Yalçın Bayer: Türkiye uyanık ol


Yalçın BAYER<>
Haberin Devamı

‘‘Bu cana kıyanlar nasıl hesap verecek’’ bu bir haykırış. Sakarya'nın Hendek İlçesi Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan yaklaşık 15 bin kişi yüzleri durgun, yüreklerinden bir şey kopmuş cuma namazını bekliyorlar. Az sonra Diyarbakır'da katledilen Gaffar Okkan'ın cenaze namazı kılınacak. Caminin karşısında Atatürk heykeli var; sağda MHP, solda da FP binalarına bakıyor. Üç yerde ‘‘Başımız sağolsun’’ bez afişleri dikkat çekiyor. Meydanın bir köşesinde ellerinde çeşitli pankartlar bulunan ülkücü grup, ‘‘Ya Allah Bismillah, Allahu Ekber...’’, ‘‘Şehitler ölmez, vatan bölünmez’’ diye bağırıyorlar. Kendi evinde adeta çok 'acı bir gol' yiyen Diyarbakırsporlu futbolcular ise, takımlarının yeşil-kırmızı bayraklarıyla Okkan'ı son yolculuğuna uğurluyorlardı.

Cami avlusunda İçişleri Bakanlığı'nın üst düzey görevlileri, Diyarbakır Valisi Cemil Serhatlı başta olmak üzere çevre valileri, emniyet müdürleri, jandarma komutanları ile Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller'in çelenkleri bulunuyor. Emniyet görevlileri meslektaşlarının nasıl saldırıya uğradığını tartışıyorlar. Bolu Emniyet Müdürü Uğur Gür, 1978'de TİKKO'nun benzer bir saldırısından nasıl kurtulduğunu anlatıyor.

Hendek bir vadi içine kurulmuş; tepeleri karlı. 27 bin nüfusu 20'ye yakın etnik kökenli vatandaşlar oluşturuyor. 1999 depreminin acılarını tatmış insanlar, fındık üretimi dışında civardaki fabrikalarda çalışarak geçimlerini sağlıyorlar. Ekonomik kriz her yerde olduğu gibi burada da esnafı vurmuş; şimdi bir de terör verdiği acıyla sarsılmışlar.

ACININ SON ADRESİ

Gaffar Okkan'ın cenazesi, camiden izdiham nedeniyle güçlükle çıkarılıyor. 1.5 km uzunluğundaki yeni adı G. Okkan olarak değiştirilen Bağdat Caddesi'nde uzun bir yürüyüş kolu oluşuyor. Ülkücü gençler, üç ayrı Türk bayrağının altında yürüyorlar. Bilinenlerin arasında 6-7 kez yinelenen bir slogan geliyor: ‘‘Kahrolsun PKK’’

Bir kez de ‘‘Kahrolsun Hizbullah’’ diye bağırılıyor.

Okkan'ın cenaze töreni yine alçakça yapılan suikastlerde kaybettiğimiz Uğur Mumcu ve A. Taner Kışlalı'nın cenazelerinden sonra en kalabalık cenaze töreni olarak görülebilir.

İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, hemşehrisi ve aynı zamanda en güvendiği emniyet müdürlerinden biri olan Okkan'ın cenazesinde ev sahipliği yaptı. Tantan'ın ‘‘Bölge halkının hırslarını kalplerine gömmelerini ve sabırlı olmalarını’’ dilemesi anlamlıydı.

Cenazede, Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan'dan başka hükümeti temsil eden kimse yoktu. İçişleri Bakanlığı yapan çoğu da emniyet kökenli olan eski ve yeni milletvekilleri olarak Mehmet Ağar (Bağımsız), Abdülkadir Aksu (FP), Necati Çetinkaya (DYP), Saffet Arıkan Bedük (DYP), Murat Başesgioğlu (ANAP), Necdet Menzir ile şimdiki milletvekilleri; Nevzat Ercan (DYP), Nazif Okumuş (MHP), Mehmet Pak (MHP), Osman Zihnioğlu (MHP) ile DSP'den Rıdvan Budak ve Ramiz Savaş'ın, Hendekliler'in acısına ortak oldular.

Laima Altınel adlı, elinde Cumhuriyet Gazetesi bulunan kadın, iki kadın arkadaşı ile cenazeyi baştan sona kadar izliyordu. Ve ‘‘İstanbul'dan geldim. Uğur Mumcu'nun cenazesine de katılmıştım. Terörü lanetliyorum’’ diyordu. Sakarya Müftüsü Ahmet Şark mezarlıkta verdiği vaazda ‘‘Yek vucüt olursak bu milletin önü kesilemez. Birbirimizi sevelim.’’ çağrısında bulundu.

Evet... Diyarbakır'da Okkan sayesinde yeşeren kardeşlik, acının son adresi olan Hendek'te gözler önüne serilmişti.

