Paylaş
Düne kadar Tekirdağ’dan 276, Kırklareli’nden 26 ve Edirne’den de 21 itiraz oldu planlara... İtirazları genellikle mimar ve ziraat odaları, il genel meclisleri, kent konseyi, ticaret ve sanayi odası, ticaret borsası gibi kurumlar yaparak plandaki hatalı yönleri gündeme taşıdılar.
Tekirdağ’daki planın görüşüldüğü toplantıya Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan ÇET Genel Müdürü Fevzi İşbilir, İMP yetkilileri ve öğretim üyeleri katıldılar.
Konuşanlar planı eleştirdiler. İşbilir, “Trakya toprakları yeterince yükünü almıştır. Daha fazla sanayi buralarda konuşlanamaz. Biz bu konulara bakıyoruz, tarım toprakları bizim için de çok önemlidir” dedi. Trakya’da 1980’lerde plansız başlayan sanayileşmenin çevreyi olumsuz etkilediğini belirterek şöyle devam etti:
“Plansız sanayileşme ile çevrenin kirlenmesi (nehirlerin, akarsuların) ortadadır. Bundan böyle plansız sanayileşmeye müsaade etmeyeceğiz. Hatta bazı sanayi kuruluşlarının yatırımlarını doğuya kaydırması gerekecektir.” Tekirdağ Ziraat Fakültesi’nden Prof. Cemil Cangır, “Bu plan kabul edilebilir gibi değil... Trakya Üniversitesi tarafından yapılan ilk 1/100 binlik planı zamanın Orman Bakanı Osman Pepe onaylamıştı. Şimdi yeniden plan yapmak mantıklı değil. Plana baktım, birçok yanı kabul edilir türden değil. İtirazlar da bunu gösteriyor. Çevre Bakanlığı tüm kesimlerle bir konsensüs sağlayarak planda
istenen değişiklikleri yapması gerekmektedir” diyor.
İlk planın müellifi Prof. Emre Aysu’nun sorusu ise ilginçti:
“Trakya alt bölgeleri ve tarımsal organize bölgeleri kime peşkeş çekilmek isteniyor?”
Cemaat parmağı
BEŞİKTAŞ’taki Şeyh Yahya Efendi Dergâhı ile ilgili yazılara devam ediyoruz. Çünkü olayın tarafı çok... Geçen pazar ve dünkü yazılarımızdan sonra şimdi söz şimdi söz sırası Şeyh Yahya Efendi Kültür ve Araştırma Vakfı Başkanı Kemal Ata’da:
“Yazınıza Yahya Efendi’nin ‘Bir devlette zulüm yapılırsa... İşte o zaman devletin sonu görünür’ sözünü başlık yapmışsınız... Evet başlık doğru ama bizim de bu konuda söyleyeceklerimiz var” diyor. Kendisini dinliyoruz:
“Ben İstanbul Sanayi Meclisi üyeliği yapmış, hayır işleriyle uğraşan, çevresinde saygın bir işadamı ve sanayiciyim. Hakkımda birtakım mesnetsiz isnatlar sebebiyle ‘şüpheli’ sıfatı ile yargılanmam devam etmektedir. Ancak, 31.12.2009 günlü duruşmada, tutuklu bulunan tüm sanıklarla birlikte kefaletsiz olarak tahliye edildik. Davada diğer sanık Volkan Şendur, mahkemede bu işi kendisinin yaptığını ikrar etmiş, suç konusu hapların Adli Tıp Kurumu’nda yapılan incelemede, uyuşturucu madde niteliği taşımadığı ortaya konulmuştur.
* Şahsımın ve vakfın, külliyenin onarımına dair ihale işi ile hiçbir ilgisi yoktur. Bu ihale doğrudan Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılmış bir restorasyon çalışmasıdır. Bu proje ve proje müteahhitleri ile hiçbir ilgimiz bulunmamaktadır.
