Paylaş
Kurumun 1960’ta hükümete rehberlik ve milli bilim politikası amacıyla kurulduğunu ve görevinin bilim ve teknolojiyi teşvik etmek olduğunu hatırlatan Öğüt, son olarak da TÜBİTAK’ın Popüler Bilim Yayınlarının kitap satış arşivinde bulunan ve evrim teorisini açıklayan kitaplarının basım ve satışının durdurduğu, ilgili kitapların listeden çıkarıldığını söyledi.
Öğüt, daha önce de Bilim ve Teknik’in son yazısındaki Darwin kapağının ve içindeki ilgili 15 sayfanın üst yönetimin sansürüne uğradığını hatta derginin sayfalarını Darwin’e ayırarak hazırlayan ve kapağının altında imzası olan genel yayın yönetmenin de görevden alındığını ifade etti.
TÜBİTAK’ın 2011’in Ağustos ayında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun Hükmündeki Kararname’nin içine saklanan maddelerle hükümetin emir komuta zinciri altına resmen girdiğini de belirten Öğüt, “TÜBİTAK bu haliyle nasıl rehberlik edecektir? TÜBİTAK’ın bu haliyle bilim ve araştırmaya önderlik etme hali var mıdır?” diye sordu.
Başarılı olmak için ödül almak yetmiyor demek ki
AŞTİ Ankaray İstasyonu, AŞTİ bağlantısı ve AŞTİ’de perişanlık diz boyu... Neden mi? Başıma gelenleri bir anlatayım.
Aracımızı özel (Belediyenin özele kiraladığı..) otoparka koyduk. Yolcu uğurlamak için metroya girdik. Yürürken, görme özürlüler için yere yapıştırılan tırtıklı sarı bant parçaları yerden kalkmış takılmamak için cambazlık yaptık, merdivene kendimizi zor attık!. Kontrolsüz taşeron işidir dedik geçtik. Yürüyen merdiven çalışmıyor, gelenler diğer merdiven de yükleri, bavulları ile cebelleşiyordu. Gelen giden eline geçeni atmış, metro girişi çöplüğe benziyordu. Yürüyen bantla AŞTİ’ye ulaştık. Tuvaletler paralı, 1 lira alıyorlardı ama kabinler, pisuvarlar pislik içindeydi. Çıkarken, ”Para alıyorsunuz, bu ne pislik” diyecek olduk, WC bekçisinin gözleri çakmak çakmak oldu; yolcu uğurlamak için geldiğimiz yerde tuvalet yüzünden başımız derde girmesin istedik orayı da hızla terkettik.
Her zaman tanık olduğumuz gibi çığırtkanlar volta atıyor; bu sefer alçak sesle yine yapacaklarını yapıyorlardı. Koridor kenarlarında yenmiş yemeklerin ‘bulaşıkları’ duruyor, AŞTİ’de kirlilik kol geziyordu. Bezgin-bitkin eli süpürgeli-faraşlı bir-iki görevli dışında temizlik için gözümüze çarpan olmadı. Otobüs saati geldi yolcumuzu uğurladık üstümüzü başımızı oraya buraya değmemeye özen göstererek ‘terminali’ terk ettik.
Büyükşehir‘in sorumluluğunda kamuya açık neresi varsa perişan; AŞTİ ve metro istasyonları da o perişanlıktan nasiplenen yerlerin başında geliyor.
Tarık YALÇINER
Paylaş