KATİLLER İÇİMİZDE

Sakarya Üniversitesi öğretim üyesi Yard. Doç. Emin Gürses bize ‘‘Hava dumanlı, katiller içimizde. Böyle bir saldırıyı Hizbullah tek başına yapamaz. Mutlak bir yerlerden bir yönlerdirme var. Hizbullah'ın içinde İran, Suriye ve İsrail istihbarat örgütlerinin bazı kollarının olduğu hiç ihmal edilmemelidir.’’ yorumunu yapıyor.

Sohbete bir istihbaratçı da katılıyor. Çarpıcı noktaları vurguluyor: ‘‘Öldürülen emniyet müdürüne dikkat edin. Tantan'ın yakın adamı. Nereden biliyorlar; içimizden biliyorlar.’’

DSP'li Rıdvan Budak, cenazede en çok ilgi gören milletvekillerindendi. Bir DSP'li kendisine ‘‘Bunlar neden oluyor?’’ diye sordu. Hükümete karşı son çıkışıyla dikkat çeken Budak şöyle dedi:

‘‘Başta ekonomik nedenler var. Demokrasi yerleştiremezsen, çocuklarına eğitim veremez, hastane yapamaz, fabrika kuramaz, her aileden bir kişiye iş bulamazsan, gayretli bir emniyet müdürünün başarısı yok olup gider. IMF bize yatırım yapma, maaşları azalt diyor.’’

DYP İstanbul eski il Başkanı Orhan Keçili, Emniyet Müdürü Okkan'ın saldırıya uğramasından çok dersler çıkartmamız gerektiğini söylüyor: ‘‘Okkan'ın katledilmesi olayı, yaşamından çok katledilmesiyle büyük bir mesaj verdi; Türkiye birlikteliğini bozma, uyanık ol!’’

OKKAN ÜLKEYİ MAHSUN BIRAKTI

Sevgi dolu bir yaşam; ağlanacak yaşandıkça... Hendek'ten Kars'a Diyarbakır'a ve Ankara'ya uzanan güzel bir kardeşlik. Kürtçe konuştular yanında, o hiç kızmadı. Onların 'Babo'su oldu. Küçük çöp çocukları yüreğini yaraladı. Futbolu sevdaya dönüştürdü. Diyarbakırlılar'ın 'hevali' oldu.

Ama bir gün yüreğini katran karası saranlar; o 'can'ı, Okkan'ı aldı aramızdan.

Kardeşliği bir kez daha karanlığa gömdüler.

Bu mücadele ortak yaşamımızın sıcaklığına yeniden kavuşuncaya kadar sürecek.

İnsanlık hatalarını anladığı zaman yücelecek.

Diyarbakırspor kahroldu

MEZARLIKTAN dönerken Diyarbakırspor Kulübü Genel Sekreteri Dr. Abdurrahman Yakut'a başsağlığı diliyoruz.

- Nasılsınız?

- Yüreğimiz yanıyor. Bize insanca davrandı, onu çok sevdik. Bize verilen sevgiyi biz de ona gösterdik. Çıtayı hep birlikte yükselttik. Rahmetlinin zamanında devlet bize şevkat ve sevgi verdi.

- Takımın morali nasıl?

- Artık bir yerine beş oynayacağız. Onun anısına şampiyon olacağız.

Dr.Yakut'un yanına İstanbul'dan Hendek'e gelen bir grup Diyarbakır'lı ‘‘kahrolduk’’ diyorlar. O da bize dönüp ‘‘Görüyorsunuz ne kadar çok seviliyor’’ diye konuşuyor.

Dr.Yakut, Okkan'ın geçen hafta başında antrenör Bahri Kaya'nın yerine Güvenç Kurtar'ın getirilmesi üzerine İstanbul basınında yer alan bazı eleştiriler karşısında çok üzüldüğünü ‘‘Ben memurum, beni bu işlere karıştırmasınlar. Lütfen bir açıklama yaparak antrenörü benim değil başkanın değiştirdiğini söylesinler.’’ dediğini anlatıyor.

Sevgili Okkan, Türkiye mahsun kalmayacak.

Bu memleket boş değil

TÜRKİYE, Diyarbakır, Gaffar ve onun gibi şehit düşen vatan evlatlarını konuşuyor. Kanın her gün aktığı, gözyaşlarının sel, devlet ile vatandaşın kanlı bıçaklı olduğu, şairin dediği gibi ellerin yurdunda çiçek açarken evine 22 yıldan beri kar yağan bir ortama güneşi getiren, kaosu, yangını vahşeti ortadan kaldıran Gaffar Okan gibi insanların getirdiği sevgiyi, barışı, dostluğu, kardeşliği, babalığı Türkiye apaçık bir şekilde izledi.

Silah yarası geçer, gönül yarası geçmez. Gönülleri hoş tutan Gaffar gibi insanları bu memleket yetiştiriyorsa, bu memleket boş değil...

Yeter ki bu memlekette adam gibi adamlara görev verilsin.

Ruhunuz şad olsun, devletin adam gibi adamları.

Başınız sağolsun, bu memlekete adam gibi adam arayan memleketimin insanları.

Şeref YOLCU / İSTANBUL

Yazarın Tüm Yazıları