TÜPRAŞ satılacak da kaça, kime ve nasıl?

TÜRKİYE Cumhuriyeti sanayisinin 'başyapıtı' sayılan TÜPRAŞ satılacak?

Ayda devlete yaklaşık 1 katrilyon sağlayan bu kuruluş kaça satılacak ve en önemlisi de kime satılacak?

Önce TÜPRAŞ'ın hisselerinin ne olduğunu bilelim.

Yüzde 34'ü önceden halka arz edilmişti. Kalanın yüzde 17'sini 300-500 milyon $ veren alabilecek.

2002 yılı bilançoları incelendiğinde karşınıza 1999 depreminin yaralarını hızla sarmış; 2006 yıllarına kadar yatırımlarını tamamlamış; 2010 yıllarının ilk çeyreğinde de yatırımlarıyla ilgili tüm ödemelerini bitirmiş ve teknolojisini yenilemiş dev bir tesis olarak çıkıyor.

Ne kadar stratejik olduğunu anlatmaya gerek yok.

Bu tesiste Menderes ve Demirel'in hizmetleri unutulmaz.

Ankara'ya giderken başınızı sağa çevirdiğinizde Körfez'in pırıltılarının yansıdığı rafinerileri görürsünüz.

VERGİNİN % 25'İNİ KARŞILIYOR

Bu duyguları bize anlatan bir ekonomistin değerlendirmesini dinliyoruz:

‘‘TÜPRAŞ, Türkiye'nin kárlılığı en yüksek, ülkede toplanan verginin % 25'ini her koşulda sağlayan, Londra Borsası'na kote olmuş, Türkiye'nin yüz akı bir kuruluş... Hükümetin açıkladığı özelleştirme programına göre, % 51'i blok halinde satılacak. Bu düşünceye göre, 1-1.5 milyar doları getiren bu güzide kuruluşa sahip olacak.

Bu büyük bir para değil.

Bu tesiste tam dört rafineri faaliyette... Bir rafineri en az 4 milyardan aşağı kurulmuyor.

ATAŞ NEDEN YENİLENMEDİ

1990'ların başında bir oyun oynandı... Shell, Mobil ve BP ortaklığında Mersin ATAŞ rafinerisi gerekli olan yatırımlarını yapmadı, modernize edilmedi... Sonra bir bakıldı ki, 'battal' hale gelen (modern rafineriler ham petrolün 4/3'ünü beyaz ürüne çeviriyor, eskiler ise % 50'sini; bu verimlilik ve kár demek) ATAŞ, TÜPRAŞ'a satılmak istendi. O günkü yönetimler, bu teklifi dikkate almadılar.

Ne yazık ki, şimdi modern hale getirilmiş TÜPRAŞ'ın rafinerilerini bu kriz ortamında ucuz fiyatla kapatmak istiyorlar.

TÜPRAŞ'a kimler talip?

Artık dünyada ham petrol bollaşıyor. Ancak bu petrolü verimli şekilde işleyecek rafineriler daha önemli.

KAYITDIŞI PETROLE RAFİNERİ

Bu nedenle TÜPRAŞ'a bölge ülkelerinin talip olması dikkat çekiyor.

Öncelikle Rus petrol şirketlerinden başta Lokoil, ABD ve Arap şirketleri... Hatta, 10 yıl öncesine kadar Edirne Pazarkule sınır kapısına yolu bile bulunmayan Yunanistan'ın bile alıcılar arasında adı geçiyor.

Hükümetin ulusal güvenliğimiz için çok dikkati olması gerekiyor bu satış için... Geçmiş araştırılırsa, Türkiye'nin Karadeniz ve Akdeniz'de iki rafineriye daha gereksinimi olduğu raporlarda yazıyor.

ATAŞ'ı kapatmak isteyenlerin, iki bölgede yeni rafineri yapmaya teşebbüs etmeyenlerin şimdi TÜPRAŞ'a ucuz fiyatla neden talip olmak istediklerini iyi değerlendirmek gerekmiyor mu?

Özetle... TÜPRAŞ yarın kayıtdışı ham petrolün proses alanı olmamalı... TOTAL'in, Fransa'nın önemli bir kamu petrol şirketi olduğu unutulmamalı...

Uyuyun bakalım


ANKARA'dan K.N. diyor ki: Yerel yönetim seçimleri kapımızda. Melih Gökçek bir kez daha seçilmek için kolları sıvadı. Yine kendini laik hissedenler uyuyorlar. Umarım Gökçek'in karşısına ortak aday çıkarırlar. Yargının iptal ettiği antilaik izlenimli 'Gökçek' ambleminden inşallah laik başkent Ankara arınır. Atatürk'ün ruhu incinmez, kemikleri sızlamaz.

BBC, ‘işgal’ci sözünden utandı


DÜN akşam üzeri Ankara'dan arayan bir diplomat şunları söylüyor: Beş kıtada on milyonlarca kişiye ulaşan BCC Dünya Servisi, dünkü haberlerinde Bağdat'ta cuma namazı gösterilerini şu ifadelerle yansıttı: ‘‘Cuma namazından çıkan binlerce kişi 'ülkelerinin yabancılar tarafından işgal edilmesi' olarak gördükleri durumu protesto etmek için sokaklarda gösteriler düzenledi. (...) Gösterileri izleyen bir BBC muhabiri bunun savaşın sona ermesinden bu yana Arap milliyetçiliğini gösteren en büyük protesto olduğunu bildiriyor...’’

BBC gibi dünyaya tarafsızlığı ve dengeli haberciliği vaaz eden bir kurumun kullandığı bu ifadeyi medya tarihi açısından bir utanç belgesi olarak görüyorum. Bu İngilizler hiç utanmaz mı? Pikniğe davet edilmediler onlar işgale gitmediler mi oraya?

1974'de Kıbrıs'ta Türklerin işkenceye uğraması üzerine adaya çıkartma yapan Türk Ordusunu 29 yıldır işgalci diye niteleyen BBC ne hazindir ki Bağdat'taki manzaraya işgal diyemiyor; 'işgal iddiası' diye geçiştiriyor.

Ordumuza 'işgalci', Denktaş'a 'defol' diyenlerin BBC'nin bu haberi karşısında yüzleri hiç kızarmamış mıdır?

THY’nin güçlüleri


THY'de süreleri dolduğu için emekli edilenlerin sayısı 'yüzlerce' diye ifade ediliyor. Sadece dünkü emekli sayısının 100 olduğu söyleniyordu.

Peki boşalan kadrolara kimler atanacak; liyakata önem verilecek mi? THY kulislerinde ilginç şeyler konuşuluyor. Uçuş İşletme Başkanlığı Uçuş Hekimi Dr. Ertaç Altuner bir hademe kadrosu ile görev yapıyormuş. Kendisine ‘‘Doktor Bey, 33 yıldır görevdesin emeklilik var mı?’’ diye soranlara ‘‘Neden olsun, benim oğlum Tayyip Bey'in arkadaşı’’ diyormuş. Uçuş İşletmeden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kaptan Pilot Zafer Baysal hakkında birçok dosya olmasına rağmen görevde tutuluyormuş. Baysal ‘‘Ben buranın kralıyım’’ diyerek ne kadar güçlü olduğunu anlatmak istiyormuş.

Biliyor musunuz?


BAYINDIRLIK Bakanlığı özel idare paylarının tahsili sırasında rüşvet verildiğini iddia eden, bu arada eski Bakan Koray Aydın'ın adını da gündeme getiren Silivri Belediye Başkanı Selami Değirmenci'nin, bu konudaki sözlerine veren Hürbakış ve Habertürk'ün yayınlarına Küçükçekmece Basın Savcısı Ali Özgündüz'ün soruşturma açtığını...

Biliyor musunuz?
Yazarın Tüm Yazıları