Paylaş
SAYIN Yalçın Bayer,
Türkiye’nin yaşadığı terör olaylarını ve güvenlik kuvvetlerine yönelik saldırıları Azerbaycan’da büyük bir üzüntüyle takip ediyoruz. Kabul etmeliyiz ki terör bir insanlık suçudur ve her devletin ortak sorunudur. Yıllar boyunca toprakları Ermenistan tarafından işgal edilmiş bir ülkenin vatandaşı olarak diyebiliriz ki, meseleler elbirliği ile çözülebilir. Ancak bu konuda Türk devletler topluluğu olarak daha aktif çalışma içine girmeliyiz. Türk Konseyi’nin Birleşmiş Milletler nezdinde daha etkili olması gerekir. Aynı zamanda ekonomik ve kültürel anlamda adeta imkânlar denizi olan Türk dünyasına daha çok vakit ayırmalı, siyasi anlamda problemli, riskli alanlardan mümkün mertebe uzak durmalıyız. Ortadoğu üzerinden gelişen her siyasi hareket daha büyük bir problemi oluşturuyor. Ortadoğu kaynayan kazan ve Türkiye bu gerilimden yüksek düzeyde etkileniyor. Halbuki dikkatimizi Türk dünyasına çevirsek, burada oluşturacağımız kurumsal yapılarla BM’de daha etkili olabiliriz. Şunu açıkça söyleyebilirim ki Azerbaycan bu birlikteliğe her zaman yüksek bir dikkatle hazır olmuştur. ‘Türk Devletleri Birliği’ne sadece kurumsal destekle değil, yürekten bir azimle inanmıştır. Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in Prag’da Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan, Türkiye’ye ilişkin ileri geri konuştuğu vakit tavrını koymuş ve ‘Türkiye yoksa burada ben varım, bana konuşun’ diyerek kardeşliği devlet düzeyinde bir seviye ile sağlamlaştırmıştır. Elbette Türkiye büyük bir ülkedir. Bizler her zaman Türkiye’nin yanındayız. Ancak bütün Türk devletlerinin yüksek seviyede beraberlik arzusuyla birbirinin yarasına derman olacak kudrete ulaşması kaçınılmaz hale gelmiştir. Karabağ sorunu hâlâ devam etmektedir. Ermenistan Rusya’dan aldığı destekle işgalci kimliğini sürdürmektedir. Azerbaycan ekonomik gücü, kuvvetli savunma sanayi ve genç nüfusu ile Karabağ sorununu çözecek yeteneğe her zaman sahiptir ancak devletlerarası oyun birlikte hareket etmeyi gerektirmektedir. Türkiye’deki terör can aldıkça bizler gözyaşına boğuluyoruz. Devletlerarası oyunların bu problemlerin oluşmasındaki rolü herkesin malumudur. Biz de birlikte hareket etmeliyiz. Ortadoğu takıntısı hem enerji hem huzur hem zaman kaybıdır. Bunu muhterem şahsınız marifetiyle okuyucularınıza iletmek istedim.
Tenzile RÜSTEMHANLI
Azeri Türk Kadınlar
Cemiyeti Başkanı Azerbaycan Türkiye Evi Başkanı
TRT-Türk’ün Osmanlıca dayatması
GEÇEN Pazar gününün bazı program başlıkları Osmanlı’yı anlatıyor ve Osmanlıca dilini öne çıkarıyordu. Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Dursun Atılgan, Cumhurbaşkanı Osmanlıca öğrenilmesi için sert çıkmış ve “İsteseler de istemeseler de Osmanlıcayı öğrenecekler” demişti.
TRT’yi ‘AKP’nin borazanı’ durumuna getirmiş olan yandaş yönetim kadrosu, Osmanlıca için buyruğu yerine getirmeye dünden hazır olduğunu ortaya koymuş görünüyor, diyen Atılgan,“Dînî programların da TRT kanallarında yoğunca yer aldığını gözlemlediğimiz için, şu sorunun da sorulmasını gerekli görüyoruz: TRT’nin Diyanet kanalı olmasına rağmen, TRT’ye ait her kanalı Diyanet kanalı gibi kulllanmak niçin?” diyor.
“TRT-TÜRK kanalının asıl amacı, özellikle yurtdışında yaşayan yurttaşlarımıza, soydaşlarımıza ve Türkçe konuşan her ulustan izleyiciye yönelik Türkçe yayın yapmaktır. Gerek Türkiye’de gerekse dünyanın dört bir yanında yaşayan ve ulusal diline sahip çıkan Türk insanının özellikle gençlerin, çocukların, köylülerin, Türkçe’yi bile yeteri derecede bilmeyenlerin ve Türkçe öğrenmekte olan yabancıların, Osmanlıca metinleri anlayamadıklarının; kimi programların sürekli konuşucusu olanların çağdışı kafa yapısına sahip olduklarının; tekdüze ve yanıltıcı bilgiler aktarıldığını; çağın gerektirdiği bilgi ve bilinç kazanımı yerine, devletin TV kanalından Osmanlıca dayatmasıyla karşı karşıya bırakılmış olduklarının farkındayız.
TRT yönetimini bu nedenlerle uyarmak ve dikkatini çekmek, her Türk’ün hem anayasal ve yasal bir hakkıdır hem de ulusal bir görevidir.”
Gençler nerede…
CHP seçilebilir yerden kontenjan tercihlerinde kaç genç aday gösterdi?
Sıfır...
Ama bildirge gençlere adanıyor ve gelin siyaset yapın, siyaseti dinozorlardan temizleyin deniyor.
Peki neden genç 1 aday bile yok seçilebilir yerde?
Programda “Önce insan mı yoksa önce Türkiye mi?” sorusu daha açık şekilde ortaya konmalıydı.
Giritli’nin sözü
ERDOĞAN’ın 11. Muhtarlar Buluşması’nda yaptığı konuşmayı televizyondan izliyoruz. Bir ara “Tayyip Erdoğan yalandan en fazla kaçınan insandır” diyor.
Lisede iken mantık dersinde bir sözden yola çıkarak anlamlar çıkarma (akıl yürütme) konusu işlenirken örnek bir cümle verilmişti:
“Bir Giritli, bütün Giritliler yalancıdır, demiş.”
Dinçer ÖNAL - Hukukçu
BİLİYOR MUSUNUZ?
-CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak’ın Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu’ya ‘Aspendos Antik Tiyatrosu’nun restorasyonu hangi kurum tarafından yaptırılmıştır, hangi firma, hangi bedelle, tiyatronun gri dokusuna beyaz mermer kullanılarak restorasyon yapılmasına nasıl onay verilmiştir?’ diye sorduğunu...
-CHP’li Lüleburgaz Belediye Bakanı Emin Halebak’ın, Kırklareli milletvekili adayları MHP’li Selçuk Yılmaz (DP’li eski Vize Belediye Başkanı) ile MHP’li Selahattin Minsolmaz’ı (CHP’li belediyede 10 yıl imar müdürlüğü yaptı) önceki gün birlikte kabul ederek iki saat görüşmeleri ilçede çeşitli söylentilere yolaçtığını...
MESAJ PANOSU
-TÜRKİYE’ye, şeytanın bile aklına gelmeyecek derecede karmaşık bir tuzak kurulmuştur.
Kaosun asıl hedefi rejimi değiştirmektir. Aslan BULUT
-HAYDİ Müslümanlar, bir Rönesans’a var mısınız? 8-10. yüzyılların aydınlığına dönmeye var mısınız? Zilletten kurtulmaya var mısınız. O halde işe düşünmekten ve sorgulamaktan başlayalım. Ahmet B. ERCİLASUN
Paylaş