VAN denizi-gölü tartışmaları için bazı bilgileri ve gerçekleri hatırlamamız gerekiyor galiba:
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Van Denizi’ni ilk kez çocukluğumda burada gördüm” dedi. Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu bu konuda eleştirirken şöyle konuştu: “Van Gölü ne zaman deniz oldu, ben bilmiyorum; böyle bir durum var. Kılavuzunuz doğru olmayınca, gölü de deniz zannedersiniz.” Dünyanın altıncı büyük turizm fuarı EMITT, 10-13 Şubat tarihleri arasında TÜYAP Beylikdüzü’nde yapıldı; Türkiye’nin dört bir yanından valiler, belediye başkanları ve 60 ülkeden gelen temsilciler katıldı. Bir okurumuz fuarda Van İli standının resmini çekmiş tesadüfen. Bize gönderdi; Van Valiliği’nin standında Başbakan’ın eleştirdiği ‘göle’ ne deniliyor: ‘Van denizi’... Geçen aralık ayında Van Valiliği ile Yüzüncü Yıl Üniversitesi tarafından ‘Van Denizi suyunun sağlık turizmi ve cilt bakımı açısından değerlendirilmesi Çalıştayı’ yapılmış. 6.5.2008’de Milli Eğitim Bakanlığı’nın himayesinde Deniz Temiz Derneği’nin (TURMEPA) ‘Sınırsız Mavi Projesi’ kapsamında ‘Van Denizini Yaşatalım’ kampanyası başlatılmıştı. Milli Eğitim Bakanı, Van Milletvekili Hüseyin Çelik ile işadamı Rahmi Koç da bu etkinliğe katılmış, konuşmalar sırasında armatör Eşref Cerrahoğlu ise ‘Van Gölü’ ifadesini kullanmıştı. Bu arada bir hatırlatma; Almanya-İsviçre ve Avusturya arasındaki ‘Bodensee Gölü’ vardır. İçinde gemiler işler. Özellikle Güney Almanya’da halk arasında ‘Schwaebische Meer’ ‘Swabya denizi’ diye söylenir. Büyüklüğü 536 kilometrekarelik alan ile 3.713 kilometrekarelik Van’ın neredeyse beşte biri kadar olmasına rağmen ‘deniz’ diye adlandırılabilir.
‘Katı atıkçılar’ niye susuyorlar
ÇORLU’da, Kemerburgaz’daki katı atık fabrikasının bir benzerinin kurulması için ‘sessizce’ yapılan çalışmaların ortaya çıkarılması tartışmaları giderek büyütüyor. Ekolojik Enerji’nin sahibi Ömer Salman ile Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan net bir açıklama yapamıyorlar. ‘Çevresel’ bakımdan sorunun doğrusu nedir diye tarafların bir açık oturumda bir araya gelmelerini önerdik ama sesleri çıkmıyor. Halk zehirlenip zehirlenmeyeceğini öğrenmek istiyor. Şimdi öğreniyoruz ki, Çorlu Belediyesi’nin de bir katı atık tesisi kurma girişiminde olduğu anlaşıldı. (Şirket ve belediye yetkilileri geçen hafta belediyede bir araya geldi ama hiçbir açıklama yapmadılar. Neden?) Biz çağrımızı yineliyoruz... Eğer halkın önünde başkan ve yatırımcı, bu işlerin nasıl oluşturulduğunu anlatmazlarsa arkadan çok şey konuşulacaktır. Bu tartışmanın bitmeyeceğini de bilmelidir taraflar... Nitekim olayın bir de İstanbul’dan sorgusu başladı. CHP Büyükşehir (Eyüp) Belediye Meclis üyesi Hasan Fazıl Afacan ve arkadaşları Şefik Ok, Hürşehit Gürsoy, Timur Göksoy, Mutlu Koyunoğlu ve İlhan Köseoğlu’nun, Kemerburgaz’daki Ekoloji Enerji’nin tesisleri için Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a çarpıcı sorular yöneltti. Önergede özetle şöyle deniliyor:
“Eyüp Kemerburgaz’da bulunan tehlikeli kimyasal atık bertaraf tesisi Ekolojik Enerji fabrikasında çıkan yangın ile ilgili verilen raporun 10 ay sonra neden değiştirildi? Bunda sorumsuzluk ve ihmali görülenler hakkında adli ve idari işlem yapılmış mıdır?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan Hamidiye Suları A.Ş.; 19.3.2009 tarihi itibari ile hangi su fabrikalarından hangi bedelle ne miktar su alınmıştır?
İBB, arazi veya arsaları hangi bedellerle aldı? Hangi bedellerle, hangi şirketlere sattı? Bu alış ve satışlar da İstanbul halkı kaybetti mi? Kazandı mı?” Fazıl Afacan’ın esas sorularının, Kemerburgaz’daki tesisin Hamidiye’nin sularını kirletip kirletmediğini, Hamidiye sularının hangi AKP’li yandaşlara verildiğine kadar uzandığını sanıyoruz. Bunlar başka sefere...
Üzülerek iletiyorum
CHP’nin Ankara ve İStanbul gençlik kolları yönetimi yeni Gençlik Kolları Başkanı İrfan İnanç Yıldız tarafından görevden alınıverdi! Ankara Gençlik Kolu Başkanı Utku Akay, Bilkent Atatürkçü Düşünce Topluluğu’nun kurucusu ve başkanıyken CHP’ye transfer olmuştu. Akay 4 ay önce anneciğini de yitirmişti. Referandum çalışmaları sırasında gündüz hastanede gece ise afişleme çalışmaları için sahada nöbet tutan Akay’a yapılan hamle Kemalist gençlere yönelik açık bir saldırıdır. ? Engin BALIM CHP Çankaya üyesi
Muhtarlar ‘kurutuluyor’
MAHALLE ve köy muhtarlarının 12 Şubat ve 19 Şubat’ta Ankara’da yapmış oldukları statülerinin belirlenmesiyle ilgili toplantıların karşılığı olarak nüfus müdürlüklerinin tüm muhtarların sistemini kapatması gerçekleşmiştir. Bu hak arama ve statümüzün belirlenmesiyle ilgili yaptığımız çalışmanın karşılığı bu şekilde verilmemeliydi. Karşılarında muhatap bulamayan muhtarların çıkmaz içine sürülmesi halkımızın mağduriyet yaşamasına neden olmaktadır. Demokratik hak ve var olma mücadelemizin sıkıntısını yaşamaktayız. Amacı yerel yönetimlerde mahalle temsilcisi olduğunu ve halkın seçimle işbaşına getirdiği muhtarların statüsünün belirlenmesini istemektir. Yaşanılan veya yaşatılan sorunların içinde halkımız mağdur edilmemelidir. Muhtarların sorunlarına eğilmek bir yana cezalandırmak neyin nesi oluyor, anlamakta zorlanıyoruz. Halkımıza hizmeti bu anlamda sistem kapalı olduğu için veremiyoruz ve tüm halkımızdan özür diliyoruz. ? Aydın YAŞAR
GÜNÜN SÖZÜ
“Marx dinin bir afyon olduğunu söylerken toplumsal çelişkilerin üzerinin örtülmesinin kolaylaştırdığı ekonomik sömürüye dikkat çekmekteydi. Ben bunu şöyle yorumlamak isterim: Din iki ucu keskin kılıç gibidir. İnsani bir kurumdur, iyi niyetli ve insan mutluluğu için yüce amaçlıdır, ancak bu insani duygunun birileri tarafından kötüye kullanılması da mümkündür. İşte din o zaman kitleleri uyuşturup afyon etkisine neden olabilir. Bu afyondan insanları kurtaracak kurumlardan biri de yine sanattır.” Prof. Dr. Coşkun TECİMER