Paylaş
AKP'nin mahcubiyeti ancak 'Sükût ikrardan gelir' diye ifade edilebiliyor.
Ne kadar soyulduklarını bilmiyorlar, ne kadar para kaptırdıklarını utançlarından veya korkularından söyleyemiyorlar.
Utançları 'akıldan uzak' durmaları, cami köşelerindeki komisyoncu ve simsarlara inanmaları...
800 BİN HOLDİNGZEDE 30 MİLYAR EURO VURGUN
Korkuları şu: Ya Alman Maliyesi benim holdinglere para kaptırdığımı anlarsa...
O yüzden 'vurguna' giden paranın tutarının 5 milyon Euro'dan 40 milyon marka kadar uzanan miktarlara uzanıyor.
Biri 20 bin Euro vermiş; bir diğeri 1 milyon mark...
Ancak Meclis Araştırma Komisyonu'nun raporunda soyulanların miktarı 800 bin olarak gösteriliyor; giden para da 30 milyon Euro.
Bu paralar 'satılmış' mı, 'pazarlanmış' mı?
Onu da tam telaffuz edemiyorlar.
Nasıl bir organizasyonla din-iman uğruna soyulduklarını ve ne kadar acımasız bir tabloyla karşılaştıkları yeni yeni anlıyorlar 'Avrupalı Türkler'...
Gelen siyasetçiler inanılmaz vaatlerde bulunmuş, Türkiye'ye döndüğünde verdiği sözleri unutmuşlar.
Almanya ekonomisi artık öyle pek iyi değil; Türkler en büyük işsiz grubunu oluşturuyorlar. Herkes için kolay para kazanma yolu kapanmış. Bazı kahvehanelerde bizim 'tombala'yı elektronik hale getirmiş bazı uyanıklar bile müşterilerin çay içip seyretmekten başka bir şey yapmadıklarından şikâyet ediyorlar. Adam 'işsizlik parası' ile evine ancak ekmek götürebiliyor; oyunu hangi parasıyla oynayacak ki... At-köpek yarışından, futbol maçlarına kadar bahis oyunları buradaki Türkler için ayrı bir felaket olmaya aday...
BAKANLAR BERLİN'DEN KORKUYOR
Sayın bakanlar A.Gül, A.Babacan, A.Şener, K.Unakıtan, A.Aksu, C.Çiçek... Sahiplerini bizzat tanıdığınız bu şirketler, 'inananlara' karşı yaptıkları soygun ve işledikleri kusurdan dolayı öbür dünyada cehennemlik değiller mi?
Devletin piyasa kurallarının dışına çıkan sorumsuz ve bilgisiz bu holdinglere karşı devlet otoritesini hâlâ göstermeyecek misiniz?
Hürriyet'in bugünkü manşetiyle birlikte bu isimlerin ortaya çıkıp bu olay için ne söyleyecekse söylemeleri, ne yapacaklarsa hemen yapmaları gerekmiyor mu?
'Vurgun'un belgeleri Almanların elinde
BERLİN'deki Avrupa Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı Muhammed Demirci, holdingzedelerin mağdur edilmesi süreciyle ilgili inanılmaz olaylar anlatıyor. "Emin olun insanların ne kadar parasının götürüldüğü belli değil. İşte burada Alman mahkemelerinde açılmış 800 dava dosyası var. Alman mahkemeleri diyor ki, soyulan vatandaşın parasını yüzde 5 faizi ile geri verin. Peki bizim mahkemelerimiz ne yapıyor, gelen kararları uygulamıyor. YİMPAŞ, Kombassan gibi firmalara haciz uygulamıyor, mallarına ey koymuyor. AB'de bunun Türkiye'nin başına çok belalar getireceğini düşünüyoruz."
AP raporunda bu hususlar yer alırsa Türkiye ne yapar? Çünkü bizim hükümetin göz ardı ettikleri bilgiler Alman makamlarının elinde.
Asıl tehlike veya korku bu olmalı.
Diyanet'in zekat anlayışı
TRT GAP televizyonunda )9.10.2006) yayımlanan bir programda Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi Sn. Mehmet Keskin tarafından izleyicilerin zekatla ilgili sorularına cevap verildi.
Keskin zekatla ilgili genel açıklamalar yaparken varlıklı kişilerin servetlerinin 40'ta birini veya %2.5'unu zekat olarak vermeleri gerektiğini, bunların arasında banka hesaplarında bulunan paraların da dahil olduğunu ifade etti. Bunun üzerine izleyicilerden biri telefonla, İslam'da bankaya para yatırma haram olduğu halde hocanın neden bankadaki paradan da bahsettiğini sordu.
Keskin de, bankaya para yatırmanın faiz almamak koşuluyla caiz olduğunu, faiz almanın ise kesinlikle haram kabul edildiğini ifade etti.
