BİR yayıncı okurumuz, TRT yayınları konusunda şöyle diyor:
Cumhuriyetimizin 85. yılını coşkuyla kutladığımız bugünlerde olumsuz manzaralar ve çağdışı görüşlerle de karşılaşmıyor değiliz. Üzücü olan, bu görüşlerin bizzat TRT’de yer alıyor olması.
TRT daha önce yapılan programlar bağlamında defalarca eleştirilmişti. Ancak bu eleştirilerden ders çıkarmışa pek benzemiyor TRT yönetimi.
TÜYAP Kitap Fuarı dolayısıyla yayın dünyası gündemimizi daha da çok meşgul ediyor.
Bu nedenle, televizyonların ilgili programlarına bir göz atmak yeterli.
TRT 2’de pazar günleri bir program yayınlanıyor: ’Yayın Dünyası’...
Programı hazırlayan ve sunan Seyyid Erkal, bir cemaate yakın Gelenek gibi kimi yayınevlerinin editörlüğünü yapmakta olan bir kişi... Önyargılı olmadan programı izleyelim, dedik.
Programda, bu hafta ’Tasavvuf’ adı altında bu dünyadan vazgeçme, sessizleşme, hiçliğe gitme gibi konular canla başla savunuluyor. Biraz araştırınca Erkal’ın yayıncılık yaptığı alanların Cumhuriyet karşıtı, pozitif bilim karşıtı ve Atatürk karşıtı tutumlarını öğreniyoruz. Sözü edilen Gelenek, İnsan, İz gibi yayınevleri, bu yayınevleri arasında yer alıyor.
Merak ettim, İslamcılar üzerinde çalışan bir uzmanla konuştum. Bu kişilerin, tıpkı Zahid Akman olayında olduğu gibi, imajlarını ve dış görünüşlerini sisteme uydurarak tasavvuf adı altında rejimin altını oyma planlarının olduğunu vurguluyor.
TRT yönetiminin aklını başına toparlaması gerek. Cumhuriyet’in kutlandığı hafta, maddi iktidar-manevi otorite çelişkisi -bu sunucunun tanımlaması- gibi hassas konunun deşilip, manevi iktidarın savunulduğu programların TRT 2’de yapılması hiç şık değil.
TRT’de yapılan bir kitap programı, Cumhuriyet haftasında Cumhuriyet’e ayrılmalı idi.
Ayıptır ayıp
SON doğalgaz zammı için hükümet yetkilileri, BOTAŞ Genel Müdürü ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, sanki doğalgaz zammının tek sorumlusu vatandaşmış gibi konuşuyorlar.
Zam vatandaşın sırtına yükleniyor; ayıptır ayıp!
Melih Gökçek, hoş olmayan bir tavırla 500 YTL’nin lafı mı olur diyor (Basına göre borç 650-700 milyon YTL). Yavuz hırsız ev sahibini bastırır hesabı, TV’de bu konuyu tartışmak için meydan okuyor. Melih Bey, herhangi bir Ankaralı vatandaş (doğalgaz sayacı kartlı olanlar hariç) diyelim borcunu ödemedi, ödeyemedi. Peki ne yapıyorsunuz? Önce fatura tutarına gecikme zammı, daha sonra sayaç sökme... Yanlış mı? Kartlı sayacı olan doğalgazı peşin alıyor Melih Bey, BOTAŞ’a borç ödemeye gelince efelenerek, ödemiyorum diyebiliyor.
Ayıptır ayıp.
Halil E.
Sağlıkta ince oyunlar
ADANA Özel Hastanesi’nde kadın hastalıkları ve doğum uzmanıyım.1 Kasım’dan beri hastalarımızdan sadece 1 Ekim’den sonraki reçetelerinden değil, Ocak 2008’den itibaren geriye dönük her reçete için 10 YTL alınmaya başlandı. Benim gibi emekli olanların da maaşlarından kesildi.
9 ay takip ettiğim, en az 9 reçete yazdığım hastalar maalesef eczaneye gittiklerinde bir anda en az 90 YTL ödemek zorunda kaldılar.
"İyi oldu, AKP’ye bunlar oy verdi" desem de içim yanıyor!
Asgari ücretle geçinmek zorunda olan bu insanlar, bu paraları nasıl ödeyecek?
Hangi şeytanın aklına böyle bir fikir gelir?
Hani hukuk, Anayasa, AİHM?
Bunları kime şikáyet edebiliriz?
Op. Dr. Emel HÜRRİYET
Halil Mutlu: Halteri bıraktım
HALTER Federasyonu Başkanı Hasan Akkuş, Pekin Olimpiyatları’ndaki başarısızlıktan sonra istifa edeceğim demişti. Ama öyle olmadı, sisler dağıldıktan sonra geçen hafta yapılan kongrede yeniden aday oldu ve 108 oyla başkanlığı aldı... Karşısındaki Prof. Uğur Gürel ise 104 oy sağlayabildi.
Akkuş, "Ekim ayındaki genel kurulda başkanlığa yeniden aday olmayı düşünmüyorum" dediğine göre, ne değişti.
Bir spor adamı, "Seçim demokratik sayılabilir ama etik değil" diyor ve ekliyor:
"Olimpiyatlarda dibe vurmuş bir ekibin başarısızlığı ortadayken niye aynı adayla yola devam ediliyor. Spordan Sorumlu Bakan Başesgioğlu ile Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay, bu durumu değerlendirmeliydi.
Hani başarı, hani özerklik? Ancak ille de yandaş aranıyorsa diyecek bir şey yok ama sonuçta kaybeden Türk sporu oluyor."
Bir vesile oldu, milli halterci Halil Mutlu ile telefonla görüştük; o da tepkiliydi:
"Halteri bırakıyorum ama bu teşkilata karşı mücadelem devam edecek. Biz kendimizi Türk spor teşkilatına emanet etmiştik. Ama teşkilat başarılı olamadı. Yeni bir mücadele ateşi yakacağız."
Selefiler-Maturidiler
’İSLAM tarihi boyunca kadınlarımızda kara çarşafla örtünme dönemi vardır, ancak son 30 yıldır tanık olduğumuz ve her haliyle bir rahibe kıyafeti olan ’çekiç kafa türban’ kesinlikle yoktur. Bizi kim öpüyor? Lütfen araştırınız!" diyor Hasan Muhtar adlı okurumuz.Bir din adamı dostumuza okuduk bunu... Dedi ki:
"Biz Maturidi’yiz ve bizde böyle bir örtünme şekli bulunmamaktadır. Yani bu ’çekiç kafa türban’, örtünme şekli olarak Mısır eksenli Seyyid Kutup’çu Selefi akımının örtü tarzıdır. Kurani tesettür, ’cilbap’tır. Anadolu’daki uygulaması başbağıdır, başörtüsüdür. Selefilik’teki karşılığı da türbandır."