Talimatlandırılmış ‘milli irade’ budur

TORBA Yasa’nın beşinci bölümü sonunda görüşmeler ekim başına ertelenerek, TBMM tatile girmiş... Daha önce torba yasa tasarısı kanunlaştıktan sonra tatile gireceği açıklanan Meclis, karar değiştirmiş...

Haberin Devamı

Karar değiştirmesindeki esas sebebin, AKP kongresine kadar, partide doğabilecek hizipleşmenin önlenmesi olduğu anlaşılıyor. AKP Merkez Yürütme Kurulu, Gül ile köşe kapmaca oynayıp, kongre tarihini, Gül’ün cumhurbaşkanlığını devredeceği tarih olan 28 Ağustos’tan bir gün önceye çekti. Gül partiye dönme kararını açıkladı, ama kongre tarihi, dönüşü başka bahara bıraktı. Milletvekillerinin de kongre öncesi kafaları karışmasın diye, bölgelerine gitmeleri uygun görülmüş...
Torba yasa, Soma faciasının mağdurlarının durumlarını düzeltmek için gündeme geldi, aciliyeti olduğu için de genel kurul yaz tatilinde de çalışma kararı aldı. Bu karardan dönmenin yasama faaliyeti bakımından uygun olmadığı açık... AKP kongresi nedeniyle, genel kurulun tatile sokulması ve milli iradenin temsilcilerine, “Ankara’da yaramazlık yapmayın, bölgelerinize gidin” talimatı verilmesi, milli irade kavramına yeni bir usul eklemiş oldu, ‘talimatlandırılmış milli irade!’
Lütfullah İMANLI

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ

“Uyanık bir tek adam, uyuyan binlerce kişiden daha güçlüdür.” (S. Carnot)

CHP sağda mıdır, solda mıdır

CHP sağda mıdır yoksa solda mı? Kılıçdaroğlu’nun içinden çıkamıyacağı bir ideoloji sorunu ortaya çıkmıştır. Aslında CHP’nin bu günkü tüzüğü ile demokrasinin prensiplerini uygulayan bir parti olduğu da söylenemez.
Atatürk’ün koyduğu ilkeler çiğnenmiş, Pensilvanya’dan direktif aldığı izlenimi ortaya çıkmıştır.
Cemaatten medet umulmasında Kılıçdaroğlu sorumlu değil midir?
Hakiki demokrasilerde belediye başkanı ve milletvekili seçimlerinde adaylar, parti başkanları ve çevresi tarafından değil, yapılan bir önseçim ile ortaya çıkar. Partiyi bir arada tutan, partinin ilkeleridir. Önseçimle belirlenen adaylar artık kendi vicdanlarına göre hareket ederler. Acaba bir sonraki seçimde Parti Başkanı beni tekrar aday gösterecek mi diye endişeleri kalmaz. Biat sistemi ortadan kalkınca, defalarca seçimleri kaybeden Parti Başkanı sandalyesinde oturamaz. CHP’yi diğer partilerden ayıracak en mühim ilkelerden biri de partinin; ‘tek adam’ partisi olmayıp, adaylarını halkın seçtiği parti olmasıdır. CHP içerisinde Atatürk ilkelerine bağlı, laik bir cumhuriyeti savunan Emine Ülker Tarhan, Nur Serter, Süheyl Batum, Muharrem İnce, Aylin Nazlı-
aka gibi çok değerli politikacılar, şimdi artık defalarca seçimlerde yenilgiye uğrayan Kılıçdaroğlu’nun bu gemiyi iktidara taşıyamayacağını anlayıp çok haklı olarak istifasını istemişlerdir. CHP’nin kemikleşmiş yapısı değişmediği takdirde onlara; Atatürk’ün izinden giden, laiklilikle ilgili taviz vermeyen yeni bir parti kurmalarını öneririm.
Yılmaz EROLGAÇ

Haberin Devamı

Korkusuz dört kadın!

