‘‘Evimizin karşısında
Merkez Camimiz vardır. Geçenlerde mahalleli söyledi; minareye baz istasyonu kurmaya kalkmışlar. Nasıl olur dedik, izin káğıdı var mıdır diye araştırdık. Komşularımız izin káğıdının fotokopisini ele geçirdiler.
Baz istasyonunu
İş-Tim kurduruyormuş güya... İzin belgesi denilen şey de bir garip... Bizim bağışlarımızla yaptığımız ve daha
Diyanet İşleri Başkanlığı'na devredemediğimiz camimizi birtakım güçler kiraya veriyormuş.
Bakınca
Ankara'da
Tokyo Camii Vakfı (Adres; Ankara Olgunlar Sokak, Küçükesat) Vakıf Genel Müdürü gözüken
Şemsettin Yazırlı diye birisi, bizim caminin minarelerini 2012'ye kadar yani 10 yıllığına kiraya vermiş; parasını bir güzel almış...
Kim kime vermiş, belli değil.
Tezgáh öyle bir tezgáh ki, daha kurulmamış baz istasyonu için, sanki kurulmuş, ölçümü yapılmış gibi
Telekomünikasyon Kurumu (Bölge Müdürü İbrahim Bayraktar) sağlığa zararsızdır diye rapor vermiş.
Pes doğrusu...’’
Diyanet'in bu konuda bir açıklaması olacaktır.
Mebus mu, memur mu?
ESKİ bir CHP'li,
Baykal'ın CHP
İstanbul adaylarını tanıttığı toplantıyı anlatan
‘‘Siyasi Ahlak’’ başlıklı yazımıza takılmış.
‘‘Orada bazı adayları hiç görmedin mi?’’ diye sordu ve şöyle devam etti: ‘‘Salonda her şey vardı, sadece demokrasi yoktu. Demokratik ülkelerde parti kongrelerinde memur seçilmez, meb
us seçilir. Acaba CHP önseçim yapmadığına göre, mebus mu seçildi, memur mu? Seçilen memurlar kimin memurudur?’’
Devam ediyor:
‘‘O listeleri inceleyin... 1999 seçimlerindeki önseçimlerde kaçıncı sıraya yerleşenlerin bir de şimdiki tayin sıralamalarındaki yerlerine bakın... Bunların çoğu fuzuli şagildir.’’
Etnik siyaset
MİLLETVEKİLLERİNİ belirlemek amacıyla 3 Kasım'da yapılacak seçimlere 10 bini aşkın aday katılmaktadır. Bu adaylar içinde 3 bine yakınının da Kürt kökenli olduğu anlaşılmaktadır. Bunun yanında hiç kimse Kürt kökenli vatandaşlarımızın aday olma konusunda etnik kökenleri yüzünden bir sıkıntı ile karşılaştığını iddia edemez. 3 bin adayın da en az 130'u seçilebilecek durumdadır. Ayrıca
DEHAP'ın barajı aşması durumunda bu sayı daha da artacaktır.
Bu rakamların ortaya koyduğu gerçek, ülkemizde Kürt milliyetçiliğine dayalı bir politika yapmanın gereksizliğidir.
DEHAP'tan aday olanlardan 5-6 kat fazlası
Kürt kökenli vatandaşımız diğer partilerden aday olabilmiştir.
Cumhurbaşkanlarının, başbakanların, bakanların, milletvekillerinin Kürt vatandaşlarımızdan olabildiği ülkemizde etnik temele dayalı siyaset yapmak ve
Türkiye'yi, Kürtlere baskı yapmakla suçlamak,
‘‘vatandaş olmak’’ arzusundan çok
Türkiye'den ayrı bir vatana sahip olmak arzusunu ortaya koymaktadır.
Yanlış mı?
Emrah DEMİR-İSTANBUL Seçim-dergi
BOTAŞ Vakfı, Cosmik Tasarım Ltd.'ye iki ayda bir
'Petrogaz' dergisini çıkartıyor. Tasarım firması,
Oktay Vural'ın sahipliğinde gözüken
'Ulak' Dergisi'ni de yayınlıyor. Bitmedi;
Telekomünikasyon Üst Kurulu'nun
'Telekomünikasyon Ekseni' Dergisi de Cosmik Tasarım'ın bünyesinde...
Peki bu kadar lüks dergilerin finansmanı nasıl sağlanıyor?
Ulaştırma Bakanlığı'nın gücü kullanılarak firmalardan binlerce dolarlık reklam toplanıyor.
Ulaştırma Bakanlığı'ndan bize yazan
S.Ergül, reklam veren ünlü firmaların adlarını sıralıyor ve bunlardan ne kadar tahsil edildiklerini sorarak diyor ki:
‘‘Eski Ulaştırma Bakanı
Oktay Vural'ın seçim masrafları için bir harcama yapılmış mıdır?’’
