Yalçın Bayer: TV'cilere...

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Siz değil misiniz? Toplumun bir boy önünde olduğunu söyleyen değerli haberciler...

Haber programlarını şova çeviren... Açık oturumları dersini çalışmamışlara yaptıran... Açık oturum adı altında varoşlarda sokak toplantıları yapıp, kafa göz kırdırarak savaş muhabirinizin özlemlerini gideren...

Siz değil misiniz... Ak saçlı eski alkoliklere Yeşilay programlarını yaptıran...

Fakiri fukarayı canlı yayına alıp hıçkırıklarla dilendiren...

Türk sanat müziği, klasik Batı müziği, caz, tango, valsi bizlere unutturan...

Sizler değil misiniz ki, köylüyü yönlendiren, işçiyi, öğrenciyi eğiten programların adını anmayan...

Toplum istiyor diye altında uçuk diziler yaptırıp Yeşilçam'ın dibe vurmasını sağlayan... Gece kulüpleri müdavimlerini, first leydi ve karabatak mahdumlarını bize zorla dinleterek toplumun yargılarını zedeleyen...

Sizler değil misiniz ki..

İyi ki Sibel Can bu işe soyundu da iğnenin battığını anladınız... Ya biz ne yapalım; yıllardır oturduğumuz çuvaldızla... Ben mi meşhur ettim Sibel Can'ı... Ben mi koştum sabahlara kadar peşinden çıplak görüntü almak için, ben mi haber programlarında sohbet ettim... Televoleleri ben mi yarattım.

Sevgili haberciler... Siz bu toplumun bir parçasısınız, tıpkı benim gibi... Ne bir adım önünde, ne bir adım gerisinde.

Ama bizleri yönetecek, fiziksel ve beyinsel erozyonumuza sebep olanları ben seçtim. Ellerim kırılsın, tabii bana yardımcı olan sizlerin de... Bu nedenle tencere dibin kara...

O. İlhan ALTUĞ-İSTANBUL

BEKLEYİN

Gülay-Orhan Aslıtürk, Ümit Utku ve Derviş Günday'ı unuttun mu diye soruyor okurlarımız...

Unutmadık.

Sabredin!

Pasaport uzatma

işlemi bela oldu

TEKSTİL ile ilgili ihracat yapan bir şirketin ortağı ve yöneticisiyim. İşim gereği sık sık yurtdışına çıkıyorum. Pasaportumun süresi bittiği için 21.9.1999'da Büyükçekmece pasaport amirliğine 3037 sayı numarasıyla başvurdum. Süre uzatımının bir hafta içinde gerçekleştirileceğini söylediler. Pasaportumu alamadım, çünkü Niğde, Ankara ve İstanbul fakslaşması derken, yurtdışında iki önemli müşteri randevuma gidemedim, bundan dolayı büyük miktarda ihracat bağlantısı gerçekleştiremedim.

Çok basit bir pasaport süre uzatma işinin ülkemizde nasıl halledildiğini -daha doğrusu halledilemediğini- anlatmak istedim. Çok merak ediyorum dünyada işleri bu kadar zorlaştıran başka bir ülke var mı? Allah Avrupa'yı koruyor da, bizler bu zihniyetle AB'ye giremiyoruz. Yoksa bu ve buna benzer milyonlarca tenkit yazısı alırdınız.

Hasan TEPE-İSTANBUL

Evrensel müzik

EVRENSEL müzik kültürü, psiko-terapiktir. Gevşetir, rölaks sonucu ruh ve beden dengesini yeniden oluşturur, kişinin güne zinde başlamasını sağlar.

Ekonomik sorunlar ve ardından gelen depremin acılarını müzikle giderebilir miyiz? TRT'nin özellikle Radyo-3 aracılığıyla her gün 24 saat 'sözsüz enstrümantal orkestrasyon' yapıtlarını sürekli yayınlaması gerekiyor. Her şeye alışan insan kısa sürede buna da alışacak ve müziğin önce melodi, ezgi ve nağme olduğunu anlayacaktır.

Demokrasinin iletişim kültürü olduğunu unutmamak gerekiyor. İletişimin sağlıklı olmadığı yerde demokrasinin, cumhuriyetin yaşama geçirilemediğini, ayak bağı olduğunu, yaşadığımız sıkıntıların baş nedeni sayılması gerektiğini bilmeyen var mı?

Nurettin KAPTAN-GEREDE-BOLU

KÖŞENİZDE her zamanki gibi Orhan Taşanlar için yazdıklarınızı adeta içerek okudum. Bu kişiler kendilerini devletin çiftliğinde öten horozlar gibi gördükleri ve bu vali enflasyonu olduğu sürece kolay kolay alıştıkları bu 'çiftliklerden' uzak durmaya dayanamazlar. Erzincan Valisi için şimdilik pek bir şey söylemeyeceğim. Vali veya kaymakam olarak gerçekten çevresine sahip çıkan ve bir şeyler üretenlere sonsuz saygılar.

Av. Halit ARSLAN-KASTAMONU

Bizi

kırmayın

MİLLİ Eğitim Bakanlığı'na... Taşımalı eğitim ödenekleri Maliye Bakanlığı'ndan özel idare fonlarına aktarıldığı için ve diğer bürokratik işlemler nedeniyle zamanında paramızı alamıyoruz. 1998-1999 öğrenim yılında yaklaşık 2 aylık paramızı aradan 6 ay geçmesine ve yeni eğitim yılı başlamasına rağmen alamıyoruz. Bizlere ödenek olmadığından ve MEB'den 'ödeyin' yazısı gelmediğinden bahisle 'para yok' diyorlar. Konunun bürokratik aşamalarını bilmediğimiz için mağdur durumda kalıyoruz. İnanın yarın arabama mazot alacak param yok. Bizler bu işi para kazanmakla birlikte bir kamu hizmeti anlayışı içinde yapmaya çalışan insanlarız. Bir çoğumuz taşıma işi yapılan köylerde oturan ekonomik gücü kısıtlı olan köy halkıyız. Acil olarak bir çözüm bulunmadığı takdirde bu işi sürdürme olanağımız çok zor olacak.

Sayın Bakanım Bostancıoğlu, sizden ricamız Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bu konuda öncelik sağlayıcı bir talimat vermeniz ve konu bize anlatıldığı gibi bakanlığın 'ödeyin' yazısı olmadığından ödeme yapılamıyorsa, bu konuyu değerlendirmeniz olacaktır. İnternetle bakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği'ne ulaşmaya çalıştım ama çözüm olanağı bulamadım. Komşu illerde ödemelerin zamanında yapıldığı söyleniyor. Bu da bizim aklımıza bakanlığınız dışında -Maliye veya il özel idarelerinde- bir yerde bu konunun bilerek ya da bilmeyerek savsaklandığı şüphesini getiriyor.

M.Ali GÜÇ-Taşımalı ilköğrenim yüklenicileri adına-ANTALYA

Abone çok

ama hat yok

ORDU'dan Dr. Murat Gökçe, TURKCELL'den şikáyetçi. Doktor olması nedeniyle kendisine kolay ulaşılabilmesi gerektiğini belirten Gökçe şöyle diyor: ‘‘Ordu'da birisini cepten aramak mümkün mü? İnanın abartmıyorum. Bir gün inat ettim, herhangi bir numarayı 45 dakika aradım. Fakat ekranda hep şebeke meşgul yazısı vardı. Her ay faturalarda sabit kullanım bedelini çatır çatır kesen TURKCELL şebekeyi büyütmeye gelince ortada yok. Şebekeyi sattıktan sonra vatandaş görüşme yapabiliyor mu, yapamıyor mu, kimin umurunda? 100 kişinin sığabileceği bir sinema salonuna 500 kişi sığdırılırsa film seyredilebilir mi? Kaldı ki 500 bilet satan sinemacı suçlu duruma düşmez mi? Ama büyük kuruluşsan sana kimse dokunamaz. Ülkemizde tüketici hakları korunuyormuş, hadi canım siz de!

Hak ve ödev

ANAYASA'da temel haklar ve ödevler başlığı altında bir bölüm vardır. Askerlik yapmak, vergi vermek her vatandaş için bir ödevdir. Hak değil. Bu ödevi yerine getirmezseniz, ceza uygulanır. Anladık. Ama seçimlerde oy kullanmak ödev değil, bir haktır. Bu hakkını kendi iradesi ile kullanmayana ceza uygulamak da neyin nesidir? Bu zorbalık değil midir? Neden yıllar yılı bu insanlar susar durur, ceza geldiğinde gider kuzu kuzu öder?

Var mı bu konuda bir açıklama yapabilecek babayiğit!

Semih KALKANOĞLU

TİRE



Yazarın Tüm Yazıları