* Vakfa yeni yerler tahsis edildiği iddiası tümüyle yanlış bir iddiadır. Burada söz konusu edilen yer iki konak değil, ev ve bir kütüphanedir. 10 yıl önce vakfımıza tahsis edilmesine rağmen Vakıflar Genel Müdürlüğü içinde işgalci olarak bulunan kişileri tahliye edemediği için tarafımıza teslim edilememiş olup, bu işgal halen devam etmektedir. Ayrıca bu konuda hakkımızda açılmış bir soruşturma yoktur.
* Türbe ziyaretlerinde toplanan paralar yine Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve vakfımızın dışında gerçekleşmekte olup, vakfımızla hiçbir ilgisi yoktur. Ayrıca, vakfımız hizmet ettiği sürece yapılan tadilat projeleri Koruma Kurulu ve Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğü denetiminde hazırlanmış, ihaleye konu restorasyon işi ile değil sadece vakfın gelirleri ile yaptırılmıştır.
* Vakfımız her yıl 400-450 öğrenciye çoğunluğu şahsımın malvarlığından olmak üzere burs vermektedir. Hesaplarımız Vakıflar Başmüfettişliği’nce denetlenmekte olup vakfın paraları, Vakıflar Bankası’nda vakıf hesabına yatırılmaktadır. Bugüne kadar vakfımız ‘Beşiktaşlı Şeyh Yahya Efendi’, ‘Kuran-ı Kerim Meali’ ve ‘Atatürk’ün Manevi Dünyası’ adlı kitapları yayınlamıştır. Şahsımın hiçbir cemaat, örgüt ve grupla ilişkisi olmayıp, bu saldırıların sebebi şahsıma ve vakfa birtakım cemaatler veya gruplar el uzatamadığı için başımıza gelmektedir.”
Kemal Ata’nın açıklaması böyle... Ama bu konuda daha başka anlatılanlar da var:
“Siz orada oynanan oyunların en mağdurunu gündeme getirmişsiniz... Orada gözü olan çok kişi var... Bunlar Şeyh Yahya Efendi gibi önemli bir tıp ve din âliminin adına sığınarak kendi amaçlarını gerçekleştirmek için kılıf arıyorlar... Fethullahçı gruplara dikkat edin... Kemal Ata’nın bunların hedefinde olduğunu da düşünün. Bu konuda ilerde çok şey açığa çıkabilir.”
Bu arada Başbakan Erdoğan’ın cuma namazını Yahya Efendi Camii’nde kıldığını ve dergâhı gezerek ilgililerden bilgi aldığını da ekleyelim.
Diyabetçiler bir araya geliyor
BUGÜN ve yarın, Sheraton İstanbul Maslak Otel’de diyabetle ilgili çok önemli bir etkinlik var... İlgili çalıştayda, ‘Türkiye’de Diyabette Çözüm Yolları, 2020 Yılına Yönelik Hedef ve Stratejiler’ gruplar halinde tartışılacak ve her bölümde elde edilen veriler rapor haline getirilecek. Raporlar bu alanda söz sahibi olan bilim adamları tarafından çalıştaya katılanlara sunulacak. Pazar günü 14.00’te ise aynı salonda başkanlığını Prof. Dr. M. Temel Yılmaz’ın yaptığı Türkiye Diyabet Vakfı’nın olağan kongresi yapılacak.
Seçim hilesi
DP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Aytun Çıray, 2007 seçimlerinde ‘hile’ iddiaları üzerine yaptığı açıklamada “Bazı bilgisayar mühendislerinin iddiasına göre, YSK’nın güvenliği çok tartışmalı olan bir işletim sistemi kullandığını, bu sistemin Avrupa’da devlet kurumlarında yasaklandığını hatırlatarak “SEÇSİZ adı verilen yazılım bağımsız bir teknik grup tarafından incelenmeli, raporu da kamuoyu ile paylaşılmalıdır” dedi.
Biliyor musunuz
BOĞAZ Köprüsü’nü inşa eden ve Türk-Alman ilişkilerinin gelişmesinde önemli katkıları olan 1991-2006 arasında Essen’deki Türkiye Araştırmalar Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı olan Prof. Enno Vocke’ye (75) Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Liyakat Nişanı verildiğini....
Paylaş