Toplama değil işkence kampı

SİLİVRİ’ye gazeteciler de gidiyor ve izlenimlerini yazıyor. Bir milletvekili böyle bir ziyaret yaparsa neler söyler? Bir örnek, MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan... Silivri’ye gitmiş ve izlenimlerini bizimle paylaştı.

Haberin Devamı

“Silivri’de tutsak milletvekili ve askerlerin son durumu nedir, anlatayım” dedi. 
- 55 saniye savunma yapabilen ve 18 yıla mahkûm edilen 40 yıllık dostu, çocukluk arkadaşı Korgeneral Korkut Özarslan’la görüşmesinden etkilenmiş Türkkan...
Korkut Paşa, Türkkan’a görüşmesinde Balyoz davasında bilirkişi olan Kur. Bnb. A. Erdoğan’ın hazırladığı raporun baştan aşağı ‘maddi hatalarla’ dolu olduğunu, kendisinin ifadelerinin gerekçeli kararda değiştirilmiş olduğunu söylemiş. 2010’da ifadesi Malatya’da alınıyor Korkut Paşa’nın, dosyadaki adres ise 2007‘de Ankara’da oturduğu evin adresi...
- CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal’ın Türkkan’a söyledikleri acı ama gerçek: “Burası bir toplama değil, işkence kampı. Bize kapı altındaki 15x30 ebadında bir delikten yemek veriyorlar, bu koşullarda ancak yırtıcı hayvanlar yaşayabilir.”
- Lütfü Türkkan, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u da ziyaret etmiş. Daha önceki ziyaretine göre Başbuğ’u moralli görmüş, Paşa, İmralı ile ilgili şöyle konuşmuş kendisine: “İmralı’daki bebek katili ile yapılan görüşmelerin, Kandil’deki terörist örgüt liderlerince ne kadar tasvip gördüğü tartışılır.” 
- Ve en duygusal ziyareti CHP İzmir Milletvekili, gazeteci Mustafa Balbay’la yapmış. Balbay daha önce bizlerin de gördüğü gibi cezaevinde 20 kilo zayıflamış, 105 kilodan 85 kiloya düşmüş. Sohbet Balbay’ın 12 yaşındaki kızı Yağmur ile başlayıp Yağmur ile bitmiş... Türkkan ve Balbay 2013 bitmeden kızları ile birlikte Meclis Lokantası’nda yemek yemek üzere sözleşmişler.
- Lütfü Türkkan, “Ziyaret ettiğim tutsak asker ve milletvekilleri başta Haberal olmak üzere hepsinin sağlığı ne yazık ki kötü ve daha da kötüye gidiyor. Böyle giderse hepsi bu cezaevinden ağır hasta olarak çıkacaklar... İşte Silivri’nin içler acısı hali bu...”
- Türkkan, Silivri’den sonra cezaevi koşullarıyla ilgili olarak önceki akşam TBMM Başkanı Cemil Çiçek’i ziyaret ettiğini de anlatıyor. “Sayın Çiçek, tutuklu milletvekillerinin durumuyla ilgili bundan sonra daha yoğun ilgileneceğini ve cezaevi ziyaretini değerlendireceğini söyledi” diyor.
Çiçek, bir umut olabilir mi? Adalet Bakanı’na bunları aktarmıştır. Silivri, AKP’li milletvekillerini de ziyarete bekliyor.

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ

Haberin Devamı

“(Danıştay’ın, avukatların ‘başları açık’ görev yapacaklarına ilişkin düzenlemenin yürütmesini durdurmasına ilişkin kararını üzerine...) Bu şekil sorunu değil apaçık rejim sorunudur. Dini sembollerle yargılama yapan hâkimlerin kürsülere yerleştiği bir devlette tek hukukluluktan söz edilemez, tarikat hukukları egemen olur.”
(Ankara Barosu Başkanı Av.
Metin FEYZİOĞLU)

Türkiye’de sağlık hizmetleri dökülüyor

CHP Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş’ün, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın katılımıyla gerçekleşen toplantıda yaptığı konuşmayla Sağlık Bakanlığı’nın kanun tasarısını eleştirirken, “Bu hükümet satmadan, özelleştirmeden bir iş yapamaz mı?” diye soruyor.
Sağlık hizmetlerinin ertelenemez, vazgeçilemez, bekletilemez niteliği ile birlikte, “Çok hastane ve doktor tüketmek sağlıkta başarı anlamına gelir mi?” sorusunu gündeme getiriyor.
Akla hemen Almanya Giesen Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yaşar Bilgin’in “M. Ali Birand neden öldü?” sorusu geliyor.
Gümüş, “Hastaneler plaza değildir. Vatandaşların hastalık öncesi sağlık hizmetleri ile yeteri kadar korunmadığını, ancak ilaç pazarının anormal derecede büyütüldüğünü” söylüyor.
Bilgin, Türkiye’de bu işin peşini bırakmayacağını söylerken, Sağlık Bakanlığı ve Tabip Odaları Birliği ve Özel Hastaneler Birliği hâlâ kendisine bir yanıt vermiş değiller. Prof. Dr. Bilgin onun için Almanya’dan şöyle sesleniyor:
“Türkiye’de üniversite ve bakanlık hastaneleri ile özel hastaneler dökülüyor.”

Haberin Devamı

Kayısıya fındık yakışır

THY, yolculara 18 gramlık paketler halinde kuru kayısı veriyor; biri doğal ‘gün kurusu’ diğeri de ‘islimli’ kayısı... Tadı ve kokusu güzel, ancak birinci sınıf ürün olmadığı anlaşılıyor.
THY’ye bu hizmeti ‘Malatya Pazarı’ veriyor.
Ben ‘has Malatyalı’ olarak bir şey söylemek istiyorum:
“Kayısımız daha kaliteli olabilirdi. Bana hemşerilerimiz kızmasın, ambalajın içine iki-üç tane fındık ya da şamfıstığı konulamaz mı? Kayısıdan başka öbür ürünlerimizi de tanıtmış olmaz mıyız? THY’nın üst düzey yöneticileri Hamdi Topçu ve Temel Kotil, Karadenizli olarak fındığı niye düşünemediler?”

Sorun kablo döşemekte

TARİHİ binalarda yangınların pek çoğunda yangın sebebi olarak ‘elektrik kontağı’ gösterilmektedir. Teknik olarak açıklamak gerekirse sebep olarak ya kabloların aşırı yüklenmesi (fazla akım çekilmesi) veya tekniğe uymayan bağlantı noktaları sebebi ile kablonun ısınarak izolasyonunun alev alması gösterilmektedir.
Şartnamelerde bu tip yapılarda elektrik iletkenlerinin çelik borular içerisinde döşenmesinin yanı sıra en önemli konu yangını daha başlamadan izolasyon zayıflamasını algılayıp elektriği kesen ‘Kaçak Akım Rölesi’ kullanılmasıdır. Şartnamelerde elektrik devrelerinin girişine 300 mA eşik değeri olan bu cihazlardan konulması önerilirken (yaklaşık 100 TL) bunun uygulanmadığını görüyoruz. Tarihi zenginliklerimizin arasından ağıt yakmadan önce alınması gereken diğer önlemlerin yanı sıra bu konuya da dikkat çekmek istiyorum.         
Nur ÖZDEMİR
Elektrik Mühendisi

Yazarın Tüm Yazıları