Bölük'ün iddialarını bir hukukçuya aktardık. Ona şöyle dedik:
‘‘Bölük yaptığı açıklamada; 'Kaderleri siyasetin ağırlığındaki HSYK'nın elinde olan yargıçlarımız nasıl bağımsız karar verebilecekler, adalet nasıl yerine gelecek?'
diyor. Ayrıca İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi Savcısı İlker Yaşar'ın, Erdoğan ve Gürtuna'nın aralarında bulunduğu bazı sanıkların haklarında yeterli delil bulunmadığını belirterek beraatini istediğini duyuruyor.’’
- Savcı isteyebilir ama mahkemeye delil olarak sunulan 173 klasör var. Buradaki belgelerde; Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Başmüfettişi
Doğan Atamer'in raporu,
Sedat Abdullah Arısoy başkanlığında Maliye Bakanlığı hesap uzmanlarının incelemeleri, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişi
Candan Eren'in tevdi raporu, İstanbul DGM Savcıları
Abdülaziz Özatlan ile
Kaya Kabacaoğlu'nun soruşturmaları, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı
Sabih Kanadoğlu'nun görevsizlik kararı ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcıları
Erol Canözkan, Rasim Işıkaltın ve
Hüseyin Yıldız'ın iddianameleri sanıklarla ilgili suçlayıcı ifadelere yer veriyor.
İhaleye fesat karıştırıldığı iddiası da var...
- Evet... 72 sanıktan bir kısmı için ihaleye fesat karıştırdıkları iddiasıyla ceza istenirken, onların amiri ve onay mercii durumundaki sorumlular hakkında beraat isteniyor. Bu durumun açıklaması savcının verdiği mütalaada gerekçelendirilir. Mahkeme heyetinin, savcının görüşüne uygun ya da aksi yönde vereceği kararla, ortada bir çelişki olup olmadığını kamuoyu görecektir.
Yeni duruşma ne zaman?
- Geçen hafta çarşamba günü ikinci duruşma yapıldı.
Ali Müfit Gürtuna ilk kez çıktı.
Tayyip Erdoğan'ın, duruşma dışı mesai bitimine yakın saatlerde geldiği
Adliye'de gazetecilerin alınmadığı üç ayrı mahkemede ilk sorgusu yapıldı. Mahkeme, adliye tarihinde az rastlanır bir kararla duruşma tarihini bir hafta sonraya -yarına- bıraktı.
Bu kısa süreli duruşma tarihi, o gün karar verileceğini mi gösterir?
-
Savcıdan görüş istenmesi mahkemenin delil toplama sürecini tamamlayıp dosyayı karara bağlama iradesini gösterir. Bundan sonra sanıkların ve avukatlarının son savunmaları alınır ve mahkeme kararını açıklar... Bu karar da muhtemelen yarın çıkabilir.
Dinçerler’den Bildirici’ye yanıt
FARUK Bildirici'nin
‘‘Hanedanın Son Prensi’’ kitabından aktardığımız
'Selametçi Dinçerler' sözüne alınan Milli Eğitim eski Bakanı
Vehbi Dinçerler, ‘‘Kim yazarsa yazsın bu bir iftiradır, çünkü
Dinçerler bir gün bile ‘selametçi' olmamıştır’’ dedi ve şöyle devam etti:
‘‘Selametçilik suç veya kötülük de değildir, nitekim
Keçeciler de,
Turgut Özal da selametçi olmuşlardır. Zaten selametçilik kötü, suç veya yanlış olsaydı her şeyini pek beğendiğiniz bizim ise muhalefet edip ancak ‘itirazcı' olarak yönetiminde birlikte olduğumuz
Mesut Yılmaz, Özal'ın başbakanlığını ve parti genel başkanlığını kabul eder miydi?
Madem selametçiler ona zarar verirmiş, bu yüksek makamları kabul etmezdi efendim, etseydi tutarsız olacağından korkar, kendisini beğenen isimleri elbet üzmek istemezdi.
Ayrıca
Keçeciler kendisine bu kadar zarar verdiyse
Mesut Bey iktidarının son güne kadar en mahrem devlet ve parti işlerinde
Keçeciler'i neden yanında tutmuş?
Selametçi oyları getirsin diye mi?
Diyeceksiniz ki
Faruk Bildirici öyle yazmış; ben sadece aktardım. O zaman bunları da aktarır mısınız?
Faruk Bildirici kitabında
Vehbi Dinçerler'in görüşlerine yer verebilmiş mi?
Dinçerler'den rica etmesine rağmen sonradan niye fikrini sormaktan vazgeçmiş? Nasıl olmuş bu iş sorar mısınız?
Üstelik 83'ten sonra hemşeriyiz diye mülakat istemeye gelen ve
Ata Aksu gibi Gaziantep Milletvekillerini araya koyan çalışkan bir gazeteci kimliğini unutarak hakkımızda hüküm verenlerden biridir
Bildirici... Versin, ama bizim görüşümüzü de yazsın isterdim.’’
Yunanistan’a çevre tazminatı
LÜLEBURGAZ'dan
Hakan Dedeoğlu, Çevre Bakanı
İmdat Sütlüoğlu'na soruyor:
‘‘Trakya'nın orta yerinde 600 tekstil fabrikası var; bunların 300'e yakını boyama tesisi... Bu korkunç bir şey.
Ergene'nin hali perişan; zehir akıyor. Bunu hep gündeme getiriyoruz. Ayrıca Meclis'te bir araştırma komisyonu oluşturulması ilk kez konunun ciddi boyutlarda gündeme getirileceğini gösteriyor.
Ancak bir şey duyduk; biz
Ergene'yi kirlettiğimizden
Yunanistan bizi
AB'ye şikáyet etmiş; bize de ültimatom çekmişler...
(Bizim, Kars'ta Ermenistan'ın sınırımızdaki nükleer santralı şikáyet ettiğimiz gibi...)
Şimdi soruyorum;
Yunanistan'a bu konuda bir tazminat ödüyor muyuz?’’
Soru ciddi; durum bu noktalara geldiyse vahim...
Anamızı seviyorlar
Kapımızda savaş /Geliyorlar yavaş yavaş /Meclis dikimevi /Vekiller olmuş terzi /Kanunlar da kumaş /Provası muhalefetten /Ölçülerine göre kesip kesip dikiyorlar.
* * *
Bir Karaoğlan çıktı /Millet canından bıktı /Sosyal demokratları tuzla buz etti /Ampulü icat etti /Edison'un ruhu şád olsun /Müftü ampulden kadı ampulden anamızı seviyorlar.
* * *
Vergiye yüzde elli /Maaşlara yüzde altı /Haftada bir öğle yemeği /On günde bir kahvaltı /Gaza zam mazota zam /Hortumu, talanı, vurgunu yükle yurdum insanına /Sessiz soluksuz nasıl olsa çekiyolar.
Erol ERDİNÇ-ANKARA Biliyor musunuz
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi'nin 31 Aralık günü, belediyenin
BİT'lerine 107 trilyonluk;
'İstanbulluluk Bilinci' adlı bir araştırma için de
GENAR şirketine 6 trilyonluk ihale verildiğini...
Biliyor musunuz?