Paylaş
Yeni trafik yasasında aşırı hız yapanlar, ehliyetsiz ve alkollü araç kullananlara ağır cezalar geliyor
YENİ yasa kabul edilirse trafik suçları da artık orman suçları gibi affedilemez olacak. Yani, hız kurallarını ihlal etmek, alkollü ve ehliyetsiz araç kullanmak artık ağır hapis ve para cezaları ile karşılanacak.
Araç kullananların bundan sonra yola çıkarken hata yapmamak, kurallara uymak için 10 kere düşünmesi gerekecek.
Avrupa ile uyumdan söz ediliyorsa bu uyumun önce trafikte olması gerekmiyor mu?
Kırmızı ışıkta durmak, sağdan gitmek bütün ülkelerde bir uyumsa bizde de olacak.
Avrupa'da bir trafik suçuna 5 milyar gibi ceza veriliyorsa, bizim 30-40 milyonluk cezalarla uyum sağlamamız olanaksız.
İngiltere'de alkollü bir sürücünün aracında 14 yaşında çocuk varsa cezalar bir kat artırılıyor. Bizde neden olmasın?
DSP İstanbul Milletvekili Ahmet Tan'ın günlerdir üzerinde çalıştığı Karayolları Trafik Kanunu'nun bazı maddelerinin değiştirilmesine ilişkin kanun teklifi artık Meclis gündeminde bulunuyor.
Tan, 1974'ten beri trafik kazalarıyla en çok ilgilenen gazeteci ve milletvekili olarak biliniyor. 32 yıldan beri de araç kullanıyor; dünyanın her yerinde direksiyon sallamış... Türkiye'de çok kötü ve sorumsuz araç kullananların sayısının ürkütücü olduğunu söylüyor: ‘‘Yıllar önce SBF'de okuyan 21 yaşındaki yeğenim sarhoş bir sürücünün tekerlekleri altında can verdi, sürücü bir gün bile hapis yatmadan serbest bırakıldı. Bu nedenle Sayın Boray Uras'ın acısını anlıyorum. Ne yazık ki, bugün protesto için bütün yolları kapsayacak kadar çok acılı anne-baba var...’’
TERÖRDEN FAZLA ÖLÜM
- Evet, yollara dökülemeyenlerin gözyaşları içlerine akıyor.
- İki dönemdir milletvekiliyim. İlk kez böyle bir kanunun çıkarılması için şahsen gazeteci olarak verdiğim mücadeleye üç hukukçu parlamenter arkadaşımızı da katarak, Meclis'e taşımanın artık zamanının geldiğini gördüm. Çünkü terör belası yatıştı, yatışıyor, enflasyonda da belli başarı sağlanıyor. Üçüncü büyük bela hiçbir şey yapılamayan trafikte...
Terörün 16 yılda 30 bin can aldığını, trafik canavarına ise her 6 yılda 30 bin can verildiğini anlatan Tan, ‘‘Trafikte de benzeri bir olağanüstü halin bu kez bütün ülkede ilan edilmesi gerekiyor. N. Kemal Atahan, Emin Karaa ve Ali Arabacı ile hazırladığımız yasa teklifinin bunu bir ölçüde sağlayacağına inanıyorum. Artık trafik suçlarında para cezası yeterince caydırıcı değil. Çünkü trafik suçunu işleyenler belli gelir düzeyinde olanlar, işsiz-güçsüz, öyle 30-40 milyon lira ile canı yanacak kimseler değil... Bu yüzden cezaların farklılaştırılması ve ağırlaştırılması şart.’’
Ahmet Tan, ağır cezaların gerekçesini şöyle açıklıyor:
‘‘Burada amaç, ehliyetin belirli sürelerle geri alınması ve sürücünün böylece suç işleme imkánından yoksun bırakılmasıdır. Buna bağlı olarak araca belli bir süre ile el konulması, en önemlisi trafik suçlarında ehliyetsiz araç kullanma, aşırı hız yapma ve alkollü araç kullanmada ‘paraya çevrilemez hapis cezası' verilmesi gerekiyor.
NÖBETÇİ ŞOFÖR
Bu ağır cezaların uygulanabilmesi için Trafik Kanunu'ndan başka Türk Ceza Yasası'nda da iki hükmün değiştirilmesini istiyor DSP milletvekilleri...
‘‘Yasa ne zaman çıkar?’’ diyoruz Tan'a...
‘‘Bu artık TBMM'nin çalışma düzeni içerisinde değerlendirilebilir. Milletvekili çoğunluğunun benimsemesi, İçişleri ve Adalet Komisyonu'nda sahip çıkmasıyla gerçekleşebilecektir bu yasa... Yoksa, her gün 15-20 ailenin perişanlığını okuyacağız.’’
Ahmet Tan, alkollü araç kullananlar için toplumda bazı önlemler alınması gerektiğini, örneğin taksi duraklarında ‘nöbetçi şoför'lerin görev yapabileceğini, böylelikle gençlere ve emekli polislere iş sahası açılabileceğini söylüyor.
- Bazı çevreler, cezalarla rüşvetin de artacağını söylüyorlar?
- Rüşvet her kurumda var. Ama kimse bir hukuk devleti olan Türkiye'nin şerefli ve onurlu yurttaşlarla bu ülkenin ayakta durduğu inancından vazgeçemez. Rüşvet alan polis de en az sarhoş ve sorumsuz sürücüler kadar büyük cezaya çarptırılmalıdır. Meclis bunun için de gerekirse başka önlemler alabilecektir.
Yeni memurlar
İnternette
DEVLETİN geçen ekim ayında yaptığı 1.425 bin kişinin katıldığı Devlet Memurları Giriş Sınavı'ndaki 70 puanlık barajı aşan 392.532 kişi memur olmayı bekliyor. Bunların durumu aynen üniversiteye girmek isteyen öğrenciler gibi...
Kurumların yaptığı sınavın ilk sonuçları nihayet bugün açıklanıyor. (Bakınız; (www. basbakanlik-dpb.gov.tr) ve (www. basbakanlik- gov.tr.)
Bu arada siyasi amaç güden bazı kişilerin ilk kez uygulanan sınav sistemine karşı maksatlı bir kampanya yürüttükleri ortaya çıktı. Devlet Personel Başkanı Nedim Kurtoğlu, ‘‘Objektif ve tarafsız bir değerlendirme yapıldığı sonuçlar açıklandığında görülecektir’’ dedi.
- Yeni sistemle şeriatçısı, Hizbullahçısı, teröristi devlet kadrolarına sızabilir mi bundan sonra?..
- Kesinlikle mümkün değildir... Siyasi veya kişisel amaçlı karalama kampanyalarının itibar edilecek tarafı da yoktur. Açıkça söylüyorum, sonuçlara hiçbir şaibenin karışmadığına ve bundan sonra da karışmayacağına emin olabilirsiniz. Zaten sonuçlar adayların denetimine açıktır, herkesin elinde de puanları vardır. En düşük puanları da açıklayacağız, herkes ne olduğunu görecektir. Ayrıca sonuçlar adaylara gönderilecektir.
- Ne kadar yeni memur alınıyor?
- 19.783. Bunlar 1999 yılında kullanılmayan kadrolar. Esas ağustos ayında 80 bin kişi daha yerleştirilecek, öğretmenler dahil... Öğretmenler için 16 Temmuz'da merkezi sınav yapacağız. Milli Eğitim'in alacağı öğretmen sayısı 25 bin dolayında.
- Personel Başkanlığı'nın kadrolarıyla ilgili eleştiriler var.
- Hepsi asılsız... Böyle bir sistem ilk kez uygulanıyor, ilk kez şube müdürlükleri kuruluyor, tabii deneyimli personel yeni oluyor. Kamu yönetiminde uzmanlık gerektiren bir şey de yok.
Ahtapotun beyni
Ankara'da...
‘‘SAYIN Tantan ve ekibi, 'Paraşüt Operasyonu' ile ülkemizi saran ahtapotun bir kolunu yakalamışlardır. Ancak ahtapotun beyni ve diğer kolları hálá ülkeyi sömürmekte, soymakta, vurgunlarına pervasızca devam etmektedirler. Ahtapotun beyni Ankara'dadır. Bu bürokrat çetesi, Doğal Altınbaş Holding benzeri yüzlerce organizasyonunun içindedir. Ancak ne hikmetse bunların bir türlü dokunulmazlığı vardır. İktidarlar değişir, bu ayrıcalıklı zümreye kimse dokunmaz. Vurgunu herkes bilir, fakat kimse üstüne gidemez. Tek istisna Tantan olmuştur. Ülkemizin kaynaklarını kurutan, Hazine'yi soyan, devletin binbir güçlükle topladığı vergileri peşkeş çeken bu çeteye dur demenin tam zamanıdır.’’
Bunları yazan bu işlerin nasıl kotarıldığını bilen Ankara'dan bir okurumuz. Bu konuda yazacak o kadar çok şey var ki... Bekleyin...
TEKİRDAĞ Ziraat Odası Başkanı Şerif Baykurt'tan çağrı: ‘‘Köşenizde belirttiğiniz üzere çiftçi gerçekten kafasına balyoz yemiştir. Üretici örgütü olan bizler, Ziraat Odaları olarak çiftçinin sesini duyurmak üzere 29.6.2000 perşembe günü Tekirdağ'da bir açıkhava miting düzenliyoruz. Hak arama mitingine bütün çiftçilerimiz, köylümüz ve halkımız davetlidir.
Paylaş