Paylaş
Gençler sucuklu yumurta istemiyor ki...
Lideri başta olmak üzere AKP iktidarının kurmayları yaptıkları talihsiz değerlendirmelerle arzu edilmeyen gelişmelere neden olabileceklerini akıllarına bile getirmemişlerdir ne yazık ki... Gençleri incitmekle yetinmeyen iktidarın, ayrıca onlara tehditler yağdırıyor olması anlaşılır gibi değildir. Hırpalanan öğrencilerin ellerinde taşıdıkları dosyayı okumaksızın, onlarla diyaloğa girmeksizin, “Biz onları ve arkalarındaki gücü biliyoruz, elimizde belge var” gibi peşin hüküm taşıyan bir yaklaşımda bulunmaları ise düşündürücüdür.
Egemen Bağış’ın İstanbul’da ezilen öğrencilerin polise uyguladıkları şiddeti(!) kınıyorum, dedikten sonra, atılan yumurtalar için “Söyleselerdi ben de sucuk getirirdim” söylemi kadar Burhan Kuzu’nun “O yumurtaları atacağınıza yeseydiniz, belki beyniniz gelişirdi” diye çıkışması gençler üzerinde ne gibi bir olumlu etki yaratır, bilmiyorum. Kırılmış ve kızgın gençlere Süheyl Batum’un ‘faşistler’ yaklaşımı da, Devlet Bahçeli’nin “68 olaylarını anımsatıyor” demesi de talihsiz bir yaklaşımdı.
Hayır, beyler, bu gençlerle alay etmeye hakkınız yoktur. Bu gençlerin istediği şeyin sucuklu yumurta olmadığını anlamayacak kadar aklınız yoksa eğer, sessiz kalarak da bir yaklaşım sergileyebilirsiniz. Olayları irdeleyip, iyi analiz yapabilecek toplumbilimcilere yönelmek düşüncesi de kâhin olmayı gerektirmez. Ayrıca, elimizde bilgi ve belge var söyleminden iğrendirdiğiniz bu toplumun zekâsını küçümseyerek her istediğinizi yapabileceğiniz düşüncesini de terk etmelisiniz. Çünkü bu yöntemle yürütmeye çalıştığınız peynir gemisi kokmaya başladı.
Elbirliği ile sürü haline getirdiğimiz gençlerin ‘geleceğimiz’ olduğunu unutmamalıyız, onları özgür bireyler olarak koruyup kollamamız, onlara sevgi ve anlayışla yaklaşarak yardımcı olmamız gerekirken, suçlayıp-incitmek ve potansiyel tehlike gibi algılamak körlüğümüzün belirtisidir diye düşünüyorum.
Ferruh SİDAR
GÜNÜN SÖZÜ
“AKP maneviyata hizmet ediyorum gibi görünerek Siyonizm’in planıyla oy alma çabasında fakat milletimiz görecektir ki AKP içi saman dolu bir kuştur, SP de bu kuşun canlısıdır!”
(Necmettin Erbakan)
DM, Almanların gözünde tütüyor
ALMANLAR uzunca bir zamandır eski para birimlerine özlem duyuyor. BBC Türkçe servisinde önceki akşamki bir haber bunun kanıtı.
“Yaklaşan Noel için hediyelik eşyalar satan pazarlarda dolaştığınızda, bazı tezgâhlarda Alman Markı’nın kabul edildiğini görüyorsunuz. Örneğin meşhur Alman sosisi ‘bratwurst’leri Alman Markı vererek satın alabiliyorsunuz, dükkân sahibi parayı sizden gülümseyerek alıyor, çünkü sonra bankada Almanya’nın mevcut para birimi Euro ile değiştirebiliyor.
Ama Alman Markı’na duyulan özlem artarken, Euro’ya duyulan güvensizlik de büyüyor.”
Euro’ya bakış, ciddi kriz yaşayan Yunanistan ve İrlanda ekonomilerini kurtarma paketleri sonrası bir hayli sarsıldı. Akla gelmeyen şeyler konuşulmaya başlandı. Euro’nun geleceğine yönelik tartışmalar başladı.
Bazı işadamları, Euro’nun “bilhassa Almanya gibi Kuzey Avrupa ülkelerinden Avrupa’nın güneyine, özellikle Yunanistan ve belki Portekiz gibi ülkelere nakledilen bir yapıya bürünebileceği” uyarısında bulunuyor.
Ancak ne olacağının yanıtını henüz kimse veremiyor.
‘İSFALT’ta yanlış uygulama yok
BÜYÜKŞEHİR, Berhan Şimşek’in, İSFALT AŞ’nin aldığı ihaleleri taşeronlara verdiği ve aradaki farkın birilerine aktarıldığı yönündeki iddiasının gerçeği yansıtmadığı belirtildi. “Usulsüzlük iddialarına kaynak gösterilen SGK müfettiş raporlarının şirketlerin aldığı ihalelerdeki işçilikler için ödenmesi gereken asgari prim miktarları ile ilgili olduğu, bu konuda İSFALT ile ilgili herhangi bir usulsüzlük ve yanlış uygulama yapıldığına dair bir ifadenin yer almadığı” belirtilerek özetle şöyle deniliyor: “İhaleler KİK esaslarına göre yapılmaktadır. Bütün işler sadece taşeronlara yaptırılmış gibi gösterilmektedir. Ancak taşeron firmalara işlerin sadece uygulaması yaptırılmıştır. İşler kapsamındaki tüm asfalt üretimini (hammadde, yönetim, organizasyon) ise İSFALT yapmıştır. İddiada bu asfaltın hammadde ve üretim bedellerinin hiçbiri gözönünde bulundurulmamıştır. Dolayısıyla da ‘Aradaki 263 milyon nereye gitti?’ sorusu yersizdir. İhalelerin, iş artışları ve fiyat farkları da dâhil olmak üzere gerçekleşen toplam tutarı 442.3 milyondur. Bunun 261.8 milyonu İSFALT’ın giderleri, 149.6’sı ise taşeron giderleridir.”
(Konu ile ilgili detaylı mali tablo İSFALT sitesinden görülebilir.)
Ergenekon’a tertip olamaz mı
EL KAİDE bağlantılı, sabıkalı, bindikleri minibüsün üzerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin görevli kartı bulunan kişilerin Maltepe’de 4. Filo Füze Komutanlığı’na girdikleri için tutuklanma haberini okuyunca CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü’nün aklına şu düşmüş:
“Haberi okuyunca önümüzdeki günlerde bu şahısların yakalandığı askeri alandan da Ergenekon davasına konu olabilecek gömülü silah ve mühimmat çıkabileceğini düşünüyorum. Artık bunlara şaşırmıyoruz. Geçmişi düşününce askeri bölgelerde çok eskiden gömüldüğü iddia edilen yeni tarihli gazetelere sarılı silahların ve mühimmatın nasıl oralara nasıl konulduğu konusu biraz olsun aydınlanmış oldu. Önce silahlar birileri tarafından gömülüyor, sonra savcılarımıza ihbar geliyor ve polis gidip elle konmuş gibi silahları buluyor. Bunlar hukuk devletinde insanların hangi koşullarda yargılandıklarını ve mahkûm olduklarını açıkça ortaya koymaktadır.”
Çevresel tepkiler
- ALLİNOİ Girişim Grubu’nun, İstanbul Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi Karaköy binasında gerçekleştireceği etkinliklerin, 12 Aralık Pazar 15.00’te Taksim tramvay durağından ‘İzin vermeyeceğiz’ yürüyüşü ile başlayıp 13 Ocak 2011’de sona ereceğini (allianoigirisimgrubu.org)...
- ÜÇÜNCÜ Köprü Yerine Yaşam Platformu, Sulukule Platformu, Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu, Toprakların Kardeşliği Platformu, DİSK, CHP, EDP, EMEP, ÖDP, TKP, Yeşiller Partisi örgütleri ve çok sayıda kitle örgütü, aydın ve sanatçının 26 Aralık’ta Kadıköy’de, 3. Boğaz Köprüsü projesi ve ‘Tabiat Varlıklarını ve Biyoçeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı’na karşı miting düzenlediğini...
Paylaş