SSK'nın prim geliri 2002'de 9.6 katrilyondur. Prim gelirleri emekli aylıklarının % 98'ini karşılamaktadır. Bütçe tahminlerine göre 2003'te,
SSK'nın geliri 15.6 katrilyon, gideri 20.2 katrilyon, bütçeden karşılanacak açığı da 4.6 katrilyon olacaktır.
SSK'nın 2003 Haziran verilerine göre prim alacağı 4.2 katrilyondur ve % 69'u özel sektöre, % 22'si yerel yönetimlere, % 5'i kamu kuruluşları ve
KİT'lere ait olan bu alacak tahsil edilebilse, kurum 2003'te de açık vermeyecektir. Yerel yönetimlere tanınan bu ayrıcalıkla kurumun alacaklarının tahsil edilmesi yerine ötelenmesi, yani
SSK'nın aktüeryal dengesinin daha da bozulması söz konusudur. Yerel yönetimlerin kaynaklarını etkili ve verimli kullanması yerine palyatif bir yaklaşımla sorun derinleştirilmekte, içinden çıkılmaz hale getirilmektedir.
Kamu yönetimi kanunu ile merkezi devlet küçültülmekte, yerel yönetimlere ve özel sektöre işlev yüklenmektedir. Oysa ki, yukarıda görüldüğü gibi ülke nüfusunun yarısını kapsayan
SSK'da asıl sorun
özel sektör ve
yerel yönetimlerin prim borçlarını ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemeleridir. Zira prim alacaklarının % 90'ından fazlası
özel sektör ve
yerel yönetimlere aittir. Kamu kuruluşları ve
KİT'ler büyük ölçüde bu yükümlülüğü yerine getirmekte ve
SSK'yı ayakta tutmaktadır. Kamu yönetimi reformu ile sağlam olan bu kamusal ayak kırılmakta ve soruna neden olan yerel yönetimler ve özel sektör çözümmüş gibi ön plana çıkarılmaktadır.
Böylece toplumun yarısını kapsayan bir sosyal güvenlik sistemi de iflasa sürüklenmektedir. Ancak bu küresel denklemle yalnızca
SSK değil,
Türkiye iflasa sürüklenmektedir.
Vur tarıma
IMF ve Dünya Bankası'nın talimatları doğrultusunda
Türkiye tarımı yok edilmeye başlanırken, tarım alanları daraltılıp ürünlere kota getirilirken,
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) bugün işlevsizleştirilerek % 70 oranında küçültülüyor.
Bunun sonucunda
TMO'nun 11 bölge, 47 şube ve 132 ajans müdürlüğü ile 2 işletme müdürlüğü kapatılıyor. 3000 çalışanın geleceği belirsizliğe sürükleniyor.
TMO işyerlerinde örgütlü Tarım Orkam-Sen Genel Başkanı
Sezai Kaya, gelişmiş ülkelerin çiftçisini, ürün ve girdi destekleri ile ürün maliyetini % 70'e varan oranlarda desteklediğini, ülkemizde alınan bu karar ile çiftçimizin kaderine terk edildiğini belirterek şöyle diyor:
‘‘
ABD ve
AB ülkelerinin ürün stoklarını eritmek adına ithalat politikasının benimsenmesi uluslararası tekeller lehine bir tercih olup, kendi çiftçisini uluslararası tekellere kurban eden bir anlayıştir.’’
TMO'dan sonra
TİGEM'in kapatılmasını da göreceğiz.
Tarımımıza, hayvancılığımıza, ormancılığımıza kim sahip çıkacak?
Durak, anketle partisini seçtiriyor
ADANA Büyükşehir Belediye Başkanı
Aytaç Durak, ilginç bir kişiliktir. Bir dönem
DYP'den, iki dönem
ANAP'tan belediye başkanlığı yapıyor. Önümüzdeki seçimlerde hangi partiden aday olacak, kendisi için zor soru. Bunun için hangi partiden
-AKP, CHP, ANAP, DYP ve
GP- aday olmalıyım diye soruyor Adanalılalara...
Durak, bunun için 150 bin anket sorusu dağıtmış... Bütün partiler sonucu merak ediyorlarmış. Siyasetçiler diyor ki;
‘‘Durak böylece pazarlık gücünü artırıyor. Bu anket sonucunda en çok oy aldığı partinin kapısını çalıp beni aday yapın diyecek.’’
Bu arada
Çukurova-Hürriyet'in geçen çarşamba günkü 1. sayfasını
Atila Kuzucu adlı okurumuz fakslamış.
‘‘Umarım, Adana ve bizim başkan da ulusalda sizin sayenizde duyurulur’’ diyor. Manşette ‘‘Adana e molto Fortunata (Adana çok güzel)’’ deniyor.
