Paylaş
Ama geride bir sürü dava kaldı; bazıları yargıda 1.5 gün içinde beraat ettiler, Hazine’de ise ’tuş’ oldular.
Yine neden Tekel’i yazıyoruz... Tekel’in meşhur 2. el sert kutulu ’hard boks’ makine alımı ile ilgili yazılarımızdan yola çıkan Akşam’dan Yavuz Semerci, ihaleden bir gün önce ’Tekel ihalesine katılanların Hürriyet ve Bayer’e bir teşekkür borcu var’ (22.2.2008) başlıklı bir yazı yazdı.
Geçmişteki yazılarımızı gerekçe göstererek Tekel’in sert kutulu makineleri engellediğimizi, dolayısıyla Tekel’in pazar kaybından dolayı da Tekel’in fiyatının düştüğünü öne sürüyor.
Semerci buna dayanak olarak, Tekel’in geçen dönemdeki Genel Müdürü Sezai Ensari’nin pazar payını yitirmemek amacıyla sert sigara üretmek istediğini gösteriyor.
Halisane bakarsanız doğru demek gerekiyor.
Ama ’hayati önemdeki’ yatırımın gerisinde dönenlerden hiç söz etmiyor Semerci.
Sezai Ensari’nin Tekel Yönetim Kurulu Başkanlığı’na geldiği Eylül 2002 tarihine kadar Tekel’in pazar payı % 69 idi. Bu pay 2003’te % 56’ya, 2004’te % 47’ye, 2005’te % 39’a, 2006’da % 38’e, 2007’de % 30’lara geriliyor.
Çok yazdık ama yine de anımsatalım. (Bu süreç içinde yaklaşık 35 yazıda neler anlattığımız internet arşivimizden bulunabilir.)
2. EL MAKİNE SOKULACAKTI
4733 sayılı yasaya göre, Türkiye’ye 2. el makine alımı mümkün değildi. Bu konudaki çabalara iktidarın gücü yetmedi.
Ensari, 2003 yılı yatırım programında iki adet dakikada 450 sert paket üretimi yapabilen makineleri neden almamıştır? (Bu iki makine, almak istedikleri 2. el 5 makinenin sigara üretimine denk gelmektedir.) Bu dikkat çeken bir sorudur.
Kiralama suretiyle alınmak istenen 8 adet makinenin yarıdan fazlasının kapasitesine sahip yüksek devirli iki adet makineyi 2003 yılında almayan Sezai Ensari’nin 2004 yılında ’olağanüstü durumdan’ söz etmesi pek inandırıcı görülebilir mi?
Bunları da bilelim:
Makinelerin 2. el olduğu, Ankara 1. İdare Mahkemesi’nin 2004/3249 esas numarası ile görülen davada kesinleşiyor.
Mahkemeden sonuç alamayan Sezai Ensari, 2. el makinelerin alınabilmesi için bu kez geriye dönük yasa çıkartmaya çalışıyor. Ama düzenleme yasası, bazı AKP’li vekillerin de hassasiyetiyle Meclis’ten geçirilmiyor.
En acı olanı ise Tekel’in adedi 1.730.000 Euro’ya almaya çalıştığı makinelerin aynısı Çin’de 290.000 dolar. (Tekel’in almaya çalıştığı makineler de Çin’de yenilenmiş Molins makineleridir.)
Sayın Semerci, 290.000 dolarlık makineyi devlete 1.730.000 Euro’ya almak isteyenlere karşı siz sessiz kalır mıydınız?
BECERİKSİZ BÜROKRATLAR
Yargıdan Meclis’teki görüşmelere, bilirkişi raporlarından Tokat’taki kavgalara varan süreç içindeki bir sürü gelişmeyi kamuoyuna aktarmakla, Tekel’in satışı ucuza gidecek peşin hükümlülüğü arasında bir ilişki kurulamaz; elma-armut meselesi olur.
Tekel’e pazar payını kaybettiren bürokratların isimleri hálá dosyalarda duruyor.
Biz bu olayları gündeme taşırken, sonradan Doğan Grubu’nun bu ihaleye gireceğini nereden bilebilirdik ki?
Bizim için Semerci, "İhaleye katılan diğer firmalar adına bir teşekkürü hak ediyor. Tekel’in fiyatını düşürmek (bilmeden yapılmış olsa da) kolay bir iş değildi çünkü" diyor.
Zorlama bir bakış!
Esas olarak şunu da belirtmek gerekiyor:
2003 yılında Tekel’in sigara bölümünün ihalesine en yüksek teklif 1.15 milyar dolardı.
2008 yılındaki ihale fiyatı ise pazar payının % 30’lara düşmesine rağmen 1.72 milyar dolara çıktı.
Semerci’nin gazetesi Akşam, "Fiyat son derece adil" diyor. Belki de bu kadar yüksek fiyat Doğan Grubu’nun ihaleye katılmasıyla sağlanmıştır. Bu kadar beceriksiz işlerden sonra Tekel, Özelleştirme İdaresi ve Maliye Bakanlığı, bu fiyatı buldularsa dua etmeliler.
Terim’in maaşı gibi olmalı
TÜRK ordusunun Kuzey Irak’a girdiği gün Cumhurbaşkanı, Anayasa değişikliğini imzaladı. TBMM’de milletvekili maaşlarına ve kendi emekli aylıklarına zam yapılması alt komisyondan geçti ve bu konu ’Sosyal Güvenlik Reformu Tasarısı’na eklendi.
Zamanlamaya ve sosyal güvenlikteki ’reforma" bakın. ’Reform’ sözcüğünün düşürüldüğü mahcubiyete bakın lütfen.
Yeni zamlarla milletvekili aylığı 13.000 YTL’yi bulacakmış. Oldu mu Fatih Terim’in aylığı gibi olmalı. Ha gayret...Mehmet KOYUNOĞLU
Milli Görüş’ün ’ateş topu’
CUMHURBAŞKANI, top sesleri arasında ’türban’ı onaylarken, bu konu, basit bir dini (siyasal) inanç simgesi olmanın ötesinde çok ciddi bir sorun olarak Türkiye’nin önüne konmuştur.
Sorun toplumu, bütün katmanları bakımından ikiye bölme istidadı taşıyor.
Bunun müsebbibi hiç şüphe yok ki, Erbakan ile başlayan ve bugün AB ve ABD-İsrail işbirliği ile mutasyona uğratılmış (genlerde meydana gelen değişi), Milli Görüş geleneği üzerine inşa edilmiş siyasetlerdir.
Bu yüksek gerilime ve de konunun hukuk çevrelerince ortadan ikiye bölünmüş olmasına rağmen, Cumhurbaşkanı’nın 11 gün geciktirerek değişikliği onaylaması, gerilimin dozunu artırmaktan başka bir anlam taşımamaktadır.
Bu sorun, Türkiye’nin huzurunun ve barışının ortasına Milli Görüş geleneği temsilcileri tarafından, kendi siyasi simgeleri olarak adeta bir ateş topu olarak atılmıştır.
Türkiye, kangren haline getirilen bu sorunu çözmek zorundadır.
GÜNÜN SÖZÜ
"Devlet adamı koyunu kırkar, siyasetçi koyunun derisini yüzer."
(Auistin O’Malley)
Mesaj panosu
ADD Kadıköy Şubesi, onursal başkanları Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nu bugün Karacaahmet’teki kabri başında anıyor.
(www.addkadikoy.org)
Paylaş