Şimdi iktidarda bulunan muhafazakar bir hükümetin dahi pazar ekonomisini savunduğu ve uyguladığı bir ülkede 'banka faizi'nin resmi bir ağızdan haram olduğunu bildirmek gerçekten üzücüdür. Kar payı sistemi ile çalışan katılım bankalarının verdikleri kar payları ticari bankaların mevduata verdikleri faiz oranları ile hemen hemen aynıdır. Bu nedenle, bankaya yatırılan para karşılığında alınan piyasa faizi hiçbir zaman fahiş olmayıp yatırılan paranın nemasıdır. Haram olan tefeci faizidir, o da zaten yasalarla yasaklanmıştır.
Diğer bir soru, devlete ödenen verginin zekat olarak sayılıp sayılmayacağı ile ilgili idi. Bu soruya da Sn. Keskin, sayılmayacağı şeklinde bir cevap verdi.
KIZILAY VE MEHMETÇİK VAKFI
Günümüz koşullarında varlıklı kimselerin servetlerinin kırkta birini dağıtmanın ciddi zorlukları vardır. Kaldı ki serveti ve kazancı olanlar bu servet ve kazançları üzerinden vergi ödemekte, Kızılay ve diğer hayır kurumlarına bağışta bulunmaktadırlar. Devlete verilen vergi de bir şekilde toplumda ihtiyaç sahiplerine geri dönmektedir.
Dinin böyle bir emredici hükmünü yüzlerce yıl önceki uygulamalara göre yorumlamak ta bize göre ikinci bir talihsizliktir. Bizler kestiğimiz kurbanı dahi dağıtmakta güçlüklerle karşılaştığımız için ya Kızılay'a veya Mehmetcik Vakfı'na bağışta bulunuyoruz.
Kanımızca Diyanet'in görevi vatandaşın ibadet ve dini vecibelerini yerine getirirken onlara günümüz koşullarına uygun yol ve kolaylıklar göstermektir.
Yoksa, T.C. Anayasası ile bu görevler onlara tarihin derinliklerinde oturmak için verilmemiştir.
Yüksel EĞİNLİ- (E) Bankacı-ANKARA
Einstein'ın bir başka Türk dostu daha çıktı
"ATATÜRK ve Einstein" başlıklı dünkü yazımız üzerine çoğu yurtdışından olmak üzere çok sayıda e-posta aldık.
Chicago'dan okurumuz Vedat Batu yolladığı e-postada "Yazdığınız kişilerden ayrı olarak merhum ünlü atom fizikçisi Prof. Behram Kurşunoğlu da Einstein ile 1955 yılında görüşmüş ve relativite teorisi konusunda bilimsel tartışmaları olmuştu" diyor.
Bir dostumuz Kurşunoğlu ilgili şu bilgileri veriyor:
"Prof. Kurşunoğlu 1953'de Amerika'ya, Cornell Üniversitesi’ne gidiyor. O zaman 30-31 yaşında... Einstein'in Kurşunoğlu'nu evine davet ediyor. 3-4 saat görüşüyorlar. Genelleştirilmiş İzafiyet Teorisi'ni anlatıyor Kurşunoğlu... Bu görüşmeden sonra Türkiye'ye gelen Kurşunoğlu kendine Ankara'da uygun bir üniversite bulamıyor ve ABD'ye geri dönüyor. Döner dönnmez Miami Üniversitesi'nin ünlü araştırma kurumu Centre of Theoretical Stuides'i kuruyor ve başkanı oluyor. Burada tam 34 yıl çalışıyor. Binlerce bilim adamına konferanslar veriyor.
Birçok saygın gazete ve dergide röportajları yayınlanan Kurşunoğlu, 2003 yılında Miami'deki evinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybediyor."
Bir okurumuz da "Türk Einstein'i Prof. Behram Kurşunoğlu'nu beraber doktora yaptığı Prof. Erdal İnönü'ye sormak gerekir" diyor.
BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
Devri Dilara-yı Cumhuriyet
Dışarda bayram, /Bayram bize mahrem. /Sultanım bi çarem, /Doldur içelim.
Ben aşkınla şad, /Sen sineler küşat, /Devir Cumhuriyet, /Doldur içelim.
Ahmet Muhip Dranas
Memura var, işçi Bağ-Kur'luya yok
BİZ işçi emeklisiyiz. Ocak ayında yüzde 3 zam aldık. 6 aylık enflasyon yüzde 4.88 çıktı. Hükümet, memur ve memur emeklisine yüzde 2.32 enflasyon zammı verdi ve bugün de emeklilerin farkını ödedi.
Bütün işçi emeklileri ve Bağ-Kur emeklileri, Resmi Gazete'yi okumadıkları için bu farkı kendileri de almayı bekliyorlardı. Oysa kanun yalnız memur emeklileri için çıkmıştı. Diğer emekliler enflasyon farkını alamayacaktı.
İşçi ve Bağ-Kur emeklileri fazladan bir şey istemiyorlar, onlar da hakları olan bu enflasyon farkını hükümetten bekliyorlar, verilmeyiş sebebini ve ne zaman verileceğini merak ediyorlar.
Orhan BATMAZ
Paylaş