AKP, Anayasa'yı değiştiremediği için kendi YÖK'ünü kurmaya çalışıyor.
Üniversite çevrelerinden konuştuğumuz birçok öğretim üyesi, ‘‘Hükümet çok tehlikeli bir şey yapıyor. Rektörler tasfiye ediliyor; ÖSS YÖK'ten koparılıyor. Türbanlı öğrencilere kapı aralanıyor’’ diyorlar.
Ve en önemlisi, iktidar tarikatçı ve yandaşlarını göreve getirebilmek için yeni atama yöntemi getiriyor. Artık dekanlar, rektörler tarafından değil, seçimle işbaşına gelecek.
Meclis'in bakanları seçip başbakanın önüne koyması gibi bir şey...
Dünyada hiçbir üniversitede görülmeyen otoriteyi yıkan ve kaos yaratacak bir yöntem...
Bizi arayan bazı öğretim üyelerine yönelttiğimiz sorular ve yanıtları özetle şöyle:
Hükümet YÖK'ü tamamen kaldırmış mı oluyor?
- Anayasa değişikliği gerektiğinden YÖK korunur gibi yapılıyor. Ancak teşkilat yapısı tümden değişmiş oluyor. YÖK Genel Kurulu'ndaki üye sayısı 22'den 17'ye indiriliyor. Geçici bir madde ile halen görevde olanlar görevlerini bitirmiş sayılıyor.
53 REKTÖR GİDİYOR
Kaç rektör görevden gidiyor?
- Cumhurbaşkanı Ahmet Sezer'in uyarına rağmen, üniversitelerin örgütsel çatısı Üniversitelerarası Kurul'dan kaçırılmış bir tasarı; tam bir tasfiyeyi öngörüyor. Bu şekliyle devletin 53 üniversitenin rektörüne kapı gösteriliyor. Yeni seçimde de YÖK devre dışı bırakılıyor; en çok oyu alan iki aday doğrudan Cumhurbaşkanı'nın onayına gönderiliyor.
YÖK Başkanı Kemal Gürüz ne oluyor?
- Türbanı üniversitelere sokmayan, disiplin suçlarında affa karşı çıkan, derslerde şeriat propagandası yapanların önünü kesen kim varsa gidiyor; Kemal Gürüz'den başka tüm YÖK üyeleri de düşürülüyor. AKP'nin kendi YÖK'ü geliyor.
SEÇİM ARENASI
Üniversiteler herhangi bir okul değil; toplumun aynası değil mi?
- Sözüm ona demokrasi, özgürlük adı altında güya 'reform' yapıyorlar; neden gizlice... Çağdaş ve gerçek akademik bir yapı, kadrolaşma ve türbanla sağlanamaz.
Yasa çıkarsa üniversitelerimizi ne bekliyor?
- Rektörlerden başlayarak ana bilim dalı başkanlıklarına kadar herkesin seçimle göreve gelmesi hükmü getiriliyor ya... Yeni ders döneminde üniversitelerimiz seçim arenasına dönüşecektir.
Disiplin yönetmeliği...
- YÖK'ten alınıp üniversite idarelerine yani kendi seçtirdiği rektörlerin yetkisine bırakılıyor. Eh artık türban da serbest kalabilecek; Anayasa Mahkemesi'nin kararına rağmen... Kurnazlık şu, yaratılan uygulama boşluğu ile türbana göz yumulması sağlanacaktır. Doğrusu bir sistem yıkılıyor. Demokrasinin bir sistemler bütünü olduğunu düşünemiyor AKP...
77 rektörden sert bildiri geliyor
Bu taslağı kim tartıştı; kimlerin haberi oldu?
- Yandaşları dışında kimseden görüş ve öneri almadan gizli kapaklı yaptılar. Bakanlar Kurulu'ndan sonra doğrudan Meclis gündemine getiriyorlar. AKP iktidar olma ile muktedir olmayı karıştırıyor. Uzlaşma kültürüne sahip değiller. Bu oldu bittiye karşılık, eskiden YÖK'e karşı olanların solcusu da sağcısı da, mevcut yapının korunmasını savunur hale geldiler. Tayyip Erdoğan ve bakan H. Çelik'in, 12 Eylül döneminde bile YÖK'ün bir yıl tartışıldıktan sonra çıktığını bilmesi gerekiyor. Reformda herkes hemfikir ama böyle gizli kapaklı, hele hilkat garibesi gibi bir taslak değil... Üniversitelerin asıl sorunu mali reform; niye gündeme getirilmiyor? Konu, lisede sınav sistemini değiştirmeye, kitap yazdırmaya benzeyen bir olay değil... Türkiye'nin geleceği ile ilgili büyük kaygı ve kuşku yaratan, üzücü ve esef verici bir dayatma... Cumhuriyet üniversiteleri böyle bir muameleyi asla hak etmemişlerdir. Hükümet bu işin altından kolay kolay kalkamaz...
77 üniversitenin rektörlerinden oluşan Üniversitelerarası Kurul'un olağanüstü toplanarak tasarıya karşı sert bir bildiri yayınlacağı bildiriliyor.
Ordunu küçük düşürürsen...
DIŞİŞLERİ Bakanı Gül, ‘‘Dünyanın en kuvvetli ordusuna böyle yapılamaz’’ diyor.
Yaparlar, yaparlar!..
Peki, dünyanın en kuvvetli ordusunu MGK'dan silmek, asker sayısını azaltmak, laiklik konusunda çatışma çıkartmak ve küçük düşürmek isteyen sizler değil misiniz?
Orduna çatıp sürekli AB'ye şikayet ederseniz sadece Amerika değil başka ülkelerin de daha neler yapacaklarını hep birlikte göreceğiz Sayın Gül!..
Sizi ancak Erbakan paklar!
Ayşe ÖNDER-İSTANBUL
Biliyor musunuz?
KTHY'den, üç ay içinde yetersiz olduğu anlaşıldığından Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından istifa ettirilen Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Zafer Yıldırım'ın, görevde kalması için Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın ısrarcı olduğunu, ancak Lefkoşa'da KTHY Genel Müdürlüğü'nde çalınan dört koli dosya ve Yıldırım'a yakın 5 kişinin gözaltına alınması karşısında bu ısrarından vazgeçmek zorunda kaldığını... Bu arada KTHY Yönetim Kurulu üyesi olup, aynı zamanda Ulaştırma Bakanı'nın 'havacılık' danışmanı olarak gösterilen eski polis Celal Akbulut'un Yönetim Kurulu Başkanlığı'na getirildiğini, ısrarlara karşın Genel Müdürlüğü kabul etmediğini...
Biliyor musunuz?
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Ahlak düzeni sağlam olmayan ve soyguncularıyla başa çıkamayan toplum ruhunda arta kalmış vahşet hissinin de baskısıyla haydutlarına karşı hayranlık duyar.’’
(A. Maurois)
MESAJ PANOSU
SATIŞI gündemde olan TBMM lojmanlarının tam karşısında 'Yargıtayevi' adı altında iki ay önce bir inşaat başladı. AKP bir taraftan tasarruf diyor; bir taraftan da yeni harcamalar yapıyor. Bu durum, perhiz ve turşuyu hatırlatmıyor mu? Yoksa dostlar alışverişte görsün mü demek gerekir.