengin görüyorlar ki bu hizmetleri elimizden alıyorlar ya da duyarsızlığından istifade etmek istiyorlar!
Ne olurdu sanki bu servis şoförleri de ekmek yeseler? Dolmuşçular veya EGO iflas mı ederdi? Ekmeğin hepsini almak yerine biraz paylaşmayı öğrensek. Çünkü bu bizim Anadolu kültürümüzün özünde paylaşmak ve merhamet var. Şu topraklarda yaşamanın hakkını verelim artık. Lütfen biraz empati yapalım. Düşüncelerime karşı çıkanlar ya da birilerine yaranmak için yazdığımı düşünenler olabilir. İnanın servis şoförü falan değilim, servis şoförü yakınım da yok... Öğrenciyim. Sadece kendimi o insanların yerine koyuyorum. Ve ben bir zamanlar, kaldırılan bu hizmetlerden faydalanan bir Ankaralıydım.
Bir kişi işten çıkarıldığında ailesinin düşeceği durumu bir düşünün. Başka birşey demiyorum...
Osman ERCAN
Yazarın Tüm Yazıları