'Tek seçici'; Tayyip Erdoğan... AKP'li vekiller 'adaylıkta' rahat

- İç güveysinden halliceyiz. Hiçbir şeyden haberimiz olmuyor; biz de sizin gibi izliyoruz.

- Sınava girecek öğrenci gibi...

- Niye söylüyorsunuz, hakkımız; o kadar çalışıyor, nefes alamıyoruz. Meclis oturumları, komisyonlar, örgütler... Tayyip Bey disiplinli ve takipçiliğiyle bize nefes aldırmıyor.

- Hiçbir garantisi olduğunu sanmıyorum. Her şey Baykal'a bağlı, CHP lideri konuştuğunda biz kazanıyoruz. (Gülerek) Konuşmasa partisi iktidar olacak...

- Büyük bir yenilenmeyi kimse beklemiyor; çünkü takvim sıkıştırıyor. Milletvekillerinin çok azı değişir.

- Onu parti yöneticileri bile bilemez. Ancak bana göre, en fazla yüzde 15-20'si diyebilirim. Biz birlik ve beraberlik içindeyiz. Karşılıklı olarak vefa borcumuz var. Ancak Başbakanımızın canını sıkan bazı isimler gidecektir tabii... Aynı ekiple, yine atama yoluyla geleceğiz. Sanıyorum yeni bir-iki isim olabilir; onlar da sağdan-soldan isimler olmaz.

- Yani kendisine biat edenler rahat...

- Öyle demeyin... Biz kader birliği yapan, inanan kişileriz; hep birlikte yola çıktık.

(Kendisine yakın bir ismin aday gösterilip gösterilmeyeceğini soruyoruz; "Onun işlevi farklı, bir süre yanından uzaklaştığını gördük ama ondan kopamaz. Çünkü onun yerine koyacağı adam yok" diyor ve bu ismin açıklanmasını istemiyor.)

- Karı-koca arasına girilemez.

- Sanmıyorum. Bir dönem Topbaş'la sıkıntı yaşadığı biliniyor. Belki de bu yüzden hâlâ el atıyor İstanbul'a... O kadar işi arasında İstanbul'dan gözünü ayırmadığını biliyoruz.

- Seçim tarihi ve cumhurbaşkanı seçimlerinde bir yargı kararı ortaya çıkmazsa milletvekili aday listelerinde çok değişiklik olacağını sanmıyorum.

- Dinçer'den son zamanlarda memnun olmadığını çevresinden duyuyoruz. Üretici ve pratik bir kafa değil zaten; dosyalara dalıp gidiyor, bir şey üretmiyor. Başbakanımız böyle şeylere kızıyor. İkinci dönem kendisini bu makamda görmeyebiliriz. Milletvekili adayı yapar mı, bilmek zor. Bakan Çelik'ten ise asla vazgeçemez; zor meseleler olduğunda onu sahneye sürer... Çünkü, Allah'ı var Hüseyin iyi laf eder.

ERTÜRK VE KİLCİ

- Bakın yarın 'yargıya düşebilecek' birçok işlemde imzaları bulunan TMSF Başkanı Ahmet Ertürk ve Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci'yi, dokunulmazlık zırhına büründürmek için aday gösterir mi?

- İyi görüyorsunuz... Benim tahminim TMSF Başkanı Ahmet Ertürk'ü mutlaka milletvekili yapar. ÖİB Başkanı Metin Kilci'yi de aynı şekilde... Zaten hakkında davalar var. Yarın mahkûm olabilirler; onun için sırtlarına 'zırh' geçirilebilir.. Başbakan vefalıdır, korur.

- TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar'ın aday olabileceğini yazdık; AKP'den bazı çevreler ise Bayraktar'ın aday olmak istemediğini söylediler.

- Doğru... Başbakan başarılı bürokratları yerinde tutmak istiyor. Bayraktar'ın yaptığı yatırım projelerini acemi birisinin eline vermez. Eğer DSİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu'nu söyleyecek olursanız aynı durum onun için de söz konusudur. Ama belli olmaz, Bayındırlık Bakanlığı için düşünebilir. Ama buna benzer bürokratları parlamentoda pek göremeyeceğiz. Zaten bir kısmının kararnamelerinin veto edilmesi nedeniyle 'vekâleten' oturabildiler. Bu nedenle yerinden oynatmaz.

- Görev başında olanları parlamentoya taşıyacağını katiyen düşünmez.

- Tarzının olmadığını düşünüyorum; aileyi sokmaz bu işlere.

FLORYA'dan Olcay Zagaia, "Buralarda harcanan suya inanamazsınız" diyor. Söylediklerini dinliyoruz:

"Süpürgeyle temizlenebilecek bahçelerdeki yapraklar bile suyla itilerek temizleniyor. Hemen her gün sahil yolunu kullanıyoruz ve her seferinde n'olacak halimiz diyorum. Çiçekler dikiliyor, çiçekler sulanıyor.

Hiç 'sim city' 4 oyununu duydunuz mu, ya da oynadınız mı? Şehir kuruyorsunuz. İnsanları mutlu etmek için bütçeden para harcayıp parklar, çiçekler, plajlar vs. kuruyorsunuz; sonra bir bakıyorsunuz bir yangın, bir boru patlaması... Para kalmamışsa şehir çöküyor, gidiyor.

Susuzluk kapımıza dayanmışken sahil yolundaki çiçeklendirmeler, o lalelere harcanan paralar öyle batıyor ki... Kadir Topbaş güzel bir şeyler yaptığını sanıyor ama geçen hafta gazetede okuduğum gibi, bütün bunlar 'kirli saça jöle sürmek' gibi duruyor.