Bu işlerin organizasyonunu yönetenin Müsteşar Yardımcısı
Selçuk Coşkun olduğu iddiası doğru mudur?
Bu firmanın ortakları arasında Özel Kalem Müdürü
İlhan İşman, Basın Müşaviri
Nuket Aşkın, Bakan Danışmanı
Murat Demirez var mıdır?
Hurdacı mısın vur beline
BEN 25 yıldır çöp sektörünün içinde ekmek parasını kovalayan, belediyelerin bütün keyfi ve zalimane tavırlarına karşı sabırla göğüs geren bir esnafım.
Bursa içindeki işyerimiz dönemin Belediye Başkanı
Teoman Özalp tarafından
Organize Sanayi Bölgesi'ne gönderildik. Milyarlarca lira ödeyerek yer yaptık. Bu kez
Erdem Şeker geldi, yerimizi OSB'ye sattı. Nereye giderseniz gidin dendi...
Hamitler Çöplüğü yoluna gönderildik. 1999'da
Erdoğan Bilensel geldi, bizlere yine
‘‘hurdacılar şehir dışına’’ dendi. Zaten çöplük mevkii şehir dışında değil mi? Ve inat sürdü; hurdacılara 35 km. uzaklıktaki
Başköy Taşocakları'nda yer gösterildi. Hurdacısın ya vur kafasına... Altyapısı yok.
Bursa havalisinde 400 hurdacı esnafı var; bunların yanında ortalama 5 kişi çalışırsa 2000 kişi eder. Kim gider, kim gelir; hurda satmaya-almaya kim gelir? Sonra bu uzaklığın maliyeti; aylık 50 ton hurdanın nakliyesi, işlenip geri dönmesinin yaratacağı ek maliyet ayda 250 milyar...
İşyerim mühürlenmiş durumda; yanımda 25 eleman çalışıyor. Bunların
SSK ve vergilerini aybaşında öderken
‘‘Kusura bakmayın kardeşim, yerlerim mühürlü olduğu için ödeme yapmayacağım’’ desem beni dinleyen olur mu?
İbrahim FERİT-BURSA Biliyor musunuz?
CHP Giresun ilçe başkanlarının önerdiği 5 aday adayından hiçbirinin listeye konulmaması üzerine partili üyelerin bu 5 başkana
‘‘Lotoda 0 tutturdular’’ diye takıldıklarını...
MHP İstanbul 2. bölge 7. sırada Mülkiye müfettişi
Vahdettin Özcan'ın, eski Eminönü Belediye Başkanı
Ahmet Çetinsaya'yı birçok kez sorguladığını, ancak bu dosyalardan yargıda bir şey çıkmadığını...
Biliyor musunuz?
Paranın romanı...
‘‘Günlerden bir gün beni bir sigorta hastanesinin odasında ölmeye yatırdıklarında ya da bir yerlerde yaşamını yorgunluktan kendisi noktalamış olarak bulduklarında -Colette'in dediği gibi, artık şöyle gözlerden uzak, kül rengi, sessiz sedasız bir ölümü arzuluyorum- bu dünyadan paranın savaşını yitirmiş, ama sanırım kendi ucuzlatmamayı başarmış biri olarak çekip gideceğim ve benim romanım, zaten son satırına kadar yaşanılarak tüketildiği için, hiç yazılmayacak...’’
(Ahmet Cemal) MESAJ
BABAM, zamanında
Zekeriyaköy'de hukukçu arkadaşları ile taksitle 500 m2 civarında hisseli tapu olarak arsa aldı. Arkadaşlarının defalarca ısrarına rağmen o kaçak yapı yaptırmadı. Hiçbir kuruş ödemeden aynı muhitte arsa tecavüzü edenler af hikayesi ile tapu almalarına karşın devletin hukuk kurallarını çiğnemeyen bizleri
Sarıyer Belediyesi perişan etti. Benya arazimi ya da arazım değerinde tek bir parseli geri istiyorum.
Muhammet AKSAKALOĞLU-İSTANBUL
BÜYÜKŞEHİR'den açıklama:
Bostancı İskelesi yanındaki
'Altın Eldiven' (S.Karakelle) ve
'Sahil Yıldızı' (E.Diptaş) adlı büfelerle ilgili yıkım kararı bulunmaktadır. Ancak
Kartal 3.Sulh Hukuk Mahkemesi'nden alınmış ihtiyati tedbir kararı olduğu tarafımıza ibraz edildiğinden belediyemizce herhangi bir işlem yapılamamıştır.