KILIÇDAROĞLU’nun gitmesini isteyen altı milletvekilinden (Emine Ülker Tarhan, Süheyl Batum, Birgül Ayman Güler, Dilek Akagün Yılmaz, Nur Serter, İsa Gök) dördü kadın. Anlaşılacağı üzere CHP’ye kadın eli değecek. Yürekler mangal gibi... Gelecek seçimde seçilir miyim, seçilmez miyim kaygıları yok. Aman genel başkanla iyi geçinelim de koltuğumuzu garantiye alalım, düşüncesinden uzaklar. Her türlü koşulda gerçeği söylemeyi bir vicdan, bir vatan borcu olarak bellemişler. Cumhuriyet’in ilkelerine bağlılığı, günlük siyasal çıkarlardan üstün tutmaktalar. Öncelikle bu altı milletvekilini cesaretleri, yurtseverlikleri, CHP’nin tarihine sahip çıkma anlayışları nedeniyle kutluyoruz.
Sayın Emine Ülker Tarhan liderliğinde başlatılan CHP’yi yeniden kazanarak Cumhuriyet’in partisi yapma savaşımına omuz verilmeli. Cumhuriyetimiz, bağımsızlığımız, yurttaşlık haklarımız, özgürlüğümüz, vatanımız mı önemli yoksa okyanus ötesinden dayatılan ve CHP’yi BOP’a eklemlemek isteyen yeteneksiz bir başkanın koltuğunun koruması mı? Karar verme zamanıdır. Tarih önünde, vicdanımızla...
Adil HACIÖMEROĞLU

Haberin Devamı

Seçim bitti ‘torba’ gitti!

SOMA faciasından sonra madende çalışanların iş güvenliği ve çalışma süre ve koşullarını düzelten torba yasa her nedense birdenbire ortadan kaldırıldı. Oysa ana gerekçesi dışında ve seçim süresince Meclis hep açık tutulmuş tatile çıkmamıştı! Akla gelebilecek her konuda ne var ne yok ‘torba’ya devamlı tıkıştırılmıştı. Hatta bir ara bu yasanın seçim sürecinde her bölgeden gelen taleplerin de ilavesi ile bir başka dengesiz seçim mücadelesi olarak kullanıldığı bile dillendirilmişti.
Şimdi ise bir anda gene iktidar partisinin verdiği bir önerge ile TBMM tatil kararı alıp, torun torba orta yerde bırakıp gittiler!
Oysa bu torbanın içinde neler yoktu neler?
Emeklilerden memurlara zam bekleyenler mi dersiniz? Ceza ve vergi afları mı dersiniz? Anlayacağınız yok yoktu? Bu tasarıyı seçim öncesi meclise hükümet yani başbakan göndermişti. Şimdi ekim ayı beklenecek ve eğer kabul görürse gene Çankaya’da cumhurbaşkanı onaylayacak! Yani ‘Kendir pişir kendin ye’ ya da ‘Minareden at beni in aşağı tut beni’.
Gözünü sevdiğim ülkemin güzel demokrasisi! Kazım Çiloğlu

Haberin Devamı

Türkler, Araplardan daha ders almadı mı

ARAPLAR için Atatürk diyor ki:
“Arapların Avrupa siyasetine nüfuz edemeyip bu sözde istiklal kelimesine inandıkları ve bu uğurda Arap memleketlerini Avrupa emperyalizmine esir kıldıkları çok şayanı teessüftür. Arapların arasında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez. Biz vakıa birkaç sene Araplardan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kâfi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyet’in mukaddes yerlerinin Musevilerin ve Hıristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız. Binaenaleyh şunu söylemek istiyoruz ki; buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet’e lakayt olmakla itham edildik. Fakat bu ithamlara rağmen peygamberin son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima İslam hâkimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dökmeye hazırız. Cedlerimizin, Selahaddin’in idaresi altında, uğrunda Hıristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda yabancı hâkimiyet ve nüfuzunun tahtında (altında) bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar bugün, Allah’ın inayeti ile kuvvetliyiz. Avrupa bu mukaddes yerlere temellük etmek için yapacağı ilk adımda bütün İslam âleminin ayaklanıp icraata geçeceğine şüphemiz yoktur.”
Hadi cevap verin bakalım.

Yazarın Tüm Yazıları