88 YIL önce; bugün (dün), Türk ulusu olarak işgalci güçleri yurdumuzdan kovduğumuz, tarihte yeniden ve daha güçlü bir biçimde yer almamızı sağlayan Kurtuluş Savaşı’nın, ulusumuzun bağımsızlık ve özgürlüğüne olan tutkusunu simgeleyen, eşine az rastlanır bir kahramanlık destanını yazdığımız gündür.
Dünya tarihinin en büyük askeri başarılarından biri olan ve sadece Türk ulusunun değil; esaret altındaki tüm ulusların kaderini değiştiren bu büyük zafer ile Anadolu´nun dünya döndükçe Türk ulusunun vatanı olarak kalacağı tüm dünyaya kanıtlanmıştır. Bu zafer ile Türk Ordusu, sadece muharebe meydanında düşmanı mağlûp etmekle kalmamış, genç ve onurlu Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş temellerini de atmıştır. Ülkemizde son dönemde yaşanan kaos ve ürkütücü görüntüler gösteriyor ki; dünya tarihinin en büyük askeri başarısını gösteren Türk askeri, ne yazık ki bu dönemde ezilmek ve sindirilmek istenmektedir. Savaşarak yurdundaki işgali yenmeyi başaran Türk ulusu, bugün emperyalist güçlerin baskılarına boyun eğer noktaya gelmiştir. Ekonomik değerlerimiz yabancılara satılmakta, tarımımız emperyalist güçlerin baskıları sonucu tükenme noktasındadır. Finans sistemimizin tamamı yabancıların kontrolü altındadır. Bölücülük ve gericilik, ABD ve AB tarafından alenen desteklenmekte, tam bağımsızlığımız yara almaktadır. Türkiye Cumhuriyeti halkıyla birlikte, bu ‘tutsaklık’ zincirini kırmalı, yeniden tam bağımsızlığının mücadelesini vermelidir. Dünyada yaşanan son gelişmeler, enerji kaynaklarını kontrol altında tutma girişimleri, şiddetini gittikçe artıran etnik ve kökten dinci akımlar ve bunun sonucunda oluşan uluslararası terör ortamı, diğer taraftan ülkemizde yeniden hız artıran gerici ve ayrılıkçı cereyanlar hepimize yeni ve zorlu görevler yüklemektedir. Tüm bunların mücadelesini veren askerlerimiz, gazetecilerimiz, aydınlarımız, akademisyenlerimiz ve yurtseverlerimiz tutuklanıp, ‘Silivri Toplama Kampı’nda dikta rejimlerinde olduğu gibi gün ışığına hasret bırakılmaktadırlar. Ulusumuzun Atatürk ilke ve devrimlerine, öz değerlerine bağlılığı ve çağdaş yaşam kararlılığı, aydınlanma yolunda en büyük gücümüzdür. Kimse bu gücün önüne geçemeyecek, Türkiye´yi çağdaşlaşma yolundan döndüremeyecektir. Mustafa Kemal Atatürk’ün kazanılan bu zaferin önemini belirten şu sözleri unutulmamalıdır: “Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz anıtıdır. Bu eseri yaratan bir milletin evladı, bir ordunun başkomutanı olduğum için sevincim ve mutluluğum sonsuzdur.“ Nuriye YILMAZ
TV’lerde ‘İftar vakti’ uygulaması
ESKİDEN iftar vakti sadece Türkiye Cumhuriyetinin Başkenti Ankara’da olduğunda bütün TV’lerden ezan okunmaya başlanırdı. Bu sembolik bir bildirimdir, çünkü ülkemiz 26. ve 45. boylamlar arasında yer almaktadır. Şimdi bakıyorum İstanbul’da iftar vakti olunca bütün TV’lerden ezan okunmaya başlıyor. Bu ne demektir?.. Bizim ülkemizin Başkenti Ankara değil mi?.. Acaba birşeyler mi dayatılmaya başlıyor? Bu konuda rahatsızım. Doğrusu eskisi gibi değil mi?.. Muhsin PERKTAŞ
Teleteks fiyaskosu
TRT teleteksi Cuma akşamı futbolseverleri şaşkına çevirdi. Cuma günü saat 20.00’de başlayan ve 1-1 beraberlikle biten Ankaragücü Kayserispor maçının sonucunu TRT teleteksten öğrenmek isteyen futbolseverler yanlış bilgilendirildi. TRT teletekste Ankaragücü-Kayserispor maçının sonucu saat 23.45’e kadar 2-1 olarak duyuruldu. Yine saat 21.00’de başlayan ve 2-2 beraberlikle sonuçlanan Gaziantepspor-Konyaspor maçının sonucunda da Konyaspor maçı 2-1 galip bitirmiş olarak duyuruluyordu. Bu kadar basit bir hatayı TRT nasıl yapmıştı? Alt tarafı iki tane maçın sonucu yazılacak, biraz önem versinler. G.E.