TRT’de sinsice ’kadro’ oyunu

UZUN zamandır birçok kamu kurumu hakkında kadrolaşma söylentileri kulaktan kulağa dolaşıyor. Oysa en sinsice kadrolaşma adımlarının atıldığı kurum olan TRT hakkında aldığımız pek bir duyum yok.

Geçtiğimiz aylarda TRT Kanunu’nda bazı değişiklikler yapıldı. Kanun değişikliği kapsamında emeklilik yaşı gelen personele, emekliliğe teşvik etmek amacıyla, %30 ekstra ikramiye teklif edildi. Eylül 2008 itibariyle 900’e yakın personel emekli oldu. Bunun kurum adına olumlu bir gelişme olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Kurumda yıllardır karın tokluğuna çalışan sigortalı personelin de 4/B kapsamında kadroya alınması da TRT Kanunu’ndaki değişikliklerin getirdikleri arasında. İşte TRT’deki sinsice planlar burada gün ışığına çıkıyor. Yıllardır üç kuruş maaşla aile geçindirmeye çalışan sigortalı personelin maaş ve konumunda iyileştirme yapılması da herkesi memnun ediyor. İşte sigortalıların durumunda yapılacak değişikliği duyan politikacı ve bürokratlar çocuklarını, akrabalarını TRT Genel Müdürü ve daire başkanlarına gönderdiler. Eğitimi, kapasitesi TRT’de görev yapmaya yeterli mi, değil mi diye düşünmeden... Tabii ki büyükleri kırmak olmaz. Sayısı 100’ü aşkın genç tepki gelmemesi için bir cumartesi akşamı sessiz sedasız kuruma davet edildi. Farzedin ki biz sizi şimdi sınav yaptık denilerek kuruma girişleri yapıldı. Bu gençler 2 aydan uzun süredir kuruma adapte olmaya çalışıyorlar. Bu gençlerden biri de Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok’un kızı... (Melih Gökçek duymasın!)(Bu durum yargıya da aksetmiş durumdadır. Bir sendika kuruma yasadışı bir yöntemle personel alındığı iddiasıyla TRT’ye dava açmıştır.) Kurum yetkilileri sus payı olarak listeye eklediği gençleri kullanarak alınan yeni sigortalıların tamamı kurumda uzun süredir çalışmaktadır diye savunma yapmaktadırlar. Oysa kurumda yıllardır sigortasız çalıştırılan onlarca genç arkadaşımız bulunmaktadır.

İLETİŞİMCİLERE OYUN

Şimdi de kadrolu personel alımı için sınav açıldı. Bu sınavın önceki sınavlardan farkı eskiden yardımcı prodüktör, muhabir ve kameramanlık için kurum tarafından ÖSYM’ye yaptırılan yazılı sınavın olmaması... Sadece ’mülakat’ adı altında sözde bir sınav yapılacak. Sınavın bir başka ilginç yanı da İletişim Fakültesi radyo, televizyon ve sinema bölümü mezunlarının kurgucu ve resim seçici kadrolarına başvuramayacak olması... Halbuki takı tasarımı, yaylı çalgılar ve bilgisayar öğretmenliği mezunları bu kadrolara başvurabiliyor. (Acaba takı tasarımı ve bilgisayar öğretmenliği mezunu TRT’ye alınmayı bekleyen bürokrat yeğenleri mi var?)

İşte TRT’de son durum bunlardan ibaret. Umarım yazdıklarım ilginizi çeker. Adımı-soyadımı vererek yazmak isterdim bunları. Ancak böyle birşey yapmam durumunda gayr-ı hukuki bazı olaylar başıma gelebilir.

TRT; halkımızın, milletimizin malı olmaktan çıkıp belli bir zümrenin işveren kurumu olma yolunda ilerliyor.

Lütfen TRT’nize sahip çıkın. Unutmayın TRT hepimizin."

Kaldırımsız gençler

ÇANKAYA, Yıldızevler 34. Sokak, bölgedeki yoğun yapılaşma nedeniyle son günlerde damperli kamyon, beton mikserleri ve TIR büyüklüğünde araç trafiğine maruz...

