Susuzluğun sorumlusu halk değil

SEÇİMLER bitti ’susuzluk’ kavramıyla başbaşa kaldık. İşte en büyük şehirlerimiz olan İstanbul ve Ankara’nın durumu ortada.

Peki, ülkede su yok mu?

Başta Karadeniz olmak üzere, tüm Anadolu’da yüzlerce, binlerce dere, nehir, çay boşu boşuna gider denizlere akar. Bunlara ne gem vurulur, ne ıslah edilir, ne de kontrol altına alınır.

Akdeniz’e akan Manavgat suyunu bir ara İsraillilere pazarlamaya kalkıştılar. Oysa bu su Ankara’ya 500 kilometre uzaklıkta. Bu iş Hazar Denizi’nden, Karadeniz altından mavi akım getirmekten zor bir durum mu?

Susuzluğun tek sorumlusu Belediye Başkanlarıdır. Suyla ilgili herhangi ciddi bir altyapı çalışmaları olmamış, kalıcı, uzun vadeye dayanan fizibiliteler hazırlamamışlardır.

Devlet Su İşleri Eski genel Müdürü televizyonda diyor ki:"Belediyeleri defalarca uyardık. Program yapın dedik... Dinlemediler..."

Aldıkları yanıt şu olmuş :

"Su öncelikli problemimiz değil... Önce metro yapmalıyız, falan, filan..."

Şimdi kıvranıyorlar... Küresel ısınma bahanesine sığınıyorlar. Olmadı, su savurganlığı var diye suçu halkın üzerine atmaya kalkışıyorlar. Hatta modern şehirlerde oturanları, yağmur duasına postalamaya çalışıyorlar.

Tüm dünyada oluşan küresel ısınma gelip de Türklerin başında mı patlıyor? Paris’te, Londra’da, Münih’te, Moskova’da, Atina’da niye su sıkıntısı yok?

Çünkü; oranın belediye başkanları yer üstünde şov yapmak, rantiye yaratmak yerine, yer altında plan, proje yaptılar.

Her yıl, yüz binlerce yeni konut alanı yaratıp, oy uğruna varoş mahalleleri uyduracaksın, hem de onların ihtiyacı olacak olan su konusunda gerekli yatırımları yapmayacaksın.

Peki, halk ne yapıyor? Bunlara inanıp, küresel ısınma var diye ’bidon’ peşinde koşuyor.

Bidonu ne yapacaksın? Su olacak ki, içini doldurasın... Zaten su olsa, bidon almana gerek kalmayacak!

Kandırmaya ve kandırılmaya ne kadar meftun bir milletiz!

Türkler kendi tutumlarıyla, seçtikleriyle, peşlerinden koştuklarıyla bu susuzluğu hak ediyorlar!

C.M.Y.

Trafik çilesine karşı önerimdir

A.AYRANCI’da oturan bir vatandaş olarak sesimizi duyurmanızı istiyorum. A.Ayrancı’da hiç böyle bir trafik çilesi yaşanmamıştı, ta ki Kuğulu Kavşakları yapılana kadar... Üstelik bizi hiç ilgilendirmeyen Atatürk Bulvarı’ndan en zaralı çıkan A. Ayrancı oldu. Semti terk etmek ve giriş yapmak bir çile adeta. Sabahları daracık Kuveyt Caddesi’nde Şili Meydanı’na çıkmak için bekleyen araçlar, akşamları Güvenlik-Mesnevi arasında araç konvoyları, semtin yarısına uğramadan çıkış yapan otobüsler... O kadar çok sorun çıkardı ki bu kavşak, şikayet dilekçem sayfalarca. Ancak Büyükşehir’in Trafik İşleri Dairesi Başkanlığı tüm şikayetlerimize kulaklarını tıkıyor. Kuğulu Kavşağı yıkılıp eski haline dönmeyeceğine göre aşağıdaki düzenlemeler yapıldığı takdirde A.Ayrancı trafiği rahatlayacağını iddia ediyorum:

1- Farabi ve Alaçam sokaklarının yönü Güvenlik Caddesi’nden Cinnah’a doğru değiştirilmeli. Bu sayede Güvenlik-Mesnevi arasındaki araç konvoyu sona erecektir. Zira bu sıkışıklığın %70’i Farabi’den Güvenlik Caddesi’ne giren araçlar oluşturmaktadır. Şu andaki durumda Yeşilyurt, Farabi ve Alaçam Sokaklarının tümü Güvenlik Caddesi’ne akıyor ve problem bundan kaynaklanıyor.

2- Mesnevi’den Güvenlik’e gelirken Kuveyt Caddesi’ne kadar olan kısım çift yönlü olarak düzenlenmeli, böylece yukarı çıkan araçlar akın halinde Mesnevi’ye birikmeyecek, yolun kapasitesi kadar ilerleyecek ve tıkanma olmayacaktır. Ayrıca, belediye otobüsleri sokak aralarından geçmek zorunda kalmaz ve sokaklarımız eski haline döner.

3- Son uygulamada tek yön yapılan sokakların çift yön haline döndürülmeleri gerekmektedir (Kuzgun Sokak). Sokaklardan otobüs de geçmeyeceğine göre böyle bir uygulamaya gerek yoktur. Çünkü şu andaki tek yön uygulamasıyla evlerimize ulaşmamız kısıtlanmıştır ve bu uygulama bizleri madden ve manen yıpratmaktadır.

Ebru PÖTÜRGELİ

Polis-medya işbirliği çözer bu sorunu

YAZ aylarını yaşadığımız bu günlerde sokaklarda tam bir maganda enflasyonu yaşanıyor. Magandalar, kendi mahallelerinde yapamadıklarını Bahçeli 7. Cadde’de, Tunalı’da, Kızılay’da rahat rahat yapıyorlar. Karşı gelenlere de saldırıyorlar. Geçen hafta Tunalı Hilmi’de, bu hafta da 7. Cadde’de benzer olaylarla karşılaştım. Üç-Dört kişilik maganda timi yollarda gezip bayanlara elle ya da sözle tacizde bulunuyorlar.

Kötü kötü müzikler de arabalardan son ses dışarıya çıkıyor.

Karşı çıkanları da bağırıp çağırıp sindiriyorlar ya da tekme tokat girişiyorlar. Sokaklarda eşimiz ve çocuğumuzla gezerken tedirgin oluyoruz. Heran bizim başımıza da bu tür olaylar gelebilir.

Bu tür magandaları emniyet, sivil polisler aracılığı ile saptasa, haklarında işlem yapsa bu başı boş cadde ve sokak magandalarının terörü biraz olsun azalır.

Bir ara basında bu tür ’şehir magandalarına hayır’ türünden kampanyalar vardı.

Medyaya yine çok iş düşüyor bu anlamda.

Orhan SAZLIK

KISA...KISA...

- YENİMAHALLE Suadiye Caddesi Ferhat Sokak ile Karabük Sokağın kesiştiği yerde 39 nolu apartman önünde 3 aydır kanalizasyonun sokağa akması nedeniyle sokağımız da bulaşıcı hastalık görüleceği korkusu var. Başvurmadığımız kurum kalmadı. Hergün asfalt dökerek göz boyamaya kalkanlar bu pislikle uğraşmak istemiyorlar. Başvurduğumuz kurumlar sadece arızanın büyük olduğunu, yolun çöktüğünü söylüyorlar. Çaresiz kaldık.

Hanife NAKIŞÇI

GÜNÜN SÖZÜ

"Gelecek kaderin değil bizim ellerimizdedir."

(Jean Jules Jusserand)
Yazarın Tüm Yazıları