Yalçın Bayer: Tozlu raflarda kaybolan tarih

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

‘KAYSERİ Kültürü Konya'ya Taşınamaz’ (18.7.2000) başlıklı yazı üzerine Kültür Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürü Gökçin Yalçın bir açıklama yaptı.

Araştırmacı Halit Erkiletlioğlu, Raşid Efendi Kütüphanesi koleksiyonunun, Kayseri'nin yetiştirdiği değerli devlet adamı Mehmet Raşid Efendi'nin vakfının Kayseri'ye hediyesi olduğunu belirtiyor ve bu eserlerin Kayseri'de kalması gerektiğini vurguluyordu.

Ancak Gökçin Yalçın şu yanıtı veriyor:

‘‘Ülkemizin zengin kültür birikimleri arasında yazma eserler önemli bir yer tutmaktadır. Bugün Türkiye kütüphanelerinde, müzelerinde, çeşitli kurum ve kuruluşlarda, özel kuruluşlarda ve şahısların ellerinde bulunan yazma eserler, en az bin yıllık bir kültür mirasının günümüze ulaşan değerli ve zengin örnekleridir. Türkiye genelinde yazma eser koleksiyonuna sahip kurum, Bakanlığımız Kütüphaneler Genel Müdürlüğü'dür. Genel Müdürlüğümüze bağlı 14'ü yazma eser kütüphanesi olmak üzere 54 il ve ilçe hak kütüphanesinde 162.025 adet yazma eser bulunmaktadır. Bunlar, uygun ortam sağlanmadığında kimyasal-biyolojik-fiziksel etkenlerin kombinasyonu nedeniyle bozulma, çürüme, giderek yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Bu nedenle sıcaklığın ve nemin düzenli ve sürekli kontrol edilmesi gerekir. Bunun için aydınlatma oranı belirlenmeli, nem ve ısı ölçer kullanılmalıdır. Raflar ya da delikli çelik depoların, yangına ve hırsızlığa karşı özel güvenlik önlemleriyle korunması gerekmektedir. Ayrıca bu eserlerin kataloglanması, konservasyonu ve restorasyonunun yapılması, hizmete sunulabilmesi için mikrofilm arşivinin oluşturulması ve bilgisayar ortamına aktarılması gerekmektedir. Bütün bunlar için de yukarıda belirtilen araç-gereçlere ve en önemlisi de yeterince uzman personele gereksinim bulunmaktadır.

Takdir edileceği gibi 54 kütüphanede bu imkánların hepsinin sağlanması bu koşullarda mümkün değildir, ayrıca rasyonel de değildir.

Bu nedenlerle yazmaların çağdaş koşullarda korunması, bakımı ve hizmete sunulmasının sağlanması için belli merkezlerde toplanması kararlaştırılmıştır. Böylelikle ata yadigárı eserlerimiz, gelecek kuşaklara sağlıklı aktarılacak, araştırmacılara, güvenli, hızlı ve kolay yararlanma imkánı sağlanacaktır. Ayrıca daha önceleri basına da yansıyan değerli kitaplarımızın çalınmaları, yurtdışına kaçırılmaları da önlenmiş olacaktır.

Yazma eserlerin belli merkezlerde toplanması, halk kütüphanelerinde bulunan yazma koleksiyonlarını kapsamaktadır. Koleksiyonlarında sadece yazma ve Arap harfli nadir basma eser bulunan ‘Yazma Eser Kütüphaneleri' koleksiyonları kendi yerlerinde kalacaktır. Bu çerçevede Kayseri Raşid Efendi Yazma Eser Kütüphanesi koleksiyonu da toplanma işleminin dışında tutulmuştur.’’

Yekta Hanım gidici...

‘‘LİRİK Tarih’’ konusunda bundan önce üç yazı yazdık, eleştirildik. Ama Kültür Bakanlığı müfettişlerinin, İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürü Yekta Kara ve eski eşi Ali Taygun’un sahibi olan Protel firması ile ilgili teftiş raporu hazırlanmış...

Rapordan kısa bir cümle aktarıyoruz:

‘‘... opera ve bale arasındaki koordinasyonun gereğince sağlanabilmesi için Yekta Kara'nın müdürlük görevinin üzerinden alınmasının yerinde olacağı ..... uygun görülmesi halinde Yekta Kara'nın iki ayrı kınama ile cezalandırılması...’’

Lirik Tarih güzel de, arkasındaki iddialar bu güzelliği gölgeliyor.

Ne dersiniz; Yekta Hanım görevden alınıyor mu acaba?

Müfettiş yağıyor

GAZİANTEP'ten ihbarlar geliyor. İçişleri Bakanlığı müfettişleri, Emniyet Müdürlüğü'nde çalışıyor; belediyenin hesaplarını inceliyorlar.

Sadece valilik, polis ve belediye mi inceleniyor?

Adalet ve Maliye müfettişleri de Gaziantep'e gidiyorlar.

Acaba hangi siyasiler, hangi yargı mensuplarının ve maliyecilerin 'özel' olarak Gaziantep'e atamalarını sağladılar?

Soruşturmanın bir yanı da bu...

Bu nedenle müfettiş ve uzmanların işi zor.

Telefondaki kişi, bu arada eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'dan söz ediyor.

Oktay'ın, 'Paraşüt Operasyonu'ndan tutuklu Yasin Altınbaş'ın Ankara Akay semtindeki bürosunu bir dönem kullandığı biliniyor.

Oktay artık bu büroya gitmiyor.

Oktay'ın Altınbaş ailesiyle dostluğu ise, 1980'den önce eski CHP Gaziantep Milletvekili Emin Altınbaş'la başlamıştı.

Emin Altınbaş, siyasi çevrelerde sevilen bir kişi... Ancak kardeşi Yasin Altınbaş'la altı-yedi yıldan beri konuşmuyor. Hatta kardeşinin yolsuzluklarını Ankara'da birçok makama anlattığı söyleniyor.

Seyfi Oktay da, Celal Doğan'ın partidaşı...

TRAFİK canavarından hep söz ediliyor. Ne var ki bazen de canavarı sürücüler değil yetkililer ortaya çıkarıyor. Polisin, jandarmanın, belediyenin yani yetkililerin görmezden geldiği bir canavar da yakında Bodrum'da ortaya çıkacak ve kimbilir kaç kişiyi yakacak. Bodrum'da beş ayrı yönden gelen yüzlerce taşıtın kesiştiği Turgut Reis yolu üzerindeki Yalıkavak kavşağına ışık konması için mutlaka ölümcül bir kaza mı bekleniyor?

Sebahattin TAŞHAN/Emekli Öğretmen-BODRUM

Yazarın Tüm Yazıları