’Üst kimlik Trabzonspor’

TRABZON’a uçakla geldiğimizde birkaç saat önce kurşunlama olayında bir kişi ölmüş, bir başka olayda da bir kişi bıçaklanmıştı. Havaalanından otele varıncaya kadar bir polis ekibine rastlamadık.

Haberin Devamı

Son 1.5 yıldır hassas bir dönemden geçen Trabzon’da kaygılar her geçen gün artıyor.

Dünkü yerel gazeteler ’suç’ başlıklarıyla doluydu.

"Allah aşkına durun artık" (Karadeniz), "Silahlar susmuyor" (Kuzey Ekspres), "Yine kurşun" (Türksesi), "(Trabzonspor) Kendi evinde koruma istedi" (Günebakış)...

Bunların dışında komşu Rize’de CHP ve DYP il başkanlarının evleri ve işyerlerinin soyulduğu haberleri dikkat çekiyordu.

Ortak akıl gazetecilerden geliyordu.

Beş gazetenin yazı işleri müdürleri ’Yeter artık’ manşeti altında ’tek ses, tek yürek’ çağrısı yapıyor. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Şefik, "Trabzon ne kaba şiddet ve kültürün, ne de karanlık terör odaklarının cirit attığı bir yer olamaz" diyordu.

Trabzonspor üzerinden oynanan oyunlara karşı kentin sivil toplum örgütleri bir araya gelerek aklıselim çağrıları yapıyor.

Herkes doğal olarak soruyor; Trabzon’da ne oluyor?

Önce bölgeyi anlamak gerekiyor.

ALABİLDİĞİNE GÖÇ

Trabzon’un resmi kent nüfusu 210 bin dolayında... Ancak günlük nüfus hareketi 400 bini buluyor. İl nüfusu ise 1 milyonu aşıyor. En uzak ilçesi 45 dakika uzaklıkta; dar coğrafyada herkes iç içe sanki. Atatürk Parkı ile kesişen Kahramanmaraş Caddesi ve Uzun Sokak, yaşamın odak merkezi... Dar kaldırımlarda iğne atsan yere düşmeyecek sanki. DHA bürosundan bakarken, onlarca minibüs, tren vagonu gibi trafiği içinden çıkılmaz hale getiriyor. Yerel yöneticilerin aklına bir tramvay projesi hiç gelmez mi?

Trabzonlu, başta İstanbul olmak üzere Ankara ve Antalya’ya göç ediyor; buna karşılık Gümüşhane, Bayburt, Erzurum, Artvin gibi çevre illerden göç alıyor. Gidenden çok geleni var kentin... 1999’da MHP birinci parti olmuşken, son seçimlerde 8 milletvekilliğinden 6’sını AKP almış, CHP’nin de iki üyesi var.

Belediye başkanlığı CHP’nin elinde. ’Sanayi’ derseniz çimento fabrikasından başka bir şey yok gibi... Bir de, çimentodan başka Albayraklar’ın aldığı ve bölgenin en önemli ürünü fındığın ihraç edildiği limanı... Arsin’deki sanayi bölgesinde ise son teşviklerin de etkisiyle yaratılan küçük çaptaki işletmelerde 4-5 bin işçi çalışıyor.

36 bini öğrenci olmak üzere 40 bin kapasiteli Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin kente yılda 100 trilyon gibi çok önemli bir katkısı bulunuyor.

Trabzon, Irak saldırısı sırasında Amerika’nın havaalanına göz koyduğu; İran’ın limanıyla dış ticaretine yol vermek istediği ve Kafkaslar’ın bir ayağına nefes aldırabilecek Doğu Karadeniz’in en stratejik noktası...

Bu nedenle Trabzon’a her zaman ’kışkırtmalara’ açık bir kent olarak bakmak gerekiyor.

PKK VE TAYAD

Muhakkak ki... PKK’nın Karadeniz’e sarkma amacıyla giriştiği terör eylemi, TAYAD’ın geçen nisan ayında korku yaratan iki gösterisi, spor dünyasına hiç yakışmayacak çirkin müşterek bahis skandalı, Trabzonsporlu iki futbolcunun araçlarının ve evlerinin kurşunlanması ve giderek artan çeteleşme olaylarının yarattığı endişeler, Trabzon’un bir yerlere çekilmek istendiği senaryolarını güçlendiriyor.

Üretimsizlik, işsizlik, eğitimsizlik ve de kaderciliğe bir de şiddet ve korku duyguları eklenirse asıl tehlike o zaman endişe yaratacak boyutlara ulaşır.

Esas kaygı bu olmalı.

Karadeniz insanının özgün ’yerel bakış’ refleksini, devletin idarecileri kavrayabiliyorlar mı?

Sosyolojik olarak ’yerel bakış’, milliyetçilik ve Trabzonsporluluk anlamına geliyor burada.

Yoksa, eylemcilere dokunmaya cesaret edemeyen, çözüm üretemeyen bir devlet anlayışının, sanıklara "Allah’ın adaletinden kaçış olmadığı" görüşüyle bakması, işlerin ne kadar vahim olduğunu gösteriyor.

Trabzon’u yazmaya devam edeceğiz.

Malını açıklamaktan utananlar kim

ANAP’lı eski Maliye Bakanı Adnan Kahveci, 5 Şubat 1993’te Bolu’da talihsiz bir kaza sonucu ölmüştü. Özellikli bir siyaset adamı, hatta hayat ’teknisyen’iydi. Her konuda kafa yorar, pratik çözümler üretirdi. Özal’ın gerçekleştirdiği birçok uygulamanın ’mucidi’ Kahveci’ydi.

İstanbul milletvekili olduğunda Sultanbeyli’de gecekondu yapımına engel olunamıyordu. Orada bir Topçu Birliği vardı. Birliğin komutanına gitmiş, "Komutanım siz bulunduğunuz birliğin top atış sahasını genişletip, tel örgüyle çevirelim" demişti. Komutan "Olur mu?" deyince "Yağmayı önlemek için başka çare yok" demiş ve bugün Sultanbeyli’nin bir bölümü hiç kimsenin aklına gelmeyecek böyle bir ’çözüm’le kurtulmuştu.

Kahveci... Öldüğünde geriye parçalanmış Toyoto Corolla’sı, araç telefonu ve bir tabancası kalmıştı.

Herkes servetinden neler çıkacak diye düşünürken bu mal varlığı ’namusun bedeli’ olarak nitelendirilmişti.

ANAP iktidarında üç kez çıkartılmak istenen ’kıyak emekliliği’ bizzat yargıya giderek üç kez reddettirmiş, ancak sonunda bu yasa çıktığı için farkı hiçbir zaman almamış (galiba bir yere şartlı bağışta bulunmuştu), bu nedenle çocuklarına milletvekili emekli maaşının olması gerekenden üçte biri kalmıştı.

Rahmetli meslektaşımız Gülçin Telci’nin bir yazısında "Benim de bir bakan arkadaşım var" diye sevindiği Adnan Kahveci’nin dostları yarın Kartal’daki mezarı başında kendisini "İyi ki bugünleri görmedi, yoksa kahrolurdu" diyerek rahmetle anacaklar.

GÜNÜN SÖZÜ

"Siyasetle ahlakı ayıranlar, ikisinden de bir şey anlamamış demektir."

(John Morley)

Haberin Devamı

Mesaj panosu

KARAKÖY'deki katlı otoparkın tarifesine bakar mısınız? 1-12 saat 14 YTL, 12-24 saat 20 YTL. 12 saati 1 dakika geçerseniz 6 YTL talep ediyorlar. Ayıp! Mahmut GÜL

TÜRKİYE
Yazarlar Sendikası, ölümünün 25. yılında yazar Eflatun Cem Güney'i anıyor. 6 Şubat saat 18.30'da başlayacak anma programı Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde. Konuşmacılar: Adnan Binyazar, Konur Ertop ve İlhan Gülek.

"SARIMSAKLI tarım işletmeleri halkın malıdır." İşletmenin geleceğiyle ilgili Lüleburgaz’da 5 Şubat Pazar (14.00) günü yapılacak panelin konuşmacıları: Prof. Mümtaz Soysal, Gökhan Günaydın, Prof. Temel Gençtan ve Abdullah Varlı.

Yazarın Tüm Yazıları