Sorunlar % 80 aynı

“VATANDAŞ mevcut sistemden yana...

Haberin Devamı

En büyük sorun terör... Ekonominin gidişatı iyi değil... PKK ile mücadele başarısız, Türkiye bölünebilir... HDP Türkleri temsil ediyor mu?... Ordu yine en güvenilir kurum... Beştepe’ye ve başkanlığa destek yok... Paralel yapıyla mücadele onay görüyor... AB’ye destek azalmaya devam etti... Rusya en tehlikeli ülke... Hükümetin Suriye politikası başarısız... Türkiye iyi yönde değişiyor... Mutluluk oranı düşüyor.”

Kadir Has Üniversitesi’nin her yıl aralık ayında gerçekleştirilen ‘Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması’-2015 sonuçları Türkiye’deki değişen kamuoyu nabzını ortaya koyuyor. Ana başlıklar çok şey anlatıyor ama sorunlar yine de yüzde 80 olarak aynı... Özgüven ve güven noksanlığı... Sıkıntılı bir toplum (cemaat denmesi daha doğru)... Yine de demokrasiye inancı artıyor halkın.
Halk en büyük sorun olarak terör ve işsizliği görmeye devam ediyor... Gündemdeki ‘başkanlık’ tartışmalarında tavrını parlamenter demokrasi ve üniter devlet sisteminden yana koymaya devam ediyor.
Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, İİSB Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Zaim ve İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Banu Baybars Haw önceki akşam Cibali Kampusunda bir grup gazeteci ile sonuçları paylaştı. Araştırmada önemli bazı veriler şöyle:

-TERÖR: 7 Haziran ve 1 Kasım sürecinde Güneydoğu’da yaşanan olayların etkisi olabilir. Terörün Türkiye’nin en büyük sorunu olduğunda Türkler ve Kürtler mutabık (Türkler %35.7 Kürtler %34.1). Terörün çözümü için askeri ve siyasi yöntemler başabaş (askeri % 31.6, siyasi % 30.9) Askeri yöntemlerin çözüm olduğu düşüncesi düşüşte.

-KÜRT SORUNU: Hükümetin Kürt sorununa yönelik politikaları başarısız bulunuyor (% 40) ancak bu oran düşmüş (2012: % 50.5 2013: % 49.4 2014: %47.7 2015: % 40) AK Parti seçmeni Kürt sorununa yaklaşımı başarılı buluyor (% 24.3). PKK’nın Kürtleri temsil etmediği düşünülüyor (% 52).
Türklere göre HDP de PKK da Kürtleri temsil etmiyor. Abdullah Öcalan’ın HDP ve PKK üzerinde oldukça etkili olduğu düşünülüyor, ancak bu oranlar düşmüş. Anadilde eğitime yüzde 52.8 onay yok. Kürtler % 87.4 istiyor, Türkler % 54.5 istemiyor. Kürtlerle Türkleri bağlayan ana unsur olarak %47 ile Müslümanlık görülüyor. Çözüm sürecine yeniden başlama isteği ise % 53

-BAŞKANLIK-YÖNETİM: Beklenen devlet yapısı üniter devlet (% 64.6). Bu konuda oranlar değişse de herkes hemfikir. Beklenen yönetim tarzı parlamenter demokrasi (% 68.9). Başkanlık ise fazla tercih edilmiyor (% 22.1). Halk başkanlık sistemini toplumda kutuplaşmayı artıracağı düşüncesiyle (% 32.2) istemiyor. Başkanlık istemeyen AK Partililer de aynı fikirde (44.4), CHP’liler (% 29.4), MHP’liler (% 41.2) ve HDP’liler (% 30.6) ise tek adamlığa yol açma endişesinden dolayı başkanlık istemiyor. Kürtlerin istediği yönetimin bağımsız Kürt devleti olduğu (32.6) düşünülüyor. Ancak bu oranda ciddi düşüşler var (2012: 68.9, 2013: 62.8 2014: 50.8). Kürtlerin kendileri ise özerk yönetim (% 33.3) ve daha demokratik bir Türkiye (30.6) istiyor. Türklere göre ise Kürtler bağımsızlık istiyor (34.6).

-PARALEL YAPI: Devlet içinde paralel yapılanmanın var olduğuna inanılıyor (% 43.5). Buna en çok inananlar AK Partililer (% 50.5). Paralel Yapı konusunda en kararsız seçmen MHP’de: (İnanıyorum: % 35.2, İnanmıyorum: % 36.7). Paralel Yapı ile mücadele (% 63) ve mücadele yöntemleri (% 73.8) yeterli bulunuyor.

-AB ÜYELİĞİ: AB üyeliğine destek düştü (65.1, 2014: 71.4). AB üyeliğini en çok isteyenler HDP’liler (77.5) ve Ulusalcılar (92.3), AB üyeliğinin Türkiye’ye en büyük katkısı; ekonomik seviye yükselir (65.6)

 

Haberin Devamı

Günün sözü

 

Haberin Devamı

-“Yarım gerçek genellikle büyük bir yalandır.”
(Amerikan deyişi)

 


‘Türkiye olmadan cennete bile girmem’

 


BU sözün sahibi KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş’ı 13 Ocak 2012 de vefatının yıldönümünde saygı ile anıyoruz. Her türlü zorluğu yeneceğimize inancımızı pekiştiren bir diğer sözünü hatırlatıyoruz:
Başaramayacağım korkusu içinizde yer etmesin. Başaracağım diyen başarır.”
Önceki yıllarda (1999) Hukukun Egemenliği Derneği olarak Sayın Denktaş’ı ‘Barış Adamı’ olarak seçmiştik. “Bugün Kıbrıs’ta; bir Yugoslavya, Sırbistan, Çeçenistan olayı yaşanmıyorsa, dünya bunu Sayın Rauf Denktaş’a borçludur. Bu nedenle Sayın Denktaş’a Barış Ödülü’nü sunuyoruz.”
Bu ödüller önceki yıllarda Demirel, Sabiha Gökçen ve Sakıp Sabancı’ya verilmişti.
Kızı, Denktaş’ın son nefesini verirken Türkçe ve Rumca, “Bu bağımsızlık yoludur, egemenlik yoludur, vatan yoludur devlet yoludur, Türklük yoludur. Türkiye yoludur” dediğini söylemiştir. Denktaş’ın, Ermeni soykırım yalanının çürütülmesi için de çok değerli katkıları olmuştur.
Cenaze töreni sırasında ise ilginç bir tesadüf yaşanarak cenazenin üzerine muhteşem bir gökkuşağı doğmuştur. İşte Türklüğe gönül ve can verenler böyle yaşar, sonsuzluğa böyle gider, yüreklerde böyle yaşarlar.
Av. A. Erdem AKYÜZ

 

Haberin Devamı


Kaçak Suriyeliye bu ‘itibar’ niye

 

SURİYELİLERE çalışma izninin verilmesi kayıt dışı istihdamı engellemeye dönük olsa da yüzbinlerce üniversite mezunu genç işsizin önünü keseceği aşikâr.
İşsizliğin yaygın olduğu günümüzde Suriyeli işçiler üretimin, yaşamın her alanında zaten boy gösteriyor.
Türkiye, henüz kendi işsizine istihdam sağlayamazken, ülkelerinden kaçıp gelen onbinlerce Suriyeli çok düşük ücretle, merdiven altlarında kayıt dışı çalışıyor.
Türkiye’deki 2.5 milyon dolayındaki sığınmacılardan 250 bininin kaçak olarak istihdam edildiği tahmin ediliyor.
Üniversite mezunu yüzbinlerce genç işsiz gezerken, yanıla yakıla iş ararken, işverenler kaçak Suriyeli işçiyi tercih etmesinin ardında sorulacak çok soru vardır.
Şükrü KARAMAN

 

Haberin Devamı


Güngör Çepni’den açıklama



GÜNGÖR Çepni’nin açtığı davayı savcılık reddetti” (10 Ocak 2016) yazısına bir açıklama gönderen Güngör Çepni diyor ki: “Haberde daha önce aynı yazarın gerçekdışı iddiaları içeren bir başka yayınıyla ilgili yaptığım suç duyurusunun takipsizlik, tazminat davamın reddedildiğine ilişkin sözde bilgi verilirken -ki bu kararlar

Yargıtay

denetiminden geçmemiş, dolayısıyla kesinleşmemiş kararlardır- vahim iddialarda bulunulmuştur. Yazar beni ve ailemi kamuoyunda ‘terör örgütü’ olarak bilinen örgütle ilişkilendirmiştir. Ne ben ‘Paralelci’ ne de abim Tuncay Çepni ‘Kadıköy imamı’dır. Tarafımdan dolaylı ya da dolaysız hiçbir gazeteci ve yazarın deyimiyle ünlü işadamları Pensilvanya’ya götürülmemiştir. Aynı zamanda şahsen hiçbir zaman Pensilvanya’ya gitmediğim gibi Fethullah Gülen isimli şahısla herhangi bir tanışıklığım da bulunmamaktadır. Bu iddiaları dile getiren yazarın yayınla ilgili her türlü yasal yollara başvuracağımı kamuoyunun bilgisine sunarım.”

Yazarın Tüm Yazıları