Artık kesinti zamanıdır, ya da yıllar önce yapıldığı gibi araba yıkanmasının bile yasaklanması zamanıdır."

- IĞDIR'ın eski Valisi Mustafa Tamer'in DYP'den aday olduğunu duyururken, Uzan operasyonu dahil 'milyar dolarlık' soruşturmalara imza attığı belirtilen Gümrükler Muhafaza Başkontrolörü İlter Kuşoğlu'nun da basına yaptığı açıklamada '23. dönem milletvekilliği adaylığı için istifa ettiğini' açıkladığını...

-SEFA Sirmen'in iki yıl sonra yapılacak yerel seçimlerde belediye başkan adayı olacağı için bu seçimde yeniden milletvekili adayı olmayacağını...

CHP bizi mi, kendisini mi aldatıyor

"CHP'nin Kadın Kolları Genel Başkanı, milletvekili Güldal Okuducu olduğunu biliyoruz; belki 10 yıldır bu görevde... Peki Gençlik Kolları nerede; yok!..Öğrendiğimize göre, CHP'nin gençlik kolları kurultayı 1996'dan sonra en son 2004'de yapılmış... Ayhan Yalçınkaya'nın yerine Fatih Pala seçilmiş. Yalçınkaya halen PM üyesiymiş. İki yılda bir olması (2006) gereken kurultay da yapılmamış.

İstanbul'daki İl Gençlik Kolu örgütü de dağınık haldeymiş, yani yok denilebilirmiş. İl Başkanı Şinasi Öktem, bir örgüte il başkanı arıyormuş... Vah vah, ana muhalefet partisinin gençlik örgütüne bakın bir de AKP'nin... Her hafta bir etkinlik yapıyorlar, ev gezileri yapıyorlar; yabancı konuklar

davet edilip dünyadaki gelişmeler izleniyor. CHP'nin bazı ilçe örgütleri, "Çağlayan'a herkes kendi başına gidebilir" desin, 1 Mayıs'ın kutlanması için bir çaba göstermesin ve Deniz Gezmiş'in anılmasına soğuk baksın; böyle bir parti sonra iktidar alternatifi olabilir mi? CHP'li gençler olarak çok üzülüyoruz. İl örgütünün sanki muhalefet eder gibi 'İstanbul'um Sana Ne Oldu' kitabını yayınlamak neyi kurtarır ki..."

Solda birliktelik konusundaki görüşler, eleştiriler, tepkiler... sayın Deniz Baykal'a

TÜRKİYE Cumhuriyeti tarihine uzlaşmaz bir lider olarak adınızı yazdırmak istemiyorsanız,

bu seçimlerde her ne şart olursa olsun solda birliği sağlamalısınız.

Derviş’le birlikte değil, 2002 seçimleri sonrasında DSP’den ayrılmış eski bir milletvekili olarak sizden milletvekili adaylığı falan istemiyorum.

Tandoğan’ı, Çağlayan’ı dolduran yüzbinler adına Türkiye’yi AKP’nin karanlık günlerine mahrum etmemek için yurtsever bir Türk vatandaşı olarak sizden şekli ne olursa olsun seçimlerde birliktelik istiyorum.

Ramis SAVAŞ

Halk, partilere diyor ki

İSTER sağda, isterse solda, ülkenin bu olağanüstü şartlarına rağmen; koltuk-mevki kavgasıyla, kişisel hırslarla, inatla BİRLEŞEMEYENLERE,

BİR-LEŞMİŞ

Diyeceğiz..

Biline!

Bıktık artık kabusla uyuyup korkuyla uyanmaktan.

Nokta.

ACABA CHP ve DSP Almanya'daki CDU-CSU partileri gibi ortak çalışıp seçime gidemezler mi? İki partinin birleşmesine bile gerek yok. Tek liste CHP-DSP olarak çıkarlar ve hiç bir kaybı da olmaz. Artık parti yöneticilerinin kendi çıkarlarını bırakıp Türkiye'nin çıkarlarını düşünmeleri zamanı geldi de geçiyor bile. Bu genel seçimde de yapılabilir.

Yerel seçimlerde de artık kişisel kaprislerinizden vaz geçin!

Geç kalmadan şunlara dur deyin.

KENDİ parti iktidarlarını kaybetmek istemeyenlerin ülkenin geleceğini karartma hakları yoktur. Görevi onlara halk verdi, onların yapması gereken nefislerine söz geçirmektir.

Tek söz;  sağda ve solda birleşin!

PROF. Nur Serter, Prof. Türkan Saylan, Prof. Necla Arat'a...

Cumhuriyet-laiklik haykırışının mimarları...

Ülkemizin gerçek vatansever Atatürk kadınları...

Çok büyük bir iş başardınız.

Damlaları çağlayana dönüştürdünüz. Sizlerle gurur duyuyoruz, övünç duyuyoruz.

Var olun...

Şimdi sırada yine ancak sizin başarabileceğiniz çözülmesi gereken bir büyük sorun var.

Sayın politikacılarımız polemiğe girmeden onları bir araya getirip uzlaştırmak. Parçalanmış oylara son verdirmek. Uzlaşmazlık halkı çok ama çok üzüyor.

Bunu ancak sizler gibi aydın özverili, sağduyulu ulusalcıların başarabileceğine inanıyoruz. Güveniyoruz...

Adana'dan bir grup Emekli Cumhuriyet Öğretmenleri ve Cumhuriyet Kadınları adına Canset OFLAZ- Aytaç DRAHOR (cansetoflaz@yahoo.com)