Haber şu:
Türkiye ile iş yapan bir firmanın davetlisi olarak İtalyan gazeteci
Marco Merlini, Adana'ya gelmiş. Özellikle
'Yeni Adana'ya hayran kalmış; ‘‘
Avrupa'nın hiçbir kentinde suyla vatandaşı bütünleştiren bir yer bulamazsınız. Ben
Roma'da yaşıyorum, böyle bir yere (Seyhan Nehri'ne) gitmem için 300 km yol yapmam lazım’’ demiş. Gazeteci aynı zamanda
Comune di Grosseto Belediyesi'nin de basın müşaviriymiş. Belediyenin genel sekreteri de
Aytaç Durak'ı
İtalya'ya davet etmiş.
Partisini halka 'seçtirirken' bu haber
Durak'a büyük moral vermiş.
Ben áşığım Atatürk’e
BEN áşığım
Atatürk'e / Selam olsun
Cumhuriyet'e / Rehber oldun bu millete / Ben áşığım
Atatürk'e / Selam olsun
Cumhuriyet'e
* * *
Sakarya'dan
Çanakkale'ye /
Dumlupınar Kocatepe / Ben áşığım
Atatürk'e / Selam olsun
Cumhuriyet'e
* * *
Düşman kovdun söke söke / Yobaz ezdin tepe tepe / Ben áşığım
Atatürk'e / Selam olsun
Cumhuriyet'e
* * *
Hüseyin'em
Türk milleti / Sanma ki kaderin kötü / Yaşatırsan
Cumhuriyet'i / Sen görürsün fazileti
Hüseyin SAĞIR F. Bahçe parkındaki ahşap köşk
KADIKÖY Fenerbahçe mahallesinde bulunan ve
Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu tarafından işletilen
Fenerbahçe Parkı girişinde
‘Piramit Taksi’ tarafından kullanılan küçük Taksi durağı kulubesi; son bir aydır hummalı bir çalışma ile 6x6 metrelik bir alanı kapsayacak şekilde, beton temelli ve tuvaletli olarak, adeta bir ahşap köşk şeklinde yeniden, inşa ediliyor.
İnşaatın ne olduğuna dair herhangi bir bilgi ve izin yazısı görülmüyor. Bu inşaatla ilgili
Kadıköy ve
Büyükşehir Belediyeleri'ne yaptığımız başvurulara da bir cevap alamıyoruz.
İstanbul'un göbeğindeki
Fenerbahçe Parkı gibi turistik yere böyle bir inşaat yakışmıyor.
Mehmet GÜREL Uyarı
TÜKETİCİLER Birliği Başvuru Merkezi Müdürü
Esra İnan uyarıyor:
Kapıdan satış sözleşmeleri yasaya aykırı yapılıyor. Bir yıl içinde bu konuda yapılan şikáyetler geçen yılın aynı dönemine göre % 40 artmıştır. Tüketicileri uyarıyoruz: ‘‘Tüketiciden herhangi bir ödeme veya onu borç altına sokacak senet ve benzeri alınamaz.’’
MESAJ
KONYA Selçuk Üniversitesi'nden bir grup öğrenciden... Kampusumuz şehre 18 km uzaklıkla, ulaşım dolmuş ve tramvayla sağlanıyor.
Konya Büyükşehir Belediyesi'nin tramvay hattını kampus alanı içinde dolaştırmak gibi bir projesi olduğu halde üniversite yönetimi buna izin vermiyor. Artık çile çekmek istemiyoruz.
GAZİ Üniversitesi Ekonometri Bölümü'nde okuyan bir okurumuz Başbakanlık Bursu'nun neden yatırılmadığını sorarak, ‘‘Sayın Başbakan ekonominin iyiye gittiğini her konuşmasında dile getiriyor. Bu iyi gidişatı icraata çevirirlerse bursa ihtiyacı olan binlerce öğrenciyi sevindirirler’’ diyor.
ŞAŞKINBAKKAL'da 10 Kasım'da 9.05'te sirenler çalıyor. Ne gam kimsenin umrunda değil. Arabalar geçiyor. Yayalar yürüyor. Yazıklar olsun. Üzgünüz
Mustafa Kemal Atatürk... Erhan ONUR
KEMERBURGAZ'daki
Kemer Country'ye giderken
Göktürk köyü yolunun
Kavaklıdere mevkiinin önünde, yoldaki çukurlar yüzünden bir çok araba ciddi hasar görmektedir. Önlem alınamaz mı?
Rafael HABİB-İSTANBUL
METRO 4. Levent son durağından çıkınca
Seyrantepe'ye doğru yürüyorsunuz. Aslında yürüyemiyorsunuz çünkü yol kargacık burgacık, kaldırım yok. Yağmur yağınca yollarda sular birikiyor. Senelerdir burasının bir arayol olduğu için mi gözardı edilip unutulduğunu anlayamadım.
Pınar BATUM