Sonunda bir ilkokul bulunan ve üstelikte çift yönlü trafik olan bu sokakta bir kaldırımın olmaması, mecburen yoldan yürüyerek okula giden küçücük çocuklarımız için büyük tehlike yaratıyor.

Bir facia yaşanmadan bu sokağa bir an önce kaldırım yapılması gerekiyor.

Yetkililerden acil ilgi bekliyoruz.

Murat TAŞKIN

Peki bizler hangi ’dalgada’ içeri sorguya alınacağız

BEN de üyesi olduğum bazı internet gruplarında, forumlarda AKP ve özellikle son Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’tan sonra, Ordu yapısını oldukça sert eleştiren birisiyim! Sizin anlayacağınız "AKP ile Genelkurmay Başkanlığı el-ele, ülkem karanlık günlere" diyen birisiyim. Sayın Başbuğ gelmiş olmasına rağmen hala şu anki fikrim böyle! Değerli! Uyuyan halkıma da, herşeye balıklama atlamadan önce 100 kere düşünmesini salık veren birisiyim. Yapılan bir-iki eften-püsten esme gürleme hareketleri her Genelkurmay Başkanının göreve geldiği zamanlarda olur ama sonrası malum; hep kaçak güreşen komutanlarla doludur Ordumuz!

POLİSİ BEKLEMEK

Asıl meseleye gelince; bu Ergenekon saçmalığında 8. ve 9. dalgalarda yakalanan şüphelileri gördüğümde artık kendim için de bir hesap yapma zamanı geldiğini anladım. 1980 ve 90’larda solcu arkadaşların ’susma, sustukça, sıra sana gelecek’ sloganını uzun zamandır ben de içimden söylüyordum ama son gözaltılar çuvalın ağzının bana doğru geldiğini daha net görmeme neden oldu. Bence bundan sonra her vatansever, her Atatürk aşığı, her dini bütün müslüman, her AKP karşıtı yazı yazan ve düşüncelerini belirten vatandaş, kendisinin hangi dalgada içeri alınacağını hesap ederek dışardaki işlerini ayarlayıp, hal yoluna koyup, sabahın dördü gibi kahvaltısını iyi yapıp kolluk kuvvetlerini takım elbisesiyle beklemeli... Ben kendimi 77. dalgada yaklaşık 5 milyon AKP karşıtı düşünceleri olan vatanseverlerle beraber gözaltına alınacağımı düşünüyorum!

Sizinkini de siz zahmet etmeyin diye hesapladım:) siz ve Doğan Grubu’nda yazı yazan vatansever, Atatürk aşığı, AKP karşıtı yazarlar sanırım 25. dalgada içeri alınacaksınız! Hesaplarımda %10’luk yanılma payını gözardı etmeden evinizde kolluk kuvvetlerini bekleyin, siz de 24. dalgadan sonra:) Sayın Bayer, bu anlattıklarımın bir mizah yazısı olmasını isterdim ama gidişat pek gülünecek gibi değil! Saçma TV proğramlarıyla uyuşturulmuş ve geçim sıkıntısıyla köşeye kıstırılmış insanlarımızın uyanması ve silkinmesi gerektiğini bağırıyorum, eğer bu halk silkinmezse, merkezde silkeleyeceklerini unutmasınlar.

Namussuzlardan korkmayan, hala namuslu insanların korkusuzca karşılarında durduğunu bilsin bazıları! Bizler cesuruz ama arkamızda cesurca duracak bir Türk halkı yoksa içerdekilere güç verecek hiçbir şey kalmamış demektir, imanlarından başka! Unutulmamalıdır ki büyük Atatürk, büyük milletinin verdiği destek ile başarmıştır her mücadelesini... Bizler Atatürk’ün bıraktığı yerden bayrağı alıp daha ileri götürmemiz gerekmektedir.

İsmail Metin AKSOY
Yazarın Tüm Yazıları