Paylaş
Demokrasi kavramı esas itibariyle bir araç değil bir amaçtır. Neden değil bir sonuçtur. Demokrasiyi kendi aile hayatlarında bile uygulamaktan aciz kişilerin, araçsal demokrasi anlayışlarının sıklıkla antidemokratik sonuçlar doğurması gibi...
Üç tip devlet şekillenmesinde ve temsil biçiminde de demokratik bir yapılanmaya ulaşmak mümkündür. Ancak seçilecek modelin sözde değil özde demokrat bir seçim olması için, her ülkenin veya siyasi coğrafyaların, sosyo-psikolojik evrimlerinin niteliğine ve tarihsel siyasalarının geçirdiği özgün ve eşsiz süreçlere göre şekillenmesi esastır.
A- Birleşik devlet (united) (AB ülkelerinin oluşturdukları totaliter toplumsal yapılanma gibi)
Ulus-devletler birleşerek çeşitli amaçlara yönelik bir devletler topluluğu kurabilirler.
B- Tümleşik devlet (whole) üniter devlet (
Federasyon sistemine dayalı özerk bölgesel eyaletler bir üniter devlet şemsiyesinde birleşebilirler. Federe devlet modelinde bölgesel devlet meclisleri vardır.
C- Bütüncü devlet (ulus-devlet) (Türkiye örneği)
Ulus-devlet içinde tüm yöresel ve etnik kimlikler kendi varlık alanlarını da koruyarak ve üst bir milli kimlikle bütünleşerek ‘tek devlet’ olarak yapılanabilirler. Parça bütün, bütün parçadır. Sınırlar kaybolmuş ve holistik bir ahenge dönüşmüştür.
Atatürk’ün yıllar önce çizdiği yol haritası bellidir. “Türkiye Devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.”O bütün de ulus-devletin bizatihi kendisidir.
Bu parola geçmişten geleceğe bir slogan olmanın çok ötesinde hukuki, tarihsel meşruiyetini ve mayalanma sürecini geçirmiş ve tutmuş demokratik bir sürecin son halkasıdır.
‘Ulus-devlet’=’Üniter devlet’ denklemi her zaman doğru olmayabilir. Dikkatli olmak ve kavramlara karşılık gelen kelimeleri doğru yerde ve doğru haliyle kullanmak zorundayız. Türkiye’nin adının ‘
Yoksa ulus-devlet Türkiye’den mi yanayız. ABD’ye ve eski adıyla SSCB’ye özenti duyan hâlâ içimizde bazı mandacı kişiler mi var?
Yoksa, birilerinin, Türkiye içinde İsrail tipi gecekondu devlet kurma talepleri var da bize mi söylenmiyor? Bilelim. Bilgilenelim. Bilgilendirelim efendim. Tarihte sayısız devlet kurup yıkan ve tekrar tekrar kuran bir ülkenin tek adı vardır; o da, ulus-devlet ‘Türkiye’dir.
Tahir ÇALGÜNER
Ya istiklal ya ölüm
BİZ bu zaferi kolay kazanmadık. Parola: ‘Ya istiklal, ya ölüm’. Bu ülkenin, kurtuluşun ve daha sonrada kuruluş temellerinin Zafer Bayramı kutlu olsun. Unutmayalım ve zaferi coşku ile yaşayalım. Bilelim ki bu zafer olmasaydı Sevr yırtılamayacak, Türkiye Cumhuriyeti kurulamayacaktı.30 Ağustos günü evlerimizi bayraklarla süsleyelim.
Ali KARAKUŞ
Emekli Dz. Astsb.
İçteki hain dıştaki düşman
“BİR ulus kendi içindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla baş edebilir. Fakat içerisindeki satılmış ve hainlerle yaşayabilmesi olanaksızdır. Sınırları zorlayan düşman silah ve alemlerini açıkta taşıdığı için daha az tehlikelidir. Fakat bir hain, hain gibi görünmez, kurbanları ile aynı aksanda konuşur, onların çehresine bürünür ve onların argümanlarını kullanarak ulusun politik yapısına nüfuz eder, bütün kapılardan serbestçe geçer, sesi en üst düzey hükümet koridorlarında duyulur, ulusun ruhunu çürütür. Politik yapıya her türlü hastalık bulaştırarak ulusun yaşam gücünü elinden alır. Bir katil daha az korkuludur.”
(ROMALI devlet adamı bilgin, hatip ve yazar Cicero’nun 2040 yıl önceki sözlerinden)
30 Ağustos’ta 2 kitap
YAZAR Cihangir Akşit, “Çiğiltepe” (Doğan Kitap) adlı kitabını rütbeli-rütbesiz, adlı-adsız Mehmetçik’e adamış... Asker bugün haksız, hukuksuz, sebepsiz ve hayâsız pek çok saldırı ile karşı karşıya iken, Miralay Reşat Çiğiltepe’nin 26 yıl boyunca Balkanlar’dan Çanakkale’ye, Doğu Cephesi’nden Filistin’e ve esarete kadar giden 27 yıllık askerlik yaşamının öyküsü bugünlere ders gibi... En acısı da Afyon’da 57. Fırka Kumandanı iken 27.8.1922’de Çiğiltepe’nin alınmasında birliğinin emredilen saatte hedefine varamaması dolayısıyla teessüründen intihar etmesi.
m BİR başka ilginç kitap da ‘Mustafa Kemal’in Can Yoldaşı-Ali Çavuş’ (Doğan Kitap) adını taşıyor.
Hürriyet’in Brüksel temsilcisi Zeynel Lüle, dedesinin 30 Ağustos zaferiyle ilgili anılarını gayet sade bir dille kaleme almış. Bu ülkenin hangi zorluklar içinde nasıl kazanıldığını hüzünlenerek okuyorsunuz.
Türkmen diyor Türk diyemiyor
KİMSE gözden kaçırmasın: Başvekilin gözü Türkleri görmüyor; dili Türk demeye varmıyor! Türkiye’de yıllardır saya saya bitiremediği etnikleri sıralarken TV’de yine aynen şöyle dedi: “Bu ülkede hepimizin, Türkmen’in de Tatar’ın da Kürt’ün de Çerkez’in de Laz’ın da kendini özgür hissederek, kendi kültürüne, geleneğine göreneğine sahip çıkarak, komşusunun farklılıklarına saygı göstererek geleceğe umutla bakarak yaşamaya hakkı var.” Türkmen diyor da dili dönüp Türk diyemiyor, diyemedi! Salt bu bile her şeyi eleveriyor! Nazım GÜVENÇ
Biliyor musunuz
ÜMRANİYE Kulvar Gazetesi sahibi Haşim Karakaş’ın, Büyükşehir’in ‘büyüyen’ otopark şirketi İSPARK Genel Müdürü Kadir Gurbetçi’nin “otopark mafyasının tehditleri karşısında 300 kişiyi işe almak zorunda kaldığını yazdığını” yazdığını... AVRASYA TV’nin, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile birlikte basın toplantısı yapan NATO Genel Sekreteri Rasmussen’i yayında protesto ettiğini, konuşması sırasında ağzına siyah bant vurup, sesi de kapatarak ekrana, “İslam’ın peygamberine hakareti savunan sesi duyurmak istemiyoruz, Roj TV ve terör hamisinin sesini duyurmak istemiyoruz” yazılarının verildiğini